Arama Sonuçları bu yemeği

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/29760-bu-yemegi/10

NoHadis MetniKaynak
10197 Düğün yemeği borçtur. Kim bu davete icabet etmezse Allah ve Resulune asi olur. Kim de davetsiz giderse, girerken hırsız olarak girer, çıkarken yağmacı çıkar.Ramuz el e-hadis, 240. sayfa, 7. hadis
10319 yemeğin akabinde hilallenin ve ağzınızı çalkalayın. bu, sivri dişler ve azı dişleri için sıhhat vericidir.Ramuz el e-hadis, 249. sayfa, 10. hadis
10517 Üç kimse Cennete hesapsız girecektir: Elbisesini yıkar amma, yerine giyeceği başka şeyi yoktur. İki tencere yemeği aynı anda bulunmaz, ailesinden içecek bir şey istediğinde "Hangisinden?" diye soracak durumda olmaz.Ramuz el e-hadis, 266. sayfa, 10. hadis
11247 İblis Rabbına dedi ki: "Ya Rabbi, Adem (a.s.) Cennetten indirildi. Muhakkak ben biliyorum, kitap ve Peygamber olacak. Onların kitap ve Peygamberleri nedir?" buyurdu ki: "Rusulleri melaike ve kendilerinden olan Nebilerdir. Kitapları Tevrad, İncil, Zebur ve Furkandır." Dedi ki: "Öyleyse benim kitabım nedir?" "Senin kitabın resim (dövme) dir, kıraatın şiir, elçilerin kahinler, yemeğin, üzerine besmele çekilmeyen şeyler, içeceğin sarhoşluk veren her içki, sıdkın yalan, evin hamam, tuzakların kadınlar, müezzinin çalgılar, mescidlerin de çarşılardır."Ramuz el e-hadis, 332. sayfa, 4. hadis
12132 Allah bir adama yemek nasib ederse şöyle desin: "Allahümme bârik lenâ fîhi ve at'imnâ hayran minhü." (Yarabbi bu yemeği hakkımızda mübarek et ve daha hayırlısını da ver.) Kime de Allah süt içmek kısmet ederse şöyle söylesin: "Allahümme bârik lenâ fîhi ve zidnâ minhü." (Yarabbi mübarek et ve ziyade et.) Zira sütten başka yemek ve içmek ihtiyacını karşılayan şey yoktur.(Zemzem müstesna)Ramuz el e-hadis, 405. sayfa, 10. hadis
12959 Akşam yemeğini bırakma, bir avuç hurma da olsa. Zira onu terketmek insanı çabuk kocaltır.Ramuz el e-hadis, 470. sayfa, 13. hadis
13282 Ey Hümran, bir kimse birisine ateş verirse, bu ateşin pişirdiğinin hepsini sadaka etmiş gibidir. Kim bir tuz verirse sanki o tuzla yapılan yemeği sadaka etmiş gibidir. Kim de bir müslümana su olan yerde bir içimlik su verirse bir köle azad etmiş gibidir. Su olmayan yerde bir içimlik su verirse sanki bir insanı ihya etmiş gibi olur.Ramuz el e-hadis, 497. sayfa, 1. hadis
13309 Ya Aişe( r.a) Hayberde yediğim yemeğin elemini halen duyuyorum. bu sıra, bu zehirden dolayı şah damarımın koptuğu sıradır.Ramuz el e-hadis, 499. sayfa, 7. hadis
14175 Dağlanmak ve sıcak yemekten hoşlanmazdı. "yemeği soğutunuz. Zira o berekettir, Sıcak yemekte bereket olmaz" buyururlardı.Ramuz el e-hadis, 560. sayfa, 13. hadis
14262

Enes İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi:

Ebû Talha radıyallahu anh’ın hasta bir erkek çocuğu vardı. Ebû Talha evde değilken çocuk öldü. Eve döndüğü zaman:

“Oğlumun durumu nedir?” diye sordu.

Çocuğun annesi Ümmü Süleym:

O şimdi eskisinden daha rahat, dedi. Akşam yemeğini hazırlayıp getirdi.Ebû Talha yemeğini yedi sonra da hanımıyla yattı. Daha sonra hanımı ona “Çocuğu defnediniz” dedi.

Ebû Talha sabahleyin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gitti ve olup biteni anlattı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

bu gece ilişkide bulundunuz mu?” diye sordu.

Ebû Talha:

Evet, dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Allahım, bu ikisine mübârek kıl” diye dua etti.

