Arama Sonuçları as da

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/28331-as-da/2130

NoHadis MetniKaynak
13502 Medine'nin "Acve" hurmasından yedi gün, her gün yedi hurma yemek cüzzama fayda vardır.Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 8. hadis
13514 Efendimiz (s.a.s.) sıfatça, cemali Peygamberisi ile insanların en güzeli idi. Uzuna meyleden bir boyu vardı. Omuzları arası geniş ve yüz etleri hafifti. Saçlarının siyahı kuvvetli, gözleri sürmeli, kirpikleri uzundu. Ayağı ile yere bastığında tamamiyle basardı. Ayak çukuru hafifti. Ridasını omuzlarından bırakınca gümüş parçası gibi görülürdü. Gülünce mübarek ağzından nur parlardı.Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 9. hadis
13518 Ön dişleri seyrekti. Konuşurken dişleri arasından nur çıkıyor gibi gözükürdü.Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 13. hadis
13519 Sırtındaki Nübüvvet mührü kabarık bir et parçası gibiydi.Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 14. hadis
13522 Kavmi arasında orta boylu, ne uzun ne kısa idiler. Mübarek tenleri gayet nurlu idi, ne sönük beyaz, ne de esmerdi. Saçları ne düz ne de fazla kıvırcıktı.Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 1. hadis
13529 Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi.Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis
13531 Efendimiz (s.a.v.) in mübarek kelamlarında kesiklik ve yavaşlık vardı. (Tane tane konuşurdu acele söylemezdi.)Ramuz el e-hadis, 521. sayfa, 1. hadis
13555 (Sahrada) Def'i hacet için siperlenmekte yer tümseği veya hurmalık arasını seçerlerdi.Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 1. hadis
13558 Bir hastaya geldiklerinde veya hasta kendisine getirildiğinde "Ezhebil be'se Rabbennâsi eşfi ve enteş şâfi. La şifâe illa şifâüke şifâen la yuğâdiru sakamen": (Ey insanların Rabbi, zararı gider, şifa ihsan et, şifa veren ancak sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayacak şifa ihsan buyur) diye dua buyururlardı.Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 4. hadis
13562 Bir adam geldiğinde, taşıdığı isim hoşlanmadığı bir isim olursa, onu değiştirirlerdi.Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 8. hadis