Arama Sonuçları yer

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/1504-yer/630

NoHadis MetniKaynak
13498 Benden sonra hulefa, hulefadan sonra umera, umeradan sonra melikler, meliklerden sonra Cebabire, Cebabireden sonra ise Ehli Beytimden bir kimse gelir de, O yeryüzünü adaletle doldurur. Ondan sonra da "Kahtani" gelir. Beni gönderen Zata kasem ederim ki, O, diğerlerinden aşağı değildir.Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 4. hadis
13514 Efendimiz (s.a.s.) sıfatça, cemali Peygamberisi ile insanların en güzeli idi. Uzuna meyleden bir boyu vardı. Omuzları arası geniş ve yüz etleri hafifti. Saçlarının siyahı kuvvetli, gözleri sürmeli, kirpikleri uzundu. Ayağı ile yere bastığında tamamiyle basardı. Ayak çukuru hafifti. Ridasını omuzlarından bırakınca gümüş parçası gibi görülürdü. Gülünce mübarek ağzından nur parlardı.Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 9. hadis
13529 Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi.Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis
13555 (Sahrada) Def'i hacet için siperlenmekte yer tümseği veya hurmalık arasını seçerlerdi.Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 1. hadis
13565 Kendilerine yenecek bir şey getirildiğinde, "Bu hediye mi sadaka mı?" diye sorarlardı. "Sadakadır" denildiğinde kendileri yetmez, ashabına "siz yiyiniz" buyururlardı. "Hediyedir" denilirse, elini uzatır ve onlarla beraber yerlerdi.Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 11. hadis
13566 Esirler getirildiğinde bir aileyi toplu olarak bir yere verirler ve onların ayrılmalarını hoş görmezlerdi.Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 12. hadis
13568 Bir yemek getirildiğinde önünden yer. Hurma getirildiğinde veya (meyvada) eli cevelan ederdi.Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 14. hadis
13575 Yatacakları zaman şöyle buyururlardı: "Allahım senin isminle yanımı yere koydum. Allahım günahımı bağışla, şeytanı benden uzaklaştır. Beni bağlardan kurtar, mizanımı ağır kıl ve Beni mele'i alaya yükselt"Ramuz el e-hadis, 523. sayfa, 6. hadis
13579 Defi hacette yere yaklaşmadan elbiselerini kaldırmazlardı.Ramuz el e-hadis, 523. sayfa, 10. hadis
13580 Defi hacette en uzak bir yere giderlerdi.Ramuz el e-hadis, 523. sayfa, 11. hadis