No | Hadis Metni | Kaynak |
11916 | Seni Beni dinlemene, sana sabaha çıktığında ve akşama ulaştığında şöyle söylemeni tavsiye etmeme ne mani oluyor? "Ya hayyu ya kayyum, Birahmetike esteğîsu aslih lî ve şe'nî küllihî ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin" (Ya Hayyu ya Kayyum Rahmetinden istimdad ederim. Bütün işimi islah et ve beni göz açıp kapayacak kadar Bir zaman bile nefsime bırakma) | Ramuz el e-hadis, 389. sayfa, 9. hadis |
11917 | Maîşeti müşkilleşmiş Bir kimsenin evinden çıktığında şunu demesine ne mani var?: "Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî Allahümme raddinî, bi kadâike ve bâriklî fîmâ kuddiralî hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahharte ve te'hîra mâ acelte." (Allah adı ile başlar, nefsimi, malımı ve dinimi korumasını ondan dilerim. Allahım ilahi kazana beni razı kıl ve benim için takdir olunanı bana mübarek eyle, Ta ki senin te'hir ettiğin şeyin acilen olmasını ve acilen verdiğin şeyin de sonraya kalmasını istemiş olmayayım. | Ramuz el e-hadis, 389. sayfa, 10. hadis |
11918 | Kadınların muvakkat nikahlanması haramdır. Allah'a, Allah'ın haramlarını helal sayan ve katilinden başkasını öldürenden daha düşman Bir kimseyi bilmiyorum. Muhakkak ki Mekke Aziz ve Celil olan Allah'ın haremidir. | Ramuz el e-hadis, 390. sayfa, 1. hadis |
11921 | Mü'minin mü'mine kavuşupta selam verdiğindeki misali, parçaları BirBirine kaynamış Bir bina misali gibidir. | Ramuz el e-hadis, 390. sayfa, 4. hadis |
11923 | Mü'minin misali ekindir. Rüzgar onu eğmekte devam eder, mü'mine de bela gelmekte devam eder (Sallantısız olmaz, belası eksik olmaz). Münafıkın misali ise fıstık ağacına benzer. Kazık gibidir. Hiç sallanmak bilmez, nihayet Bir balta yiyesiye kadar öyle gider. | Ramuz el e-hadis, 390. sayfa, 6. hadis |
11939 | Önceleri günah yapıp da sonraları sevap işlemeye başlamış olan adamın misali, dar Bir zırh giymiş de her sevap yaptıkça zırhının Bir halkası düşüp genişleyen adam gibidir. Ta ki tamamı kalmayıncaya kadar. | Ramuz el e-hadis, 391. sayfa, 9. hadis |
11943 | Bu ümmetin misali şu dört kimsenin misaline benzer: Allah'ın kendisine mal ve ilim verdiği adam gibi ki, ilmi ile amel eder, malının hakkını öder. Allah'ın kendisine ilim verip mal vermediği adam gibi ki o şöyle der: "Şunun malının benzeri benim olsaydı onunla amel ederdim." Bu adamın durumu amel edenin misalidir ki, her ikiside ecirde müsavidir. Allah'ın kendisine mal verip ilmi vermediği adam ki, o malını berbat eder ve hakkını gayriye harcar. Bir adam da vardır ki, Allah ona ilim de mal da vermemiştir. O şöyle söyler: "Benim de olsaydı bende şöyle harcandım" Bunun durumuda malını berbat eden kimseye benzer ki, bunlarda günahta müsavidir. | Ramuz el e-hadis, 391. sayfa, 13. hadis |
11944 | BirBiriyle karşılaşan iki müslümanın misali Biri diğerini yıkayan iki el gibidir. (Selam verir musahafa eder, mağfiret olunurlar.) | Ramuz el e-hadis, 392. sayfa, 1. hadis |
11954 | Merhaba talibi ilme. Zira onun etrafını melekler görür sarar ve kanatları ile onu gölgelendirirler. Şöyle ki, BirBiri üstüne gelirler ve bu şekilde dünya göğüne ulaşıncaya kadar devam ederler. Sebebi de ilme olan muhabbetleridir. | Ramuz el e-hadis, 392. sayfa, 11. hadis |
11956 | Miraç gecesi Bir kavme rastladım, dudakları ateşten Bir makasla kırpılıyordu. Kimdir diyerek Cebrail (a.s.)'a sordum Dedi ki: "Ehli dünyadan herkese iyilik emreden, fakat kendileri yapmayan hatiplerdir. Kitabı okudukları halde idrak etmezler." | Ramuz el e-hadis, 392. sayfa, 13. hadis |