Arama Sonuçları alt kısmı

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/30685-alt-kismi

NoHadis MetniKaynak
8116 İhrama girecek kimse, alt kısmı için "izar" bulamadığında, don giysin. Nalın bulamadığında da (topuktan yukasırı kesilmiş ) papuç giysin.Ramuz el e-hadis, 62. sayfa, 10. hadis
10512 Üç kimseye Allah kıyamette, Rahmet nazarı ile bakmaz; verdiğini başa kakan, izarını (elbisenin alt kısmı) kibirle uzatan, içkiye devam eden.Ramuz el e-hadis, 266. sayfa, 5. hadis
11024 Ne mutlu o kimseye ki, nefsini alçaltmadan tevazu gösterdi. Meskenete düşmeden nefsini küçülttü ve topladığı malından bir kısmını masiyet olmayan yere infak etti. Sonra ehli fıkıh ve hikmet ile düşüp kalktı. Miskin ve düşkünlere merhamet etti. Ne mutlu, nefsini küçültene ve kazancını helalinden temin edene, iç hali güzel, dışı da kerim olana ve insanlara da kötülük yapmayana. Ne mutlu o kimseye ki, ilmi ile amel etti, malının fazlasını infak etti ve sözünün fazlasını ise tuttu.Ramuz el e-hadis, 313. sayfa, 4. hadis
13702 Mescide girdiği zaman şöyle dua ederlerdi: "Taşlanmış şeytandan büyük Allah'a ve onun Zatı kerimine, O'nun ezeli saltanatına sığınırım." Resulu Ekrem şöyle buyururdu; İnsan oğlu böyle dediğinde şeytan da şöyle der: "Günün kalan kısmında da bu kimse benden korundu."Ramuz el e-hadis, 532. sayfa, 1. hadis
14296

Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre o, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte Necid taraflarında bir gazvede bulunmuştu. Dönüşte Resûlullah ile birlikteydi. Öğle vakti ağaçlık, çalılık bir vadiye geldiklerinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem orada mola vermiş, mücâhidler ağaçlar altında gölgelenmek üzere çevreye dağılmışlardı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ise, semure denilen sık yapraklı bir ağaç altında istirahate çekilmiş kılıcını da ağaca asmıştı.

(Câbir dedi ki:) birazcık (uyku) kestirmiştik ki, Resûlullah’ın bizi çağırdığını işittik ve hemen yanına koştuk. Bir de baktık, Resûlullah’ın yanında (müşriklerden) bir bedevi, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ben uyurken bu bedevi kılıcımı almış, uyandığımda kılıç kınından sıyrılmış vaziyette bunun elindeydi. Bana: Seni benim elimden kim koruyup kurtaracak? dedi. Ben de üç defa:

– “Allah” cevabını verdim.

(Câbir diyor ki) Resûlullah adamı cezalandırmamıştı, yanında oturuyordu.

Buhârî, Cihâd 84, 87, Meğâzî 31, 32; Müslim, Fezâil 13, 14, Müsâfirîn 311

(Buhârî’deki) bir başka rivayette (bk. Meğâzî 31) Câbir radıyallahu anh şöyle demiştir:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte zâtü’r-rikâ’ denilen gazvede bulunuyorduk. Gölgeli bir ağaç bulduğumuzda onu Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bırakmayı âdet edinmiştik. (Bu defa da öyle yaptık.) Ancak müşriklerden bir adam gelerek Resûlullah’ın (ağaçta asılı olan) kılıcını alıp çekmiş ve:

Benden korkuyor musun? diye seslenmiş. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem: “Hayır” cevabını vermiş. Adam: Peki seni benim elimden kim kurtaracak? demiş. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de “Allah” buyurmuştur.

Ebû Bekir el-İsmâîlî’nin “Sahîh”inde yer alan bir rivâyette olayın bundan sonraki kısmı şöyle anlatılmaktadır:

Adam:

Seni benim elimden kim kurtarır? dedi.

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem:

“Allah” cevabını verdi. Bunun üzerine adamın elinden kılıç düştü. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kılıcı aldı ve: Peki şimdi seni benim elimden kim kurtaracak? buyurdu. Adam: İyi bir cezalandırıcı ol! dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’tan başka ilâh olmadığını ve benim Allah’ın elçisi olduğumu kabul ve itiraf eder misin?” dedi.

Adam:

Hayır, kabul etmem. Ancak seninle çarpışmamaya, seninle savaşacak herhangi bir topluluk içinde bulunmamaya söz veririm, dedi.

Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem adamı serbest bıraktı. O da arkadaşlarının yanına döndü ve onlara:

En hayırlı kişinin yanından geliyorum, dedi.
Buhârî, Cihâd 84, 87, Meğâzî 31, 32; Müslim, Fezâil 13, 14, Müsâfirîn 311