No | Hadis Metni | Kaynak |
8015 | Müslüman bir kul "Lâ ilâhe İllallah" dediğinde, o tevhid gökleri yarıp geçer ve Allahın huzurunda durur. Cenabı Hak ona: "Sakin ol" diye buyurur. O tevhid der ki: "Nasıl sakin olayım? Beni söyleyen mağfiret olunmadıkça" Allah Teala buyurur ki: "Sen o kulumun dilinden çıktığın anda Ben onu bağışlamıştım." | Ramuz el e-hadis, 56. sayfa, 5. hadis |
8025 | Şam ehli fesada uğradığında, sizde hayır kalmaz. Fakat ümmetimden bir taife, kıyamet kopuncaya kadar mansur ve muzaffer olmakta devam eder. (bunlar islam uleması veya askerleridir.) Onları yardımsız bırakanların bu durumları kendilerine bir zarar vermez. | Ramuz el e-hadis, 56. sayfa, 15. hadis |
8026 | İnbat halkı (Basra ile Kufe arasında bir yer halkı) arasında İslamiyet yayıldığında ve onlar sizin aranızda evler yapıp avlularında oturdukları zaman, kendilerinden sakınınız. Zira içlerinde hilekar, bozguncu ve fitneciler bulunur. | Ramuz el e-hadis, 56. sayfa, 16. hadis |
8071 | Kıyamet günü olduğunda Aziz ve Celil olan Allah meleklerine şöyle buyurur: "Kulaklarını ve gözlerini şeytanın çalgılarından ve haramlardan koruyanlar nerededir? Onları ayırınız." bunun üzerine melekler onları arayıp, misk ve anber tepeleri üzerinde toplarlar. Sonra Allah Meleklerine tekrar şöyle buyurur: "Onlara tesbihimi ve temcidimi duyurun." bunun üzerine o kimseler öyle güzel sesler duyarlar ki, benzerlerini hiç kimse duymamıştır. | Ramuz el e-hadis, 59. sayfa, 11. hadis |
8090 | Arefe günü akşamı olduğunda, kalbinde hardal tanesi ağırlığında iman bulunan hiç bir kimse kalmaz ki mağfiret edilmiş olmasın. Denildi ki: "Ya Resulallah, bu yalnız Arafat ehline mi mahsustur?" buyurdu ki: "Hayır, belki bütün müslümanlar içindir." | Ramuz el e-hadis, 61. sayfa, 1. hadis |
8094 | Şaban'ın onbeşinci gecesinde (Beraat gecesi) ibadetle kâim olun ve gündüzünde ise oruç tutun. Muhakkak ki, Allah Tealâ'nın rahmeti, güneşin batışında dünya göğüne nüzul eder de şöyle buyurur: "Agâh olun ey kullarım; istiğfar eden yok mu? Onu mağfiret edeyim. Rızık istiyen yok mu? Rızıklandırayım. Bir şeye mübtelâ olan yok mu? Ona afiyet vereyim. Bir şey istiyen yok mu ki ona vereyim." Ve bu şekildeki hitabları fecir tulû' edinceye kadar devam eder, gider. | Ramuz el e-hadis, 61. sayfa, 5. hadis |
8123 | Bir mü'min öldüğünde, komşularından iki kişi: "Biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyoruz" demişlerse, Allah Tealâ'nın ilminde o kulun hali öyle olmadığı halde, Allah meleklerine buyurur ki: "Ölen kulum hakkında, şu iki kulumun şehadetini kabul ediniz ve bu hususta Benim ilmimde mevcut olan durumunu dikkate almayınız." | Ramuz el e-hadis, 63. sayfa, 2. hadis |
8138 | Siz, Cennet bahçelerine uğradığınızda otlayınız. Dediler ki: "Cenet bahçeleri nedir?" buyurdu ki: "Zikir halkaları" dır. | Ramuz el e-hadis, 64. sayfa, 1. hadis |
8140 | Siz Cennet bahçelerine uğradığınızda otlayınız. Denildi ki: "Ya Resulallah Cennet bahçeleri nedir?" buyurdu ki: "Mescidler" dir. Denildi ki: "Otlamak nedir?" buyurdu ki: "Subhanellâhi velhamdülillahi velâ ilâhe illallahu vallahü ekber" demenizdir. | Ramuz el e-hadis, 64. sayfa, 3. hadis |
8147 | Bir meclise uğradığında orada olanlara selâm ver. Onlar bir hayır üzerinde iseler sen de ortak olmuş olursun. Eğer bunun dışında iseler bu selâm senin için ecir olur. | Ramuz el e-hadis, 64. sayfa, 10. hadis |