No | Hadis Metni | Kaynak |
10401 | Gök kapıları gece yarısında açılır ve bir münadi şöyle nida eder: "Var mı dua eden, duası kabul edilsin.Var mı istiyen, isteği verilsin. Var mı belaya uğrayan, belası kalksın." Ve o zamanda dua eden hiç bir müslüman yoktur ki, duası kabul edilmesin. Yalnız, zina yapılmasına önayak olan kadın veya çok öşür alan (haksız olarak müstesna) | Ramuz el e-hadis, 255. sayfa, 9. hadis |
10418 | Deyiniz ki: "Allahım: Kulun ve Resulun Muhammed (s.a.v) senden neyi istedi ise, bizde Senden onu isteriz. Kulun ve Resulun Muhammed (s.av.) Sana neden sığındı ise biz de ondan sığınıırız." | Ramuz el e-hadis, 256. sayfa, 12. hadis |
10425 | Kıyamet gününde Azameti Kibriyadan arz serili kalır ve bu arzda hiç kimseye ayağını bastığı yerden fazla bir yer düşmez. İlk çağrılacak Ben olurum. Ve Cebrail (a.s)'ı, Allah (z.c.hz)'lerinin sağında ayakta bulurum. Hayır Vallahi, nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki Cebrail (a.s) bu hadiseden önce Allah'ı görmedi. Ben derim ki: "Yarabbi Bu Bana geldi de senin tarafından Bana gönderildiğini söyledi." Cebrail ise o sırada sükut eder. Aziz ve Celil olan Allah buyurur ki: "Doğru söyledi. Ben onu Sana hacetin için gönderdim." Ben derim ki: "Yarabbi, Ben bir takım kullar bıraktım ki, çeşitli beldelerde Sana ibadet ettiler. Ve Seni vadilerde zikrettiler. Şimdi Senin nezdinden getireceğim cevaba intizar ediyorlar." Allah buyurur ki: "Ben onlar hususunda seni mahcub etmiyeceğim." İşte bu teminat, Allah Tealanın: "Umulur ki Rabbın Seni Makam-ı Mahmud'a eriştirir." Mealindeki kavlinde buyurduğu "Makam-ı Mahmud'un" ifadesidir. | Ramuz el e-hadis, 257. sayfa, 6. hadis |
10430 | Aranızda "Nübüvvet", Allah'ın istediği kadar sürer. Sonra onu, (Peygamberliği) kaldırmayı istediği zaman da kaldırır. Sonra, Allah'ın sürmesini murad ettiği kadar (otuz sene) "Nübüvvet yolunda halifelik" gelir. Sonra kaldırmayı istediği zaman onu kaldırır. Ve Allah'ın murad ettiği kadar devam eden "Şiddetli bir meliklik" idaresi gelir. Sonra, onu da kaldırmayı istediği zaman kaldırır. Sonra, "zorba bir idare" gelir. Sonra da "Nübüvvet yolu üzere bir hilafet" gelir. (Mehdi (a.s)ın zuhuru) | Ramuz el e-hadis, 257. sayfa, 11. hadis |
10437 | Altı hal vardır ki onlar vaki olduğunda ölümü temenni edebilirsiniz: Sefihlerin beyliği, Hükmün para ile satılması, Kanın istihlaf edilmesi, Zaptiyenin çoğalması, Akrabalığın kesilmesi, Kur'an-ı Kerim'i eğlence yapanların çoğalması ve Onun musiki yerine dinlenilmesi. Öyle ki, adamı mihraba, nağme dinlemek için geçirirler. Halbuki o adamın fıkıhtan haberi bile yoktur. İşte bu durumlarda ölümü istemekte haklı olursunuz. | Ramuz el e-hadis, 258. sayfa, 7. hadis |
10450 | Şu üç şey bir adamda olursa, onların sebebiyle o kimse, imanın tatlılığını bulur: Allah ve Resulünü herşeyden ziyade seviyor olmak. Bir adamı Allah rızası için sevmek. Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra, küfre dönmekten, ateşe düşmek kadar korkmak. İşte bu kimse imanın tatlılığının farkına varır. | Ramuz el e-hadis, 259. sayfa, 8. hadis |
10458 | Şu üç şey üzerine yemin ederim: Sakadan dolayı asla mal eksilmez. (Hayrı, bereketi) ÖYLE İSE SADAKA VERİN: Af etmek; Bir kimse uğradığı zulümden dolayı Allah (z.c.hz)lerinin rızasını umarak af ederse, Allah onu, bu sebeble, dünya ve ahirette aziz eder. Öşle ise af edin ki, Allah da izzetinizi artırsın. Bir kimse kendine isteme kapısını açarsa, ondan dolayı, Allah da ona fakirlik kapısını açar. (Mümkünse kimse kimseden bir şey istemek sevdasına kapılmasın. Bunu içni en koyusu, istemekle servet temin etmektir.) | Ramuz el e-hadis, 260. sayfa, 3. hadis |
10460 | Üç şey cefadandır: ayakta bevl etmek, namazı bitirmeden alnının toprağını silmek, secdede üfürmek. (Cefa, yaklaşmasını isterken uzaklaşmaktadır.) | Ramuz el e-hadis, 260. sayfa, 5. hadis |
10470 | Üç şey hakkında insanlardan hiç kimseye ihmal yoktur! Ana-babaya iyilik etmek; ister müslüman, ister kafir olsun. Ahde vefa etmek; ister müslüman, ister kafir olsun. Emanete vefa; ister müslüman, ister kafir olsun. | Ramuz el e-hadis, 261. sayfa, 4. hadis |
10481 | Bir kimse şu üç şeyi yaparsa imanın tadını tatar: Yalnız Allah'a kul olur ve "La ilahe illallah" der, gönül hoşluğu ile zekatını verir, şöyle ki: yaşlısını, zayıfını, hastasını, adisini değil, fakat malın ortasından verir. Muhakkak ki Allah, onun en güzelini sizden istemez. Lakin, en kötüsünü de emretmemiştir. Nefsini tezkiye eder. Denildi ki, "Nefsi tezkiye ne demektir?" Buyurdu ki: "Kişinin nerede olursa olsun, Allah'ın kendisi ile beraber olduğunu bilmesidir. | Ramuz el e-hadis, 262. sayfa, 7. hadis |