Arama Sonuçları Kıyamet günü

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/188-Kiyamet-gunu/250

NoHadis MetniKaynak
13431 Şehid, Kıyamet gününde ehli beytinden yetmiş kişiye şefaat eder.Ramuz el e-hadis, 511. sayfa, 3. hadis
13442 İnsanlar Kıyamet gününde terlerler. Öyle ki yerde yetmiş arşın ter gider ve onları kulaklarına ulaşıncaya kadar gemler ve gömer.Ramuz el e-hadis, 512. sayfa, 3. hadis
13474 Allah (z.c.hz.) Kıyamet gününde kullarına hüküm vermek için kürsüsünün üzerinde ulemaya şöyle buyurur: "Ben ilmimi, hilmimi size ancak sizi affetmek için verdim. Sizden olana aldırmam."Ramuz el e-hadis, 515. sayfa, 4. hadis
13482 Allah (z.c.hz.) buyurur: "İzzetim hakkı için kulumun üzerinde iki korkuyu ve iki eminliği toplamam. Dünyada Benden emin olursa Kıyamet günü onu korkuturum. Dünyada Benden korkarsa Kıyamet günü onu emin kılarım."Ramuz el e-hadis, 516. sayfa, 3. hadis
13486 Allah Tebareke ve Teala Kıyamet gününde şöyle buyurur: "Ey Adem kalk, ümmetinden binde dokuz yüz doksan dokuzunu Cehenneme, birini de Cennete ayır." O zaman ashab yere uzanarak ağlamaya başladı. Buyurdu ki: "Başlarınızı kaldırın. Nefsim yed-i kudretinde Olana yemin ederim ki, ümmetim, ümmetler içinde siyah öküzün cildindeki beyaz tüy gibidir."Ramuz el e-hadis, 516. sayfa, 7. hadis
13504 Mü'minler için (Kıyamette) nurdan kürsüler kurulur. Bir bulut üzerlerine gölge yapar ve onlara mahşer günü, gündüzün bir saati gibi gelir.Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 10. hadis
13835 Uykuya yatınca sağ elini yanağı altına koyar ve: "Allahümme gınî azâbeke yevme teb'asu ibâdeke" (Allahım Kıyamet günü kullarını dirilttiğinde beni azabından koru) buyururlardı.Ramuz el e-hadis, 541. sayfa, 5. hadis
14237

Zirr İbni Hubeyş şöyle dedi;

Mestler üzerine nasıl mesh edileceğini sormak üzere Safvân İbni Assâl radıyallahu anh’ın yanına gitmiştim. Bana:

Zirr! Niçin geldin? diye sordu. Ben de: İlim öğrenmek için, deyince şunları söyledi: Melekler, ilim öğrenenlerden hoşlandıkları için onlara kanat gererler. Ben de: Büyük ve küçük abdestten sonra mestler üzerine nasıl mesh edileceğikafamı kurcaladı. Sen de Hz. Peygamber’in ashâbından olduğun için, onun bu konuda bir şey söylediğini duydun mu diye sormaya geldim, dedim. Safvân: Evet, duydum. Resûl-i Ekrem seferde bulunduğumuz zaman mestleri üçgün üç gece çıkarmamayı, büyük ve küçük abdest bozduktan, uyuduktan sonra bile mestlere meshetmeyi, ancak cünüp olunca mestleri çıkarmayı emrederdi, dedi. Onun sevgiye dair bir şey söylediğini duydun mu? diye sordum. Evet, duydum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir sefere çıkmıştık. Biz onun yanındayken bir bedevî kaba sesiyle: Muhammed! diye bağırdı.

Hz. Peygamber de onun sesine yakın bir sesle:

“Gel bakalım”, dedi.

Bedevîye dönerek:

Yazıklar olsun sana! Hz. Peygamber’in huzurunda bulunuyorsun. Kıs sesini! Yüksek sesle bağırmanı Allah yasakladı, dedim.

Bedevî:

Vallahi sesimi kısmam, dedi ve Resûl-i Ekrem’e: Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan kimse hakkında ne dersin? diye sordu.

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Bir kimse, Kıyamet gününde, sevdikleriyle beraberdir.” Safvân İbni Assâl sözüne devamla dedi ki: Hz. Peygamber bu konuda uzun uzun konuştu. Hatta bir ara batı taraflarında bulunan bir kapıdan bahsetti. “Kapı yaya yürüyüşüyle kırk yıl veya yetmiş yıl (yahut râvinin hatırladığına göre süvari gidişiyle kırk veya yetmiş yıl) genişliğindedir”, buyurdu.

Şamlı muhaddislerden Süfyân İbni Uyeyne şöyle dedi:

Allah gökleri ve yeri yarattığı gün, bu kapıyı tövbe için açık olarak yaratmıştır. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar o kapı kapanmayacaktır.
Tirmizî, Daavât 98. Ayr ca bk. Tirmizî, Tahâret, 71; Nesâî, Tahâret 97, 113;ı İbni Mâce, Fiten 32
14475

Ümmü Abdullah künyesi ile anılan mü’minlerin annesi Hz. Âişe’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur: Bir ordu harp etmek için Kâbe’ye yürüyecek; sahraya geldiklerinde ise ordudakilerin hepsi yerin dibine geçirilecek. Âişe der ki: “Ey Allah’ın Resûlü, neden hepsi yerin dibine geçirilsin ki? İçlerinde, ticaret için yola çıkanlar olduğu gibi onlardan olmadığı hâlde yollarda orduya katılanlar da vardır, dedim. Resûlullah : Hepsi birden yerin dibine geçirilirler ve Kıyamet günü niyetlerine göre haşrolunurlar.” buyurdu.

B2118 Buhârî, Büyû’, 49; M7244 Müslim, Fiten, 8
14261

Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah, iyiliğini dilediği kulunun cezasını dünyada verir. Fenalığını dilediği kulunun cezasını da, Kıyamet günü günahını yüklenip gelsin diye, dünyada vermez.”

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem (yine) şöyle buyurmuştur:

“Mükâfâtın büyüklüğü, belânın şiddetine göredir. Allah, sevdiği topluluğu belâya uğratır. Kim başına gelene rızâ gösterirse Allah ondan hoşnut olur. Kim de rızâ göstermezse, Allahın gazabına uğrar.”

Tirmizî, Zühd 57. Ayrıca bk. İbnî Mâce, Fiten 23