Arama Sonuçları şey zarar

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/46998-sey-zarar/20

NoHadis MetniKaynak
11860 Hiç bir kul yoktur ki, her günün sabahı ve her gecenin akşamında üç kere: "Bismillâhillezî lâ yedurru ma'asmihî şey'ün fil ardı velâ fissemâ' ve hüve semî'ul alim." desin de sonra ona bir şey zarar versin.Ramuz el e-hadis, 384. sayfa, 10. hadis
11865 Bir müslüman yoktur ki, gece yatacağı zaman bir sure okusun da, Allah ona bir melek memur etmesin. Böylece ona uykusundan uyanıncaya kadar zararlı hiç bir şey sokulamaz.Ramuz el e-hadis, 385. sayfa, 4. hadis
12336 Bir kimse uykusunda hayırlı bir şey görürse hemen Allah'a hamdetsin ve ona şükretsin. Kim de hoşa gitmeyen bir şey görürse, Allah'a sığınsın ve onu kimseye söylemesin. O zaman ona zarar vermez.Ramuz el e-hadis, 420. sayfa, 11. hadis
12524 Bir kimse sabah kalkınca, "Euzu bi kelimatillahi tammati elleti la yücavizühünne berrün vela facirün min şerri ma haleka ve berac ve şera'e derse akşama kadar ins ve cinin şerrinden muhafaza olunur. Sokulsa ona bir şey zarar vermez. Eğer bu sözü akşamleyin söylerse bu husus sabaha kadar devam eder.Ramuz el e-hadis, 434. sayfa, 8. hadis
12763 Getirin oğullarımın ikisini de (Hasan ve Hüseyin radiyallahu anhüma) Onları İbrahim (a.s.)'in iki oğlu İsmail ve İshak'ı (Allah'a) sığındırdığı şeyle sığındırayım. "U'îzükümâ bi kelimâtillâhit tâmmeti min külli şeytânin ve hâmmetin ve min külli aynin lâmmetin." (İkinizi her şeytandan ve zarar veren her şeyden ve isabet eden her gözden Allah'ın tam kelimelerine sığındırırım.)Ramuz el e-hadis, 453. sayfa, 12. hadis
12830 Mü'mine üçyüz almış melek verilmiştir. Bunlar, kendisinin gücü yetmediği belaları, zararları def ederler. Bunlardan dokuzu göze aittir ki, ondan, yaz gününde sizin bal tabağından sinekleri kovaladığınız gibi, zararları def ederler. Eğer onlar zahir olsalardı derelerde, bayırlarda, ellerini uzatmış ağızlarını açmış vaziyette görürdünüz onları. Eğer kul bir lahza kendi haline bırakılsaydı, şeytanlar onu çarpar yok ederlerdi.Ramuz el e-hadis, 460. sayfa, 5. hadis
13681 Bir şeye nazar isabet etmesinden korktuklarında: "Allahım onu ona mubarek et ve onu zarardan koru" diye dua ederlerdi.Ramuz el e-hadis, 530. sayfa, 6. hadis
14036 Başlarından ve kürek aralarından kan aldırır ve "Kim böyle yaparsa herhangi bir şeyle tedavi görmemesinden ona bir şey zarar vermez buyururlardı.Ramuz el e-hadis, 552. sayfa, 18. hadis
14479

Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan
Ebû İshâk Sa’d b. Vakkâs (ra) anlatıyor:
Veda Haccı senesinde Resûlullah, ağır hastalığım sebebiyle beni ziyarete
geldi. Ben:
–Yâ Resûlallah, hastalığımın ne kadar ilerlediğini görüyorsun. Ben zengin
biriyim ve bir kızımdan başka da mirasçım yok. Malımın üçte ikisini sadaka
olarak dağıtayım mı, dedim.
–Hayır, öyle yapma, buyurdu.
–Yarısını vasiyet edeyim, dedim. Peygamber yine:
–Hayır, dedi.
–Yâ Resûlallah, malımın üçte birini vasiyet edeyim mi, dedim.
–Evet, üçte biri yeterlidir, hatta üçte biri bile çoktur; zira mirasçılarını zengin
olarak bırakman, onları halka el açacak bir hâlde fakir bırakmandan daha
hayırlıdır. Allah rızasını gözeterek eşinin ağzına koyduğun lokmaya varıncaya
kadar, onlar için yaptığın her türlü harcamadan dolayı sevap kazanırsın,
buyurdu. Bunun üzerine:
–Yâ Resûlallah, ashâb seninle Medine’ye dönerken ben Mekke’de kalacak
mıyım, diye sordum. Resûl-i Ekrem:
–Mekke’de kalmayacaksın, daha yaşayacak ve Allah rızası için iyi şeyler
yapmaya muvaffak olacak ve yükseleceksin. Allah’ın seni uzun ömürlü
kılmasını dilerim. (Senin fetihlerinle) Müslümanlar fayda görsün ve inkârcılar
zarara uğrasın. Yâ Rabbi, ashâbımın hicretlerini tamamla ve onları geriye
çevirme. Asıl zavallı olan Sa’d b. Havle’dir, buyurdu.
Mekke’de öldüğü için Resûlullah ona hep acırdı.
(

B1295 Buhârî, Cenâiz, 36; M4209 Müslim, Vasiyye, 5
14280

Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan nakledildiğine göre şöyle demiştir:

Bir gün Hz. Peygamber’in terkisinde bulunuyordum. Bana:

“Yavrucuğum, sana bazı kaideler öğreteyim” dedi ve şöyle buyurdu: “Allah’ın buyruklarını gözet ki, Allah da seni gözetip korusun. Allah’ın (rızâsını) her işte önde tut, Allah’ı önünde bulursun. Bir şey isteyeceksen Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen, Allah’tan dile! Ve bil ki, bütün bir ümmet toplanıp sana fayda temin etmeye çalışsalar, ancak Allah’ın senin için takdir ettiği faydayı temin edebilirler. Yine eğer bütün ümmet, sana zarar vermeye kalksalar, ancak Allah’ın senin hakkında takdir ettiği zararı verebilirler. Çünkü artık kaderi yazan kalem yazmaz olmuş, yazıları değişmeyecek şekilde kesinleşmiştir. (Bundan sonra takdirde herhangi bir değişiklik söz konusu değildir.) Tirmizî, Kıyâmet 59

Tirmizî dışında bir rivayette de (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 307) şöyle buyurulmaktadır: “Allah’ın emir ve yasaklarını gözet, O’nu önünde bulursun. Bolluk içindeyken (emirlerine bağlı kalmakla) sen Allah’ı tanı ki O da darlığa düşünce (kurtarmak suretiyle) seni tanısın. Bil ki senin hakkında yazılmamış olan şey başına gelmez. Sana takdir edilen de seni atlayıp (başkalarına) gitmez. Bil ki zafer sabırla, sevinç üzüntüyle, kolaylık da zorlukla birliktedir.”

Tirmizî, Kıyâmet 59