No | Hadis Metni | Kaynak |
13823 | Ashabından birine rastlayınca önce selam verir, sonra musafaha ederdi. | Ramuz el e-hadis, 540. sayfa, 7. hadis |
13824 | bir kimsenin ismini çıkaramazsa ona "Ey Abdullah oğlu" diye hitab ederlerdi. | Ramuz el e-hadis, 540. sayfa, 8. hadis |
13844 | Aynada yüzlerine nazar ettiklerinde şöyle derlerdi: "Hamd olsun o Allaha ki Benim siretimi ve suretimi güzel yarattı. Benden başkasında çirkinlik veren şeyi Bende güzel kıldı." Sürme çektiklerinde de her bir gözüne iki defa çekerlerdi. Ücüncüyü de hem ona, hem one çekerlerdi. Ayakkabısını giydiğinde sağdan, çıkardığında soldan başlarlardı. Mescide sağ ayağı ile girerlerdi. (Sol ile çıkılır) Alıp vermede her şeyde sağla başlamayı severlerdi. | Ramuz el e-hadis, 541. sayfa, 14. hadis |
13847 | Fırtına şiddetlendiğinde, rüzgara karşı dururlar ve iki dizleri üzerine kalkıp ellerini uzatarak şöyle dua ederlerdi: "Yarabbi, bu rüzgarın hayrını ve onunla gönderilenin iyiliğini Senden isterim. Onun şerrinden ve onunla gönderilenin zararından sana sığınırım. Allahım onu bir Rahmet kıl ve azab vesilesi eyleme. Ya Rabbi onu rahatlık vesilesi kıl ve onu faydasız kılma." | Ramuz el e-hadis, 542. sayfa, 1. hadis |
13854 | En çok yaptıkları duaları şöyle idi: "Ya mukallibel kulûb, sebbit kalbî alâ dînike.": (Ey kalbleri çeviren Rabbım, kalbimi dinine sabit kıl) Bu husus sorulduğunda şöyle demişlerdi: "Hiç bir kimse yoktur ki, kalbi Allahın parmaklarından iki parmak arasında olmasın. Allah kimi dilerse onu doğrultur, kimi de dilerse onu kaydırır. | Ramuz el e-hadis, 542. sayfa, 8. hadis |
13869 | Çok merhametli idiler. Ona birisi geldiğinde eğer yanında bir şey var ise verirler, olmazsa vaad ederler ve vaadini de yerine getirirler idi. | Ramuz el e-hadis, 543. sayfa, 12. hadis |
13872 | Döşekleri, insanın kabirde altına konan şeye yakın bir şeydi (çok hafifti) ve mescid baş taraflarında kalırdı. | Ramuz el e-hadis, 543. sayfa, 15. hadis |
13886 | Efendimiz (s.a.v)'in bir kılıcı vardı. Kabzası ve kınının ucu gümüş işlemeli idi. Ayrıca gümüşten halkaları vardı, ismine "Zülfikar" denilirdi. Ok ve yayı vardı, ismine "Zessedat" denirdi. Ok mahfazası vardı, ismine "Zelcuma" denirdi. Bakır işlemeli bir zırhı vardı, ona "Zatül fudul" denirdi. Kargısı vardı, "Enneb'âü" denirdi. Kalkanı vardı, "Zagan" denirdi. Al bir atı vardı, adına "Mürtecis" denirdi. Yağız bir atı vardı, ona "Sekıb" denirdi. bir eğeri vardı, ona "raac" adı verilirdi. Boz bir katırı vardı, ona "Düldül" denirdi. bir devesi vardı, "Kusva" denilirdi. bir merkebi vardı, ona "Yafur" denirdi. bir yaygısı vardı, "kez" denilirdi. bir harbisi vardı ona "Nemr" denirdi. bir ibriği vardı, ona "sadr" adı verilirdi. bir aynası vardı, ona "Midelle" adı verilirdi. bir makası vardı, ona "Câmi' " denilirdi. Beyaz bir çubuğu vardı, ona da "Memşûk" denilirdi. | Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 10. hadis |
13924 | Kendisinden bir şey istenince ya verir veya susarlardı.(yok demezlerdi) | Ramuz el e-hadis, 546. sayfa, 12. hadis |
13927 | bir yudum su ile de olsa orucunu bozmadan akşam namazı kılmazlardı. | Ramuz el e-hadis, 546. sayfa, 15. hadis |