(Zamanı gelince) Ümmü Süleym bir erkek çocuk doğurdu. Ebû Talha bana:

“Çocuğu al, Peygamber’e götür” dedi. Ümmü Süleym de bir miktar hurmaverdi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Çocuğun yanında herhangi bir şey var mı?” diye sordu. Ben: Evet, bir kaç hurma var, dedim. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hurmaları ağzına alıp çiğnedi. Sonra çıkarıp çocuğun ağzına koydu ve damağını hafifçe oğdu, adını da Abdullah koydu.

buhâri, Cenâiz 42, Akîka 1; Müslim, Edeb 23; Fezâilü’s-sahâbe 107

buhârî’nin bir rivayetine göre Süfyân İbni Uyeyne; “Ensardan bir kişi (İbâye İbni Rifa’a) Abdullah’ın dokuz çocuğunu gördüğünü, hepsinin de Kur’an’ı okuyan ve mânasını anlayan kimseler olduğunu söylemiştir.” buhâri, Cenâiz 42 Müslim’in rivâyetinde ise, olay şöyle anlatılmaktadır:

Ebû Talha’nın, Ümmü Süleym’den olma bir oğlu vefat etti. Ümmü Süleym, ev halkına:

Ebû Talha’ya ben haber vermedikce, oğlu hakkında hiç biriniz bir şey söylemeyiniz! diye tenbihledi. Sonra Ebû Talha eve geldi. Ümmü Süleym akşam yemeğini getirdi. Ebû Talha yemeğini yedi. Yemekten sonra Ümmü Süleym, eskiden olduğundan daha güzel süslendi. O da hanımıyla yattı. Ebû Talha’nın karnı doyup tatmin olduğunu görünce Ümmü Süleym ona: Ey Ebû Talha, bir millet, bir aileye emânet bir şey verseler de, sonra emânetlerini isteseler, iade etmeyebilirler mi, ne dersin? dedi.

Ebû Talha:

Hayır, (vermemezlik edemezler) dedi.

Ümmü Süleym:

O halde oğlunu geri alınmış böyle bir emânet bil, dedi.

Ebû Talha kızdı ve:

Mademki öyle, niçin hiç bir şey olmamış gibi davrandın? Şimdi de tutmuş,oğlumun durumunu bana haber veriyorsun, öyle mi? dedi. Derhal kalkıp Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gitti ve olanı biteni olduğu gibi haber verdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Geçen gecenizi Allah hakkınızda bereketli kılsın” buyurdu.

Ümmü Süleym hâmile kaldı.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir sefere çıkmıştı. Ümmü Süleym de bu sefere iştirak etmişti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem seferden döndüğünde Medine’ye gece girmezdi. Medine’ye yaklaştıklarında Ümmü Süleym’i doğum sancıları tuttu. bu sebeple Ebû Talha onun yanında kaldı, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yoluna devam etti. Ebû Talha şöyle demeye başladı:

Rabbim! Sen çok iyi bilirsin ki ben, Resûlün ile beraber Medine’den çıkmaktan, onunla beraber Medine’ye girmekten son derece memnun olurum. Fakat bu defa bildiğin sebepten takılıp kaldım.

bunun üzerine Ümmü Süleym:

Ebû Talha! Şimdi artık sancım kalmadı. Sen git, dedi.

(Enes diyor ki) Biz yolumuza devam ettik. Medine’ye geldiklerinde Ümmü Süleym’i yine doğum sancısı tuttu ve bir erkek çocuk doğurdu. Annem (Ümmü Süleym) bana:

Enes, bu çocuğu sen sabahleyin Resûlullah’a götürmeden kimse emzirmesin, dedi. Sabahleyin ben çocuğu alıp Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e götürdüm. Resûlullah’ın elinde bir dağlama âleti vardı. Beni görünce: Herhalde Ümmü Süleym doğum yaptı, buyurdular. Evet, dedim. Hemen elindeki dağlama âletini bıraktı. Ben de çocuğu kucağına verdim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Medine’ye has acve hurmasından bir tane istedi. Onu ağzında iyice çiğnedi, sonra da çocuğun ağzına çaldı. Çocuk yalanmaya başladı. bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Medinelilerin hurma sevgisine bakın!” buyurdu. Çocuğun yüzünü okşadı ve ona Abdullah adını verdi.

Buhâri, Cenâiz 42, Akîka 1; Müslim, Edeb 23; Fezâilü’s-sahâbe 107