No | Hadis Metni | Kaynak |
9523 | İman demek, namaz demektir. Kim ki namaz için kalbini boşaltır ve o namazı itina ile, vaktine ve sünnetine dikkat ederek muhafaza ederse, işte o mümindir. | Ramuz el e-hadis, 193. sayfa, 10. hadis |
9570 | Günahtan tövbe eden günahsız gibidir. Günahı bırakmadan istiğfar eden, Allah'la alay ediyor demektir. Bir kimse müslüman birine eza ederse, bundan dolayı o adama, yerde biten hurma ağaçları kadar günah terettüp eder. | Ramuz el e-hadis, 197. sayfa, 2. hadis |
9814 | Annesinin- babasının ihtiyacını karşılamak veya onları insanlardan müstağni kılmak için çalışan kimse, fisebilillah çalışıyor demektir. Ailesinin veya çocuklarının ihtiyacını karşılamak veya onları insanlardan müstağni kılmak için çalışan kimse de gene fisebilillah çalışıyor demektir. Kendi nefsinin ihtiyacını gidermek ve insanlara muhtaç olmamak için çalışan da yine fisebilillah çalışıyor gibidir. Hilede, hud'ada olan ise şeytan çalışıyor demektir. | Ramuz el e-hadis, 212. sayfa, 5. hadis |
9994 | Fakirlik, dünya ve ahiret yoksulluğudur. Dünya yoksulluğu ahiret zenginliği ve dünya zenginliği ise ahiret yoksulluğudur ki bu helak demektir. Dünya malını ve zinetini sevmek; işte bu ahiret fakirliği ve ahiret azabıdır. (Sevgi duymadan malı olursa bundan zarar görmeyecektir.) | Ramuz el e-hadis, 226. sayfa, 13. hadis |
10345 | Yetim kızın kendisine sorulur. Eğer susarsa, bu, kabul ediyor demektir. Şayet istemezse, artık onun nikahını yapmaya imkan yoktur. | Ramuz el e-hadis, 251. sayfa, 5. hadis |
10481 | Bir kimse şu üç şeyi yaparsa imanın tadını tatar: Yalnız Allah'a kul olur ve "La ilahe illallah" der, gönül hoşluğu ile zekatını verir, şöyle ki: yaşlısını, zayıfını, hastasını, adisini değil, fakat malın ortasından verir. Muhakkak ki Allah, onun en güzelini sizden istemez. Lakin, en kötüsünü de emretmemiştir. nefsini tezkiye eder. Denildi ki, "nefsi tezkiye ne demektir?" Buyurdu ki: "Kişinin nerede olursa olsun, Allah'ın kendisi ile beraber olduğunu bilmesidir. | Ramuz el e-hadis, 262. sayfa, 7. hadis |
11106 | Selam ve teşmiti yayın. (Teşmit; aksırıp da "Elhamdülillah"diyene "Yerhamukallah"demektir.) | Ramuz el e-hadis, 320. sayfa, 2. hadis |
11227 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Benim dostlarımdan birine eza eden adam, Bana harp ilan etmiş demektir. Bana yaklaşmak için de farzlara benzer bir şey yoktur. Kul Bana nafile ibadetle o derecede yaklaşmakta devam eder ki, Ben onu severim ve Ben onu sevince de gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı, akleden gönlü, konuşan dili olurum. Dua ederse kabul eder, bir şey isterse veririm. Yaptığım işler içinde, böyle kulumun ölümüne karar vermek kadar Bana güç gelen bir şey yoktur. Çünkü o kul ölümü sevmez, Ben de onu gücendirmeyi sevmem." | Ramuz el e-hadis, 330. sayfa, 5. hadis |
11464 | Miracda İbrahim (a.s.)'a mülaki olduğumda dedi ki: "Ya Muhammed (s.a.s.) ümmetine Benden selam söyle ve onlara haber ver ki, Cennetin toprağı iyi ve suyu güzeldir, fakat ekilmemiştir. Onun tohumu ise Sübhânellahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber" demektir. | Ramuz el e-hadis, 349. sayfa, 5. hadis |
11467 | Her şeyin bir ilerleyişi, bir geri gidişi vardır. Kabilenin hepsinin fakih oluşu, dinin ikbalinin alametidir. Öyle ki, o kabilede ancak bir veya iki cahil kimse bulunur. Kabilenin baştan başa cahil oluşu, dinin geri gidişi demektir. Öyle, içlerinde bir iki alim olur. Onlar da zelildir. Makhurdur. (Sözleri geçmez) Kendilerine taraftar ve yardımcı bulamazlar. | Ramuz el e-hadis, 349. sayfa, 8. hadis |