Arama Sonuçları her adım

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/25045-her-adim/10

NoHadis MetniKaynak
11710 her su döktükçe abdest alınmakla emr olunmadım. Yapsaydım sünnet olurdu.Ramuz el e-hadis, 371. sayfa, 12. hadis
11956 Miraç gecesi bir kavme rastladım, dudakları ateşten bir makasla kırpılıyordu. Kimdir diyerek Cebrail (a.s.)'a sordum Dedi ki: "Ehli dünyadan herkese iyilik emreden, fakat kendileri yapmayan hatiplerdir. Kitabı okudukları halde idrak etmezler."Ramuz el e-hadis, 392. sayfa, 13. hadis
12305 Bir kimse Mekke'den (Mekke-Mina-Arafat-Mina/-Mekke) yürüyerek hac eder ve yine Mekke'ye böyle dönerse, Allah Teala her bir adımına karşılık "Harem" sevabından yedi yüz sevab yazar. Denildi ki: "Harem sevabı nedir"? Buyudu ki: "Onda her bir hasene yüz bin hasenedir."Ramuz el e-hadis, 418. sayfa, 7. hadis
12323 Bir kimse hac veya umre niyetiyle yola çıkarsa, evine dönünceye kadar, her bir adımına karşılık bir milyon sevap alır, bir milyon günahı affolur ve kendisi bir milyon derece yükseltilir. (Yayan gidişle)Ramuz el e-hadis, 419. sayfa, 11. hadis
12447 Bir kimse Kabe'yi şartlarına riayetle yedi defa tavaf ederse, her bir adımına karşılık bir hasene yazılır ve ondan bir günah silinir ve bir derece yükseltilir ve ona bir köle azadına denk sevab verilir.Ramuz el e-hadis, 428. sayfa, 12. hadis
12489 Bir kimse Cuma günü elbiselerini yıkasa, yıkansa, sonra erkenden camiye gelse, hutbenin evveline yetişse ve camiye de yayan gelse binmese, imama yakın otursa, hutbeyi dinlese, sussa ve lağv etmese, evinden mescidine kadar attığı her bir adıma karşılık, kendisine gecesi ihya edilmiş, gündüzü de oruç tutulmuş bir senelik amel sevabı verilir.Ramuz el e-hadis, 431. sayfa, 9. hadis
12655 Bir kimse bir müslüman kardeşinin hacetinde yürürse, ayrıldığı yerden dönünceye kadar Allah ona attığı her adımda yetmiş sevap yazar ve ondan yetmiş günah silinir. Eğer o iş onun aracılığı ile görülürse annesinden doğduğu gibi günahlarından çıkar. O sırada ölürse hesapsız Cennete girer.Ramuz el e-hadis, 444. sayfa, 13. hadis
13328 Ya nahif, akrabanı yokla ki, ömrün uzun olur. Marufu yap ki, evinin hayrı çok olur. her taş ve toprak yanında Allah'ı zikret ki, kıyamet günü Ben sana şahid olayım. (her yer ve her adımda zikret)Ramuz el e-hadis, 501. sayfa, 3. hadis
14226

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyleki bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler:

Allahım! Ona merhamet et!

Allahım! Onu bağışla!

Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler.”

Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14
14228

Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l-Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

“Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

— Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka sizi bu kayadan

hiçbir şey kurtaramaz, dediler.

İçlerinden biri söze başlayarak:

—Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.

Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.

Bir diğeri söze başladı:

—Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. (Bir başka rivayete göre: Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu o kadar seviyordum). Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dedi ki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.

Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adam da:

—Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Birgün bu adam çıkageldi. Bana: —Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:

—Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:

—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.

Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100