No | Hadis Metni | Kaynak |
11032 | Ne mutlu gece hacı olup, gündüz gazaya gidene. O öyle bir kimsedir ki, başı kalabalık, hali de perdeli, dünyadan aza kanaatkar, çoluk çocuğunun yanına gülerek girer, gülerek çıkar. Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki, böyle adamlar, Aziz ve Celil olan Allah yolundaki hacıların ve gazilerin ta kendisidir. | Ramuz el e-hadis, 314. sayfa, 1. hadis |
11034 | Ne mutlu Allah (z.c.hz)'nin gölgesine önden koşanlara. Onlar, hakları verildiğinde kabul eder, başkalarının hakları kendisinden istenildiğinde bol bol verirler ve onlar öyle kimselerdir ki, kendileri için nasıl hüküm verirlerse, başkaları hakkında da öyle hüküm verirler. | Ramuz el e-hadis, 314. sayfa, 3. hadis |
11036 | (Peygamberimizin marazı mevtinde kendisine Zatülcenb ilacı içirmek istemişler) Siz zannettiniz ki Allah Bana zatülcenbi musallat etti, öyle mi? Allah bunu yapmadı. Nefsim Yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah bu evde Bu ilacı kullanmadık kimse bırakmayacak, amcam Abbas müstesna. | Ramuz el e-hadis, 314. sayfa, 5. hadis |
11039 | Hastayı yoklayan kimse, Cennet bahçesindedir ve onun yanına oturduğunda ise Allah'ın rahmeti kendisini sarar. | Ramuz el e-hadis, 314. sayfa, 8. hadis |
11191 | Allah (z.c.hz.) buyuruyor: "Ben bir kimsenin gözlerini ama ettiğimde ona mukabil kendisine Cennet veririm." | Ramuz el e-hadis, 327. sayfa, 6. hadis |
11219 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Beni zikretmesi kendisini Benden bir şey talebetmekten alıkoyan kimseye, o istemeden Ben nasib ederim." | Ramuz el e-hadis, 329. sayfa, 10. hadis |
11261 | Her Peygambere bir dilek "atiyye" verildi. Onlar da bunu dünyada harcadı, Ben ise ahirette ümmetime şefaat için bıraktım. Ümmetimden öyle adam olacak ki, çok büyük bir topluluğa şefaat edecek de onlarda o yüzden Cennete girecekler. Öyle bir adam olacak ki, bir kabileye şefaat edecek. Yine bir adam olacak ki, ailesine şefaat edecek. Hatta üç kişiye, iki kişiye, bir kişiye şefaat edecek kimseler olacaktır. | Ramuz el e-hadis, 333. sayfa, 10. hadis |
11263 | Kalbini iman için halis eden iflah oldu. Yine kalbini selim, lisanını sadık, nefsini mutmain, ahlakını mustakim, kulağını dinler, gözünü de görür eden de iflah oldu. Kulak, işittiğini kalbe götüren bir alet gibidir. Göz de kalbin muhafaza edeceği şeyin tesbit vasıtasıdır. İflah oldu o kimse ki, Allah onun kalbini hıfz edici kıldı. | Ramuz el e-hadis, 333. sayfa, 12. hadis |
11315 | Beni İsrail'den "Kıfl" isimli biri vardı. Günahtan pek sakınmaz ve onu işlerdi. Ona bir kadın geldi (paraya ihtiyacı vardı.) Onunla münasebette bulunmak şartı ile kadına altmış altın verdi. Kadınla bir mevkiye geldiler. O zaman kadının kemikleri titredi ve ağladı. Adam dedi ki: "Neden ağlıyorsun? Seni zorladım mı?" Kadın dedi ki: "Hayır, fakat ben bu işi şimdiye kadar asla yapmamıştım. Buna beni ihtiyacım sürükledi." Adam dedi ki: "Madem ki sen yapmadığını yapmak durumundasın öyleyse git, para da senindir. "Adam ayrıca yemin ederek: "Vallahi bundan sonra ben de bu işi bir daha yapmam" dedi ve o gece de öldü. Sabahleyin kapısına şöyle yazılmış olduğu görüldü: "Allah muhakkak Kıfl'e mağfiret etti." (Asi, fakat iffeti takdir eden ve merhametli bir kimse imiş ve tevbesi nasib ve kabul olmuş.) | Ramuz el e-hadis, 338. sayfa, 1. hadis |
11398 | Nice kendisine silah isabet eden kimse vardır ki, şehid de değil, hamîd de değildir. Nice döşeğinde ölen kimse vardır ki, Allah katında sıddık ve şehiddir. | Ramuz el e-hadis, 344. sayfa, 3. hadis |