Arama Sonuçları on dördü

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/2069-on-dordu/10

NoHadis MetniKaynak
10807 Ya Ali, senin hakkında Allah'dan beş şey istedim. Birini kabul etmedi, dördünü verdi: Ümmetimin senin başında toplanmasını Allah'dan istedim, kabul etmedi. Senin hakkında Bana verdikleri ise şunlardır: Kıyamet gününde ilk olarak Ben ve yanımda sen kalkacağız. Önümde "Hamd" sancağını sen taşıyacaksın. Evvelkileri ve sonrakileri geçeceksin. Benden sonra mü'minlerin veliside sen olacaksın.Ramuz el e-hadis, 293. sayfa, 9. hadis
12393 Kim içki içerse önce celde (seksen sopa) vurun. Eğer ikinci defa içkiye dönerse yine vurun. Üçüncü defa dönerse yine vurun. dördüncü defa dönerse onu öldürün. (Nesh olunmuş.)Ramuz el e-hadis, 424. sayfa, 13. hadis
12448 Bir kimse dünyayı iffeti için, başkasının elindekinde gözü olmamak ve ehli iyaline hizmet etmek için helalinden taleb ederse, Allah (z.c.hz.) onu kıyamette yüzü ayın on dördüne benzer şekilde haşreder. Kim de onu (dünyayı) haram olarak, çoğaltmak maksadı ile ve öğünmek için taleb ederse, Aziz ve Celil olan Allah'a, Allah ona gadab eder olduğu halde mülaki olur.Ramuz el e-hadis, 428. sayfa, 13. hadis
12568 Bir kimse her gece "İza Vakaatil Vâkıa" suresini okursa ona ebedi olarak fakirlik isabet etmez. Ve bir kimse de her gece "La uksimi bi yevmil kıyameti" suresini okursa, kıyamet günü yüzü ayın ondördü gibi olduğu halde Allah'a mülaki olur.Ramuz el e-hadis, 438. sayfa, 6. hadis
13239 Ey Ebu Rezin Siz ayın on dördünde mehtabı izdihamsız görmüyor musunuz? Halbuki o Allah'ın yarattıklarından bir mahluktur. Allah ise mahlukatından çok yüksektir. (Kıyamet gününde Rabbımızı görebilecek miyiz ve bunu ne ile istidlal ederiz diye sorulduğunda yukarıki hadis varid oldu)Ramuz el e-hadis, 493. sayfa, 2. hadis
13253 Ey Ümmi Kays, Bu Kabristan görüyor musun? Buradan Allah kıyamette, yüzleri ayın on dördü gibi yetmiş bin kişiyi diriltecek ve onlar hesapsız Cennete gireceklerdir. (Baki kabristan)Ramuz el e-hadis, 494. sayfa, 6. hadis
13529 Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi.Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis
14463

Zeyd ibn Hâlid ve Ebû Hureyre (R) ikisi haber verdi­ler ki, kendileri Rasûlullah'tan işitmişlerdir: Rasûlullah'a, muhsan kılınmış hâldeyken zina yapmayı âdet eden bir cariyenin hükmünden sorulmuştu. Rasûlullah (S): "O cariyeye değnek cezası uygulayın. Son­ra yine zina ederse yine değnekleme cezası uygulayın. Sonra üçüncü yâhud dördüncü keresinde onu satınız" buyurdu

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 175
14403

Bize Ebu'n-Nu'mân tahdîs etti. Bize Hammâd ibn Zeyd, Eyyûb'dan; o da Muhammed ibn Sîrîn'den tahdîs etti ki, Selmân ibn Âmir (R): "Erkek çocuğun doğumu ile beraber akîka vardır" demiştir.

Ve Haccâc ibn Minhâl şöyle dedi: Bize Hammâd ibn Seleme tah­dîs etti. Bize Eyyûb, Katâde, Hişâm ibn Hassan el-Ezdî ve Habîb ibnu'ş-Şehîd; bunların dördü de Muhammed ibn Sîrîn'den; o da Sel­mân ibn Âmir(R)'den; o da Peygamber(S)'den olmak üzere haber verdi.

(Sufyân ibn Uyeyne ve) birçokları da Âsim ibn Selmân'dan ve Hişâm ibn Hassân'dan; onlar da Hafsa bintu Sîrîn'den; o da er-Rebâb (ibn Âmir ed-Dabbî)'dan; o da Selmân ibn Âmir ed-Dabbî'den; o da Peygamber'den olmak üzere söyledi.

Bu hadîsi Yezîd ibnu İbrâhîm, îbn Sîrîn'den; o da Selmân ibn Âmir'den onun sözü olarak, yânî mevkuf olarak rivayet etti.

Ve Esbâğ ibnu'l-Ferec de şöyle dedi: Bana Abdullah ibnu Vehb, Cerîr ibn Hâzım'dan; o da Eyyûb es-Sahtıyânî'den; o da Muham­med ibn Sîrîn'den haber verdi. O da dedi ki: Bize Selmân ibnu Âmir ed-Dabbî tahdîs edip şöyle dedi: Ben Rasûlullah(S)'tan işittim, şöyle buyuruyordu: "Erkek çocuğun doğumuyla beraber akîka vardır. onun adına akîka kurbânı kanı dökünüz ve çocuktan ezayı gideriniz!"

Buhari - KİTABU'L-AKIKA - 5