No | Hadis Metni | Kaynak |
12465 | Bir kimse hasta yoklamaya rahmet içinde gider ve oturduğunda rahmete gömülür ve onun için yetmiş bin melek istiğfar eder. Eğer gündüzün evvelinde hastayı ziyaret etmişse yetmiş bin melek akşam oluncaya kadar onun için istiğfar eder. Eğer onu gündüzün sonunda ziyaret ederse, sabah oluncaya kadar yine yetmiş bin melek kendisi için istiğfar eder. Denildi ki: " Ya Resulallah bu ziyaretçiye, peki hastaya ne var?" Buyurdu ki: "Bunun kat be katı." | Ramuz el e-hadis, 429. sayfa, 16. hadis |
12774 | Biliyormusunuz yerle gök arası ne kadardır? O ikisinin arası beş yüz seneliktir. Her bir semanın diğer semaya da arası beş yüz senedir. Her bir semanın kalınlığı da beş yüz yıllıktır. Yedinci göğün üstünde bir deniz vardır ki, onun üstü ile altı arası gök ile arz arası gibidir. Sonra bunun üstünde de sekiz hamele-i Arş vardır. (Vahşi keçi suretinde) Onların dizleri ile tırnakları arası yerle gök arası gibidir. Sonra bunun üstünde Arş vardır. Arşın üstü ile altı arası sema ile arz arası gibidir. (Bütün mahlukat Arşın yanında çöldeki bir halka gibidir) Allah Subhane ve Teala bunun fevkindedir ve de Ona insan oğlunun amellerinden hiç bir şey gizli kalmaz. | Ramuz el e-hadis, 454. sayfa, 11. hadis |
12782 | Vallahi Cenneti And'e bir takım kimseler girdi ki, bunlar çok namaz, oruç ve umre yapanlar değildi. Fakat Allah'ın emirlerini anladılar, hata yaparsak diye korktular. Rableri ile mutmain oldular ve kalblerinizin huzuru azalarına kadar çıktı. Bu suretle ahirette Allah yanında menzile ve derece güzelliği ile halka faik oldular. | Ramuz el e-hadis, 455. sayfa, 7. hadis |
12973 | Cehenneme (cehennemlikler) atılmaya devam ettikçe o şöyle der; "Daha var mı?" İzzet sahibi Rab ayağını ona koyuncaya (tecelli edinceye) kadar. O zaman bir kısmı küçülür de, "İzzet ve keremin hakkı için pes pes" der. Cennette ise fazla yer bulunmaya devam eder. Hatta öyleki, Allah başka mahlukat yaratır da Cennetin fazla yerlerine onları iskan eder. | Ramuz el e-hadis, 471. sayfa, 11. hadis |
13167 | "La ilahe illallah" sözü, Allah'ın gadabını kullarından uzaklaştırmaya devam eder, dünyaları yolunda iken dinlerindeki eksikliği görmez oluncaya kadar. O zaman yine söylerler fakat Allah (z.c.hz.) onlara "Yalan söylüyorsunuz" buyurur. | Ramuz el e-hadis, 487. sayfa, 2. hadis |
13306 | Ya Ammar (r.a), Allah (z.c.hz.)nin bir meleği vardır ki, ona bütün mahlukatın söylediğini dinlemek kabiliyetini vermiştir. Ben ölünce kıyamete kadar o kabrimde durur ve ümmetimden bir kimse Bana ne zaman salat getirse onu ismi ve baba ismi ile Bana bildirir de, der ki: "Ya Muhammed (s.a.v) falan sana şöyle şöyle salat eyledi." Bunun üzerine Rab, bu adama her bir salatına karşılık on salat eder. | Ramuz el e-hadis, 499. sayfa, 4. hadis |
13317 | Ya Aişe (r.a) kul bir secde ederse, Allah (z.c.hz) o secde yerini yedi kat yere kadar tahir eder. | Ramuz el e-hadis, 500. sayfa, 3. hadis |
13450 | Muhafaza meleklerinin duymadığı "Zikri hafi", duyduğu zikir üzerine yetmiş bu kadar kat üstündür. | Ramuz el e-hadis, 512. sayfa, 11. hadis |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |
14092 | Duhayı dört rekat kılarlardı. Ve Allah nasib ettiği kadar artırırlardı. | Ramuz el e-hadis, 556. sayfa, 4. hadis |