No | Hadis Metni | Kaynak |
10287 | Hz. Eyyub (a.s) çıplak yıkanırken üstüNe altından çekirge yağdı. Hz. Eyyüb (a.s) da onları toplamaya başladı. Rabbi tebareke ve Teala ona şöyle nida etti: "Ya Eyyüb! Ben seni, gördüğünden gani kılmamışmıydım?" O da "İzzetin Hakkı için evet, öyle, lakin ben Senin bereketiNe doyamam." buyurdu. | Ramuz el e-hadis, 246. sayfa, 12. hadis |
10288 | Ehli CenNet, nimetleriNe dalmış halde iken kendileriNe bir nur zahir olur. Başlarını kaldırınca görürler ki, Rab, üstlerinden kendilerini şereflendiriyor. Ve "Esselamü aleyküm ya ehli CenNet" diye buyuruyor. İşte bu, Allah Tealanın Kur'andaki "Selamün kavlen mirrabbirrahim" ayetindeki buyurmasıdır. Ondan sonra Allah onlara nazar eder, onlar da Allah'a nazar ederler. Ve Rablarına nazar ettikleri müddetçe, başka hiçbir nimete iltifat etmezler. Ta ki, Allah Tealanın temâşâsı kalkıp, nuru ve bereketi kalıncaya kadar. | Ramuz el e-hadis, 247. sayfa, 1. hadis |
10289 | Ben uyku ile uyanıklık arasında iken iki melek geldi. Biri: "Bunun için bir temsil var, ona anlat" dedi. Diğeri de: "Bir Seyyid bir ev yaptı, ziyafeti için hazırladı. Bir münadi tayin etti. Burada Seyyid Allah, ev CenNet, ziyafet islam nimeti ve münadi de Hz. Muhammed (s.a.v)dir." dedi. | Ramuz el e-hadis, 247. sayfa, 2. hadis |
10318 | Dişlerinizi hilalleyin. Bu Nezafettir. Nezafette imana davet eder. İman da sahibini CenNete götürür. | Ramuz el e-hadis, 249. sayfa, 9. hadis |
10333 | Âmâya (âmâdır diye) selam vermemek, hıyanettir. | Ramuz el e-hadis, 250. sayfa, 7. hadis |
10370 | Kalbler, bir hasır dokusundaki çubuklar gibi fitNelere maruz kalır. Öyle ki, hangi kalbe bir fitNe siNerse, orada bir siyah leke hasıl olur. Hangi kalb de o fitNeyi reddederse, orada beyaz bir nokta hasıl olur. Öyle ki kalb, beyaz bir bez misali bembeyaz olur. Ve yerler, gökler durdukça ona fitNe zarar veremez. Diğer bulanık kalb ise, siyah bir taş gibidir. Yamuk veya ters bir bardağa benzer. Böyle kalb maruf tanımaz, bilmez. Münkeri yadırgamaz. Bildiği, ancak hevasının hükmettiği şeylerdir. | Ramuz el e-hadis, 252. sayfa, 15. hadis |
10390 | İlim öğrenin. Zira Allah için öğrenmek insana haşyet verir. Onu taleb etmek ibadettir. Onu müzakere tesbihtir. Ve ondan bahsetmek te cihaddır.(Deylemi'de ilaveten: BilmiyeNe onu öğretmek sadakadır. EhliNe bezletmek yakınlıktır. Zira o helalin ve haramın alamet yeridir. CenNet yolunun nurlanmış işaretleridir. Yalnızlık arkadaşı, vahşette enisi, halvetle konuşanı, darda ve genişlikte delili, düşmanlara karşı silahı, dostlar yanında ziNeti, gariplikte yakınıdır. Allah, onunla bir kısım kavmi yükseltir de CenNette önder kılar.) | Ramuz el e-hadis, 254. sayfa, 7. hadis |
10413 | Benim için şu altı şeyi deruhde edin, Bende size CenNeti deruhde edeyim: Sizden biri konuşursa yalan söylemesin. Vaad ettiğini yapsın. EmaNet edildiğinde ona hiyaNet etmesin. GözüNe sahip olsun. EliNe sahip olsun ve bacak arasına hakim olsun. | Ramuz el e-hadis, 256. sayfa, 7. hadis |
10419 | Kıyamet yaklaştığında yıldırımlar çok olur. Öyle ki, bir adam kavmiNe gelir de şöyle der: "Dün aranızda kime yıldırım isabet etti?" Cevap verirler: "Falan, falan ve filana yıldırım çarptı." | Ramuz el e-hadis, 256. sayfa, 13. hadis |
10425 | Kıyamet gününde Azameti Kibriyadan arz serili kalır ve bu arzda hiç kimseye ayağını bastığı yerden fazla bir yer düşmez. İlk çağrılacak Ben olurum. Ve Cebrail (a.s)'ı, Allah (z.c.hz)'lerinin sağında ayakta bulurum. Hayır Vallahi, Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki Cebrail (a.s) bu hadiseden önce Allah'ı görmedi. Ben derim ki: "Yarabbi Bu Bana geldi de senin tarafından Bana gönderildiğini söyledi." Cebrail ise o sırada sükut eder. Aziz ve Celil olan Allah buyurur ki: "Doğru söyledi. Ben onu Sana hacetin için gönderdim." Ben derim ki: "Yarabbi, Ben bir takım kullar bıraktım ki, çeşitli beldelerde Sana ibadet ettiler. Ve Seni vadilerde zikrettiler. Şimdi Senin Nezdinden getireceğim cevaba intizar ediyorlar." Allah buyurur ki: "Ben onlar hususunda seni mahcub etmiyeceğim." İşte bu teminat, Allah Tealanın: "Umulur ki Rabbın Seni Makam-ı Mahmud'a eriştirir." Mealindeki kavlinde buyurduğu "Makam-ı Mahmud'un" ifadesidir. | Ramuz el e-hadis, 257. sayfa, 6. hadis |