No | Hadis Metni | Kaynak |
8609 | Bir adam uzun zaman Cennet ehlinin amelini yapar. Sonra Allah onun amelini Cehennem ehlinin ameliyle neticelendirir ve onu Cehennem ehli kılar. Diğer bir adam da uzun zaman Cehennem ehlinin amelini yapar durur. Sonra Allah onun amelini Cennet ehlinin ameliyle neticelendirir ve Allah onu Cennet ehlinden kılar. Ve böylece Cennete dahil eder. | Ramuz el e-hadis, 98. sayfa, 6. hadis |
8624 | Adamın Cennette derecesi yükseltilir. Sorar: "Yarabbi nerden bu?" "Çocuğun senin için istiğfar etti de onun için" diye cevab verilir. | Ramuz el e-hadis, 99. sayfa, 9. hadis |
8716 | Mü'min kabirden çıkınca, onun ameli kendisine güzel bir şekilde görünür. Ve o mü'min yemin ederek ona sorar ki, "Sen kimsin? Sadıka benziyorsun?" O da: "Senin amelinim" der. Ve o kimseye Cennete kadar rehberlik eder. Kâfir ise kabirden çıktığında fena bir kimse gelir ve kâfir ona sorar: "Sen kimsin?" O da: "Ben senin amelinim" der. Ve ona Cehenneme kadar arkadaşlık eder. | Ramuz el e-hadis, 106. sayfa, 12. hadis |
8724 | Cennetlik bir kadının baldırının beyazlığı, yetmiş kat elbise altından bile görünür. Hatta içindeki iliği dahi görülür. Allah (z.c.hz.) bunu "yakutla" teşbih etti, oradan anlayın. Yakut öyle bir taştır ki, içinden bir iplik geçirsen onu görürsün. | Ramuz el e-hadis, 107. sayfa, 8. hadis |
8730 | İnsanlarla alay edenlere, kıyamette Cennet kapısı açılır, "Gel" denir. Gelince kapı kapanır. Sonra başka bir kapı açılır. Yine, "gel, gel" denir. Gelince o da kapanır. Bunu o kadar tekrar ederler ki, (alayının her biri için ) artık "gel, gel" derler ama, onun gelecek hali kalmaz. | Ramuz el e-hadis, 108. sayfa, 2. hadis |
8856 | Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp Cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz." | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis |
8860 | Cennet ehli o kimsedir ki, Allah onun kulağını sevdiği şeyle doldurmadan o ölmez. Cehennem ehli de o kimsedir ki, hoşlanmadığı haberle kulağı doldurulmadan ölmez.(Yani mü'mine müjdesi gelir, diğerine kara haberi) | Ramuz el e-hadis, 120. sayfa, 1. hadis |
8889 | Biri Cennete girdiğinde gördü ki, kölesi kendisinden yüksek dereceye malik. Dedi ki: "Bu benim kölem olduğu halde derecesi benden yüksekte mi olacak?" Allah buyurdu ki: "Evet, Ben onu da seni de amellerinizle mükâfatlandırdım." | Ramuz el e-hadis, 123. sayfa, 3. hadis |
8913 | Cennette yüz derece vardır. Allah (z.c.hz.) bunları fisebilillâh harp edenler için hazırlamıştır. Her derecenin arası gökle yer arası gibidir. Cenette Firdevsi isteyin. O Cennetin hem ortası, hem de âlâsıdır. Ve onun üstünde Arşı Âlâ vardır. Cennet nehirleri de oradan kaynar. | Ramuz el e-hadis, 125. sayfa, 7. hadis |
8919 | Cehennemde değirmenler vardır. Onlar ulemayı döndürür. Cennetten tanıdıkları kimseler onlara bakarlar ve sorarlar: "Size ne oldu? Biz sizden istifade ettik de buraya geldik." O alimler derler ki: "Biz size bir şey emrederdik, fakat kendimiz onu yapmazdık." | Ramuz el e-hadis, 126. sayfa, 3. hadis |