Arama Sonuçları onu Peygamberleri

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/30216-onu-Peygamberleri/10

NoHadis MetniKaynak
11629 Hiç bir alim yoktur ki, Allah (z.c.hz.) onun misakını Peygamberlerin misakını aldığı günde almış ve seyyiesini iyiliğe tahvil etmiş olmasın. Yanlız kendisine vahiy yoktur.Ramuz el e-hadis, 365. sayfa, 9. hadis
11729 Allah (z.c.hz.) hiç bir Peygamber göndermedi ki, onun ümmeti içinde, Peygamberlerine karşı ümmetin işini karıştıran kaderiye ve murciye taifesi bulunmasın. Agah olun, muhakkak Allah Teala kaderiye ve murciye taifesine yetmiş Peygamberin lisanı ile lanet etmiştir.Ramuz el e-hadis, 373. sayfa, 5. hadis
12322 Bir kimse öğrenmek istediği ilmi kast ederek çıkarsa, onun için Cennete bir kapı açılır. Melaike kanadlarını döşerler. Göklerin melekleri ve denizlerin balıkları onun için istiğfar ederler. Alimin abide fazileti, bedir gecesindeki ayın semadaki küçük bir yıldıza üstünlüğü gibidir. Muhakkak ki alimler Peygamberlerin varisleridir. Muhakkak ki Peygamberler altın ve gümüş miras bırakmazlar ve lakin onlar ilim miras bırakırlar. Kim ilmi alırsa nasibini almış olur. Alimin ölümü öyle bir musibettir ki, başka şeyle telafi olmaz. O, yeri kapanmıyan bir gediktir ve sönmüş bir yıldız gibidir. Bir kabilenin ölümü bir alimin ölümünden daha hafiftir.Ramuz el e-hadis, 419. sayfa, 10. hadis
12569 Bir kimse abdestin arkasından, "İnna enzelnahü fi leyletil kadr" suresini bir kere okursa sıddıklardan olur. onu iki kere okuyan şehidler divanındadır. onu üç kere okursa Allah onu Peygamberleri haşrettiği gibi haşreder.Ramuz el e-hadis, 438. sayfa, 7. hadis
12781 Vallahi şeytan onunla beraber yemeğe devam etti. Ta ki o besmele çekti de şeytan karnında bir şey kalmayıncaya kadar kustu. (Peygamberlerimizin huzurunda bir şahıs besmele çekmeden yemeğe başladı. Sonunda "Evveli ve ahirihi" dedi ve bu hadis varid oldu.)Ramuz el e-hadis, 455. sayfa, 6. hadis
12951 Peygamberleri birbirine tafdil etmeyin. Muhakkak ki insanlar (birinci surda) düşerler de Ben yerin yarılıp da baas olanların ilki olurum. Bir de bakarım ki, Musa (a.s) Arşın direklerinden birine tutunmuş. Bilmem ki ilk sayhada (surda) düşüp ölenler arasında mı idi, yoksa Tur dağındaki "Sayka" da muhasebesi yapıldımıydı? (Yahudinin birisi Musa (a.s)ı tafdil eden bir şekilde kasem etmiş. Müslümanın birisi de Hz. Muhammed (sa.v)den de mi demiş ve ona bir tokat vurmuş. onun üzerine yukarıdaki hadis varid olmuştur.)Ramuz el e-hadis, 470. sayfa, 5. hadis
13490 Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kulum üzerine Benimle meşgul olmak galib olursa, onun talebini ve lezzetini zikrimde kılarım. Böyle olduğunda o Bana, Ben ona aşık oluruz. Ve bu halde aradaki hicabı ref ederim ve bu hali ona galib kılarım. Halk sehiv ettiğinde o sehiv etmez. Bunların sözü Peygamberlerin sözüdür ve bunlar gerçek kahramanlardır. Ve ehli arza ukubet veya azab murad ettiğim zaman onları hatırlarım da onlar sebebiyle bu azabdan sarfı nazar ederim."Ramuz el e-hadis, 517. sayfa, 3. hadis
14278

Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, yoldan gelmiş bir hali olmayan ve içimizden kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve:

Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat! dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı (tastamam) vermen, ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdu. Adam: Doğru söyledin dedi. onun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam: Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir” buyurdu.

Adam tekrar:

Doğru söyledin, diye tasdik etti ve: Peki ihsan nedir, onu da anlat, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdu.

Adam yine:

Doğru söyledin dedi, sonra da: Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha bilgili değildir” cevabını verdi.

Adam:

O halde alâmetlerini söyle, dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Annelerin, kendilerine câriye muamelesi yapacak çocuklar doğurması, yalın ayak, başı kabak, çıplak koyun çobanlarının, yüksek ve mükemmel binalarda birbirleriyle yarışmalarıdır ” buyurdu.

Adam, (sessizce) çekip gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben: Allah ve Resûlü bilir, dedim.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi” buyurdu.
Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6; İbni Mâce, Mukaddime, 9