Arama Sonuçları için isteme

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/17554-icin-isteme/10

NoHadis MetniKaynak
10758 Ümmetimden öyle adamlar vardır ki, onlardan biri gecenin bir kısmında kalkar da onun üzerinde (Şeytanın akşamdan bağladığı) düğüm varken, kendine ibadet için tedbir yapar ve abdest alırsa, ellerini yıkadığında bir düğüm çözülür. Yüzünü yıkadığında yine bir düğüm çözülür. Dirseklerine kadar kollarını yıkadığında bir düğüm daha çözülür. Başını mesh ettiğinde yine bir düğüm çözülür. Ayaklarını yıkadığında bir düğüm daha çözülür. Başını mesh ettiğinde yine bir düğüm çözülür. Ayaklarını yıkadığında da bir düğüm çözülür. Allah teala hicabın arkasında olanlara (melaikeye) o zaman şöyle buyurur: "Bakın şu kuluma, Benden istemek için nasıl nefsinin çaresine bakıyor. Şu kulum ne isterse onundur."Ramuz el e-hadis, 289. sayfa, 4. hadis
11639 Ne iyi, ne de kötü kimse için ölümü istemek yoktur. İyi ise iyiliğini artırır. Kötü ise tevbe edip kendisini kurtarır.Ramuz el e-hadis, 366. sayfa, 6. hadis
11678 Uhud dağı kadar altınım olsa, öldüğüm gün ondan yanımda bir altın veya yarısı kalsın istemem. Meğer ki borç ödemek için hazırlanmış ola. (Onu isterim ki fisebilillah harcayayım)Ramuz el e-hadis, 369. sayfa, 11. hadis
11772 Bir kul sadaka veya sıla sureti ile verme kapısını açarsa, Allah (z.c.hz.) ona ziyade eder. Bir kimse de çoğaltmak için kuldan isteme kapısını açarsa Allah (z.c.hz.) de onun mahrumiyetini artırır.Ramuz el e-hadis, 376. sayfa, 10. hadis
11820 Kulun ettiği dualar içinde: "Allahümme innî es'elükel muâfâte fiddünya vel ahireti" (dünya ve ahireti için afiyet istemesi) kadar efdal yoktur.Ramuz el e-hadis, 381. sayfa, 8. hadis
12495 Bir kimse isteme kapısını açarsa Allah Teala ona dünya ve ahirette fakirlik kapısını açar. Bir kimse de Allah rızasını kazanmak için ihsan kapısını açarsa, Allah da ona dünya ve ahiret hayrını verir.Ramuz el e-hadis, 432. sayfa, 1. hadis
12688 Kim Benim için bir şeyi kabul ediyorsa Ben de ona Cenneti kabul edeyim. Kimseden bir şey istemesin.Ramuz el e-hadis, 447. sayfa, 6. hadis
12985 Kimseden bir şey isteme, sana Cennet var. Kızıma, gene Cenneti hak edersin. Güneş batmdan günde yetmiş kere istiğfar et. Allah senin yetmiş senelik günahını affeder. Dedi ki: "Benim yetmiş senelik günahım yok." Buyurdu ki; Ev halkın için. Dedi ki: "Ev halkımın da yoksa?" Buyurdu ki, komşuların için.Ramuz el e-hadis, 473. sayfa, 1. hadis
13120 Kul imanın hakikatine erişemez; kendine istediğini halk için de istemedikçe.Ramuz el e-hadis, 483. sayfa, 5. hadis
14228

Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l-Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

“Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

— Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka sizi bu kayadan

hiçbir şey kurtaramaz, dediler.

İçlerinden biri söze başlayarak:

—Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.

Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.

Bir diğeri söze başladı:

—Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. (Bir başka rivayete göre: Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu o kadar seviyordum). Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dedi ki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.

Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adam da:

—Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Birgün bu adam çıkageldi. Bana: —Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:

—Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:

—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.

Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100