No | Hadis Metni | Kaynak |
8785 | Sizlerden biriniz namaza durduğunda, Rabbi ile hususi konuşuyor demektir. (münacaat halindedir) Binaen aleyh kendisi ile kıblesi arasında Rabbi (Rabbinin huzuru) vardır. Onun için sakın ha kıbleye karşı tükürmeyin. Ya sol yanınıza veya ayağınızın altına tükürün. (Şimdiki camiler gibi bir yerde ise mendiliniz kolayda ise ona veya elbisenizin yanına tükürün) | Ramuz el e-hadis, 112. sayfa, 2. hadis |
8803 | (Dini hususlarda) riyanın en azı dahi şirktir. Ve en iyi kulluk, mütteki olmak ve ittikasında gizli olmaktır. Bu gizlilik, bir merhalede bulunmayınca aranmamak ve bulununca da nazarı dikkati çekmemektir. Bunlar hidayet rehberi ve ilim kandilidirler. | Ramuz el e-hadis, 113. sayfa, 7. hadis |
8856 | Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz." | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis |
8929 | Âli Davud'a nazil olan hikmette ibret vardır. Akıllı olan insan şu dört vakitten başka şeyle nefsini meşgul etmemelidir: Rabbine dua (ve ibadet) edeceği vakit, Nefsini muhasebe edeceği vakit, Kendisi hakkında, kardeşlerini nasihat etmesine ve ayıblarını kendisine haber vermelerine kafi gelecek bir vakit. Kendi nefsinin helal ve temiz ihtiyaçlarına ayıracağı bir vakit. Bu vakitte diğer zamanlar içinde bir yardım vardır ve kalbin istirahatı kafi miktarda varlık iledir. Sonra da akıllı kimse için, diline sahip olması, zamanını bilmesi, işine yönelmesi ve en sağlam dostuna karşı bile ihtiyatlı olması icap eder. | Ramuz el e-hadis, 127. sayfa, 5. hadis |
8950 | Allah (z.c.hz)'nin üç hürmeti vardır. Bunları gözeten, dini ve dünyası hususlarında muhafaza edilir; yoksa hiç bir şeyi korunmaz. Bunlar şunlardır. Hurmetul İslam, Peygambere hürmet, onun soy, sop ve sülalesine hürmet. (Hürmetül İslam, İslama zarar veren bir şey yapmamak, mümine hakaret etmemek, Allah'ın, Resulunun, müminlerin izzetini korumak Peygamberimize ve sünnetine hürmet ve korumaktır) | Ramuz el e-hadis, 129. sayfa, 4. hadis |
8968 | Peygamberlerden bazıları ses işitirlerdi. Bununla tebliğe memur edilirlerdi. bir kısmı rüyada (tebliği) alır, bir kısmının da kalb ve kulaklarına yerleşirdi. Bana ise Cebrail (a.s.) gelir, şifahen tebliğini yapar, sizden birinizin gelib arkadaşları ile konuşması gibi. | Ramuz el e-hadis, 131. sayfa, 1. hadis |
8992 | Bu öyle bir gündür ki (arefe günü) bir kimse, kulağına, eline, gözüne ve diline sahip olursa geçmiş günahları afvolur. | Ramuz el e-hadis, 133. sayfa, 3. hadis |
8993 | Bu öyle bir gündür ki (arefe günü) bir kimse, kulağına, eline, gözüne ve diline sahip olursa geçmiş günahları afvolur. | Ramuz el e-hadis, 133. sayfa, 4. hadis |
9002 | Zekeriya (a.s.)'ın oğlu Yahya (a.s.) Allah'tan niyaz etti ve dedi ki: "Ya Rabbi, beni insanların diline dolama." Allah Teala ona vahyetti ki: "Ya Yahya, ben onu kendime yapmadım. Onu sana nasıl yapayım? Oku kitabı ezeliyi, orada bulacaksın. Yahudiler dediler ki; Üzeyir Allah'ın oğludur. Nasraniler de Mesih Allah'ın oğludur dediler. Allah'ın eli bağlıdır (veremez) dediler de dediler." Yahya (a.s.) Ya Rabbi beni mağfiret et. bir daha böyle istekte bulunmam" dedi. | Ramuz el e-hadis, 134. sayfa, 3. hadis |
9024 | İki kimseye gıbta edilir: bir adama ki, Allah ona Kur'an verdi, o da o Kur'anın ahkamiyle amel etti. Helalini helal, haramını haram kabul etti. Diğeri de öyle bir kimsedir ki, Allah ona mal verdi, o da o maldan akrabalarına ulaştırdı ve o malı Allah'a taat yolunda harcadı. | Ramuz el e-hadis, 137. sayfa, 1. hadis |