No | Hadis Metni | Kaynak |
9411 | Hangi müslüman ki Allah yolunda bir ok attı, ister isabet etsin, ister etmesin, o müslüman için, İsmail (a.s) oğullarından bir köle azad etmenin ecri gibi, ecir vardır. Hangi bir kimse ki, Allah yolunda beyazlaştı (ihtiyarladı), o beyazlık ona nurdur. Hangi bir müslüman ki müslüman bir köleyi azad etti, azad edilenin her azası, azad edenin her bir azasına ateşten fidye olur. Her hangi bir kimse ki namaz kılmak maksadı ile uykudan kalkar, abdest azalarına suyu dökünce mevcut günah ve hatalarından kurtulur. Namaz kılarsa, Allah Teala o namaz sebebile derecesini yükseltir ve sonra da uyursa, salimen uyur. | Ramuz el e-hadis, 182. sayfa, 2. hadis |
9413 | Hangi bir kul ki başına, Allah'ın kendisini ondan men ettiği bir şey (günah) geldi ve sonra da cezası (haddi) kendisine verildi ise, bu had o adama bu günah için kefaret olur. | Ramuz el e-hadis, 182. sayfa, 4. hadis |
9422 | Ey insanlar! Sanki bu dünyada ölüm bizim için değil de bizden başkasına yazılmış. Hak da sanki başkasına vacib gibi imiş. Bize göre -az miktardaki- ölüleri götürüyoruz. Komşuya götürüyormuş gibi. (Evleri kabirleri imiş gibi) Miraslarını yiyoruz. Sanki biz ölmiyecekmişiz gibi. Ne mutlu o kimseye ki, kendi ayıbı onu meşgul eder de, başkasının ayıbını görmez. Ne mutlu o kimseye ki, kendi nazarında kendini hor görür de başkasına noksanlık atfetmez. Meskenete düşmeden Allah için tevazu eder ve helalinden kazandığı malı infak eder. Düşkün ve miskin kimseleri hoş tutar. Fıkıh ve Hikmet ehli ile düşüp kalkar. Ne mutlu o kimseye ki, kendini hor görür. Kazancı helal gidişi salih olur ve kimseye bir zararı dokunmasın diye dikkat eder ve insanlardan uzlet eder. Ne mutlu o kimseye ki, ilmi ile amel eder. Malının fazlasını infak eder, sözünün fazlasını ise tutar. | Ramuz el e-hadis, 183. sayfa, 5. hadis |
9424 | Ey insanlar! İlim ancak çalışmakla öğrenilir. Fıkıh da öyle, gayretle elde edilir. Kime ki Allah hayır murad ederse onu dininde "fakih" kılar. Kulları içinde, Allah'dan, ancak alimler haşyet duyarlar. | Ramuz el e-hadis, 183. sayfa, 7. hadis |
9426 | Ey insanlar! Kadınlar sizin yanınızda yardımcıdırlar. Siz onları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onlara yaklaşmanız da Allah'ın kelimesi ile helal kılındı. Sizin için onların üzerinde hak vardır. Ve onlar içinde sizin üzerinizde hak vardır. Yatağınızı kimseye çiğnetmemeleri ve maruf olan hususlarda size baş kaldırmamaları onlar üzerindeki haklarınızdandır. Onlar, bu haklarınıza riayet ederlerse, maruf üzere rızıklandırılıp giydirilmeleri onların hakkıdır. | Ramuz el e-hadis, 183. sayfa, 9. hadis |
9457 | Şu anda kıtal geldi. Ümmetimden Hak üzerine çarpışan ve kafirler üzerine galib gelen bir kavim hiç bir zaman eksik olmaz. Allah, onlar için diğer kavimlerin kalblerini kaydırır ve daraltır. Kafirlerle savaşırlar. Allah onları rızıklandırır. Allah'ın emri gelene (onların ömürleri son buluncaya) kadar bu böyle devam eder. O günde mü'minlerin evlerinin yeri Yam'dır. Hayr, kıyamete kadar, atların nasiyesine bağlıdır. Bana vahyolunduğuna göre, Ben (dünyada) çok kalıcı değilim. Yakında gidiciyim. Siz de Beni yaşlanarak takip edeceksiniz. Ve bazınız, bazınızın boynunu vuracaktır. Kıyametten önce iki büyük hadise vardır. Şiddetli Veba ve sonra da zelzeleli yıllar vardır. | Ramuz el e-hadis, 187. sayfa, 2. hadis |
9464 | Ebdallar altmış kişidir. Onlar sözü çok derinleştirmezler. Bid'at sahibi değildirler. Batıl ve günah sözlere dalmazlar. Ve ucub sahibi de değildirler. Onlar nail oldukları bu dereceye çok namaz kılmak, çok oruç tutmak ve sadaka vermekle ulaşmamışlardır, lakin nefislerinin cömertliği, kalblerinin selameti, insanlara yaptıkları nasihatler sayesinde elde etmişlerdir. Ey Ali (r.a) onlar ümmetimin içinde kibrit-i ahmerden daha azdır. | Ramuz el e-hadis, 187. sayfa, 9. hadis |
9471 | Ruhlar, (muhtelif neviden) toplanmış askerlerdir. Onlardan Allah için tanışanlar, kaynaşırlar . Allah yolunda tanışmıyanlar, ihtilaf ederler. Söz açığa çıkınca, amel mahfuz olunca, lisanlar uyuşup, kalbler birbirine buğz edince ve her akraba sıla-i rahmi kesince, işte o zaman Allah onlara lanet eder ve sonra da onların kulaklarını sağır ve gözlerini görmez eder. | Ramuz el e-hadis, 188. sayfa, 7. hadis |
9474 | "İstînâs", ev halkına geldiğini bildirmek için, bir kimsenin "Subhanellah", Allahuekber, veya elhamdülillah" demesi veyahutta "öksürmesi" demektir. | Ramuz el e-hadis, 188. sayfa, 10. hadis |
9489 | Ameller, Allahın indinde yedi türlüdür: iki amel vardır ki karşılığını vacib kılar. Diğer iki amel misli misline, bir amel on misli, bir amel yedi yüz misli kazandırır. Bir amel de vardır ki sevabını Allahdan başkası bilmez. Vacib kılan iki amele gelince, bir kimse ki, Allaha halisane ibadet eder ve Ona hiç bir şeyi şerik koşmadan kavuşursa, ona Cennet vacib olur. Bir kimse de, Allaha şirk koşarak mülaki olur ise, ona da Cehennem vacib olur. Bir kimse ki bir kötülük işler, misli ile cezalanır. (Ve iyiliğe niyet eder, yapamazsa, yine bir misli sevab alır) Bir kimes de bir iyilik işlerse on misli ile mükafatlanır. Ve bir kimse malını Allah yolunda infak ederse, nafakası, dirhemi yedi yüz dirhem, dinarı da yedi yüz dinar olacak şekilde katlanır. Oruç ise Allahu Teala içindir ki onu işliyenin sevabını Allah'dan başka kimse bilmez. | Ramuz el e-hadis, 190. sayfa, 4. hadis |