Arama Sonuçları onun ho

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/31506-onun-ho/20

NoHadis MetniKaynak
12082 Bir kimse bid'at sahibini korkutursa, Allah onun kalbine iman ve emniyet doldurur ve onu büyük korkudan emin kılar. Kim bid'at sahibini horlarsa, Allah onun Cennette derecesini yükseltir. Bir kimse de bid'at sahibine mülaki olduğunda ona hoş yüz gösterirse, Peygambere ineni istihfaf etmiş olur. (Türkçesi sahibi bid'ata yüz verilmeyecek)Ramuz el e-hadis, 401. sayfa, 16. hadis
12114 Sizlerden biri bir hizmetçi satın aldığında elinin onun nasiyesine koysun ve: "Ya Rabbi Senden bunun ve tabiatının hayrını dilerim. Şerrinden ve tabiatının şerrinden de sana sığınırım" desin. Bir hayvan satın aldığında da elini gene alnına koysun ve sonra şöyle desin: "Ya Rabbi Senden bunun ve tabiatının hayrını dilerim ve şerrinden ve tabiatının şerrinden de Sana sığınırım" desin. Kim de bir deve satın alırsa elini hörgücünün tepesine koysun ve sonra şöyle desin: "Ya Rabbi Senden bunun ve tabiatının hayrını dilerim. Şerrinden ve tabiatının şerrinden de Sana sığınırım."Ramuz el e-hadis, 404. sayfa, 3. hadis
12372 Bir kimse din kardeşinin ayıbını onun hoşlanacağı şekilde örterse, Allah (z.c.hz.) de kendisini dünya ve ahirette hoşnut eder.Ramuz el e-hadis, 423. sayfa, 7. hadis
12394 Bir kimse sabah içki içerse akşama kadar Allah'a şirk koşmuş gibi olur. Eğer içkiyi gece içerse sabah oluncaya kadar Allah'a şirk koşmuş gibi olur. Kim onu sarhoş oluncaya kadar içerse, Allah onun kırk gün namazını kabul etmez. Kim damarlarında içkiden bir şey varken ölürse, cahiliyye ölümü ile ölmüş olur.Ramuz el e-hadis, 424. sayfa, 14. hadis
12987 Beyaz horoza sövmeyin. Zira o Benim, Ben de onun dostuyum. onun düşmanı Benim düşmanımdır. Beni Hak olarak baas Edene yemin ederim ki, Adem oğlulları onun yanında olanı bilse, onun tüyünü ve etini altın, gümüşle alırlardı. O, sesinin gittiği yere kadar cinni kovar.Ramuz el e-hadis, 473. sayfa, 3. hadis
12990 Rüzgara sövmeyin. hoşunuza gitmiyen bir şey görürseniz şöyle deyin: "Biz Senden bu rüzgarın hayrını, ondaki hayrı ve onunla emrolunanın hayrını dileriz ve bu rüzgarın şerrinden, onda olanın şerrinden ve onunla emrolunanın şerrinden Sana sığınırız."Ramuz el e-hadis, 473. sayfa, 6. hadis
13564 Kendilerini mesrur edecek bir işle karşılaştıklarında şöyle buyururlardı: "Elhamdülillâhillezî bi ni'metihî tetümmüs salihâti": (Hamd o Allah'a mahsustur ki, iyilikler ancak onun nimeti ile tamam olur) Kendileri hoşlanmadığı bir şeyle karşılaştıklarında ise şöyle buyururlardı: "Elhamdülillâhi ala külli halin." (Her durumda Hamd Allah'a mahsustur.)Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 10. hadis
14125 Taze hurma bulundukça onunla iftar etmek hoşuna giderdi. Taze hurma olmazsa kuru hurma ile orucunu bozardı. Ve bir, üç, beş, yedi olmak üzere tek olarak yerdi.Ramuz el e-hadis, 558. sayfa, 1. hadis
14237

Zirr İbni Hubeyş şöyle dedi;

Mestler üzerine nasıl mesh edileceğini sormak üzere Safvân İbni Assâl radıyallahu anh’ın yanına gitmiştim. Bana:

Zirr! Niçin geldin? diye sordu. Ben de: İlim öğrenmek için, deyince şunları söyledi: Melekler, ilim öğrenenlerden hoşlandıkları için onlara kanat gererler. Ben de: Büyük ve küçük abdestten sonra mestler üzerine nasıl mesh edileceğikafamı kurcaladı. Sen de Hz. Peygamber’in ashâbından olduğun için, onun bu konuda bir şey söylediğini duydun mu diye sormaya geldim, dedim. Safvân: Evet, duydum. Resûl-i Ekrem seferde bulunduğumuz zaman mestleri üçgün üç gece çıkarmamayı, büyük ve küçük abdest bozduktan, uyuduktan sonra bile mestlere meshetmeyi, ancak cünüp olunca mestleri çıkarmayı emrederdi, dedi. onun sevgiye dair bir şey söylediğini duydun mu? diye sordum. Evet, duydum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir sefere çıkmıştık. Biz onun yanındayken bir bedevî kaba sesiyle: Muhammed! diye bağırdı.

Hz. Peygamber de onun sesine yakın bir sesle:

“Gel bakalım”, dedi.

Bedevîye dönerek:

Yazıklar olsun sana! Hz. Peygamber’in huzurunda bulunuyorsun. Kıs sesini! Yüksek sesle bağırmanı Allah yasakladı, dedim.

Bedevî:

Vallahi sesimi kısmam, dedi ve Resûl-i Ekrem’e: Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan kimse hakkında ne dersin? diye sordu.

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Bir kimse, kıyamet gününde, sevdikleriyle beraberdir.” Safvân İbni Assâl sözüne devamla dedi ki: Hz. Peygamber bu konuda uzun uzun konuştu. Hatta bir ara batı taraflarında bulunan bir kapıdan bahsetti. “Kapı yaya yürüyüşüyle kırk yıl veya yetmiş yıl (yahut râvinin hatırladığına göre süvari gidişiyle kırk veya yetmiş yıl) genişliğindedir”, buyurdu.

Şamlı muhaddislerden Süfyân İbni Uyeyne şöyle dedi:

Allah gökleri ve yeri yarattığı gün, bu kapıyı tövbe için açık olarak yaratmıştır. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar o kapı kapanmayacaktır.
Tirmizî, Daavât 98. Ayr ca bk. Tirmizî, Tahâret, 71; Nesâî, Tahâret 97, 113;ı İbni Mâce, Fiten 32
14321

İbni Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gece Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kıldım. Ayakta o kadar uzun durdu ki, en sonunda, içimden hoş olmayan bir şey yapmayı bile geçirdim.

Ne yapmayı düşündün? dediler.

Peygamber’i ayakta bırakıp oturmayı düşündüm, dedi.

Buhârî, Teheccüd 9;Müslim, Müsâfirîn 204