Arama Sonuçları te olur

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/29718-te-olur/420

NoHadis MetniKaynak
13483 Allah (z.c.hz.) buyurur: "Bir kimsenin iki gözünü giderdiğimde o sabreder ve halis olursa onun için Cennetten başka bir sevab vermeye razı olmam."Ramuz el e-hadis, 516. sayfa, 4. hadis
13485 Allah (z.c.hz.) buyurur: "Bir kimse mahlukatımdan zaif bir kimseye bir iyilikte bulunur da, onun da kendisini mükafatlandırmaya gücü yetmezse, ona karşılık kendisini mükafatlandıracak olan bizzat Ben olurum."Ramuz el e-hadis, 516. sayfa, 6. hadis
13499 Ramazanda bir seda olur. (manası anlaşılır) Şevvalde de bir seda olur. (manası anlaşılmaz) Zülkade de kabileler birbiri ile çarpışır. Zilhilcce'de hacılar talana uğrar. Muharrem'de gökten şöyle nida olur: "Dikkat ediniz. Filan kimse Allah'ın halkının hayırlarındandır. Onu dinleyiniz ve ona uyunuz."Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 5. hadis
13529 Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi.Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis
13564 Kendilerini mesrur edecek bir işle karşılaştıklarında şöyle buyururlardı: "Elhamdülillâhillezî bi ni'metihî tetümmüs salihâti": (Hamd o Allah'a mahsustur ki, iyilikler ancak onun nimeti ile tamam olur) Kendileri hoşlanmadığı bir şeyle karşılaştıklarında ise şöyle buyururlardı: "Elhamdülillâhi ala külli halin." (Her durumda Hamd Allah'a mahsustur.)Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 10. hadis
13574 Yatacakları zaman ellerini yanağının altına kor: "Bismike Allahümme ahyâ ve bismike emûtü.": (Ancak isminle yaşarım, isminle ölürüm) buyurur uyandıklarında da,: "Elhamdülillahillezi ahyana ba'de mâ emâtenâ ve ileyhin nüşûr": (Hamd o Allah'a mahsustur ki, bizleri ölü hale getirdikten sonra tekrar diriltti. Öldükten sonra diriltmek ancak O'na mahsustur) buyururlardı.Ramuz el e-hadis, 523. sayfa, 5. hadis
13650 Konuştuklarında anlaşılıncaya kadar bir kelimeyi üç defa tekrar ederlerdi. Bir kavme, geldiklerinde de onlara üç defaya kadar selam verdikleri olurdu.Ramuz el e-hadis, 528. sayfa, 9. hadis
13865 Ekseriyetle Cuma günü gusl ederlerdi. Bazen de terk ettikleri olurdu.Ramuz el e-hadis, 543. sayfa, 8. hadis
13989 Şehir dışına, su başlarına çıktıkları olurdu. (tenezzüh gibi)Ramuz el e-hadis, 550. sayfa, 4. hadis
14054 Gece veya gündüz bir saatte ezvac-ı tahirelerini yokladığı olurdu.Ramuz el e-hadis, 554. sayfa, 1. hadis