No | Hadis Metni | Kaynak |
12774 | Biliyormusunuz yerle gök arası ne kadardır? O ikisinin arası beş yüz seneliktir. Her bir semanın diğer semaya da arası beş yüz senedir. Her bir semanın kalınlığı da beş yüz yıllıktır. Yedinci göğün üstünde bir deniz vardır ki, onun üstü ile altı arası gök ile arz arası gibidir. Sonra bunun üstünde de sekiz hamele-i Arş vardır. (Vahşi keçi suretinde) Onların dizleri ile tırnakları arası yerle gök arası gibidir. Sonra bunun üstünde Arş vardır. Arşın üstü ile altı arası sema ile arz arası gibidir. (Bütün mahlukat Arşın yanında çöldeki bir halka gibidir) Allah Subhane ve Teala bunun fevkindedir ve de Ona insan oğlunun amellerinden hiç bir şey gizli kalmaz. | Ramuz el e-hadis, 454. sayfa, 11. hadis |
12803 | Nefsim yed-i kudretinde Olana kasem ederim ki, Ey Ehli Beyt, kimse size buğz etmez, ancak Allah onu yüz üstü Cehenneme sürer. | Ramuz el e-hadis, 457. sayfa, 8. hadis |
12805 | Nefsim yed-i kudretinde Olana yemin ederim ki, aranızda Allah'ın kitabı ile hükmedilecektir. Verdiği fidye ve koyun sana geri verilsin; oğluna da yüz sopa ve bir sene sürgün. Bunun ailesine de recm gerekir. Ey Umey şu kadına git, itiraf ederse onu recm et. (Davacı şeklinde iki kişi gelmiş ve and vermişler ki, meselemizi Kitabullaha göre faslet. O zaman yukarıki hadis varid olmuş) | Ramuz el e-hadis, 457. sayfa, 10. hadis |
12830 | Mü'mine üçyüz almış melek verilmiştir. Bunlar, kendisinin gücü yetmediği belaları, zararları def ederler. Bunlardan dokuzu göze aittir ki, ondan, yaz gününde sizin bal tabağından sinekleri kovaladığınız gibi, zararları def ederler. Eğer onlar zahir olsalardı derelerde, bayırlarda, ellerini uzatmış ağızlarını açmış vaziyette görürdünüz onları. Eğer kul bir lahza kendi haline bırakılsaydı, şeytanlar onu çarpar yok ederlerdi. | Ramuz el e-hadis, 460. sayfa, 5. hadis |
12847 | Yazık sana, arkadaşının boynunu kestin. (yüze karşı medh edene) Sizden biri kardeşini mutlaka medh edecekse şöyle söylesin: "Falan şöyle zannediyorum Allah bilir ya. Ben Allaha karşı hiç bir kimseyi tezkiye edemem. onun şöyle şöyle olduğunu sanıyorum." Desin. Şayet o adamın hakkında söylediği bu hususları biliyorsa. | Ramuz el e-hadis, 461. sayfa, 12. hadis |
13042 | Benim Ehli Beytimden bir adam yer yüzüne hakim olmadıkça kıyamet kopmaz. onun alnı açıktır, kemer burunludur. O yer yüzünün daha evvel zulümle doldurulduğu gibi, dünyayı adaletle doldurur. İdaresi yedi sene sürer. | Ramuz el e-hadis, 477. sayfa, 8. hadis |
13189 | Bir kul Allah yolunda oruç tutarsa, o gün sebebile Allah onun yüzünü Cehennemden yetmiş yıllık yere uzaklaştırır. (azada oruç) | Ramuz el e-hadis, 489. sayfa, 1. hadis |
13246 | Ya Esma, kadın, kız baliğa oldu mu onun artık yüzü ile elinden başka yeri gözükmemek icap eder. | Ramuz el e-hadis, 493. sayfa, 9. hadis |
13413 | Maruf (hayır) yüz kişinin elinde dolaşır. Bunda en sonuncusunun da birincisi kadar nasibi olur. | Ramuz el e-hadis, 509. sayfa, 4. hadis |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |