Arama Sonuçları ile kıyamet

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/4721-ile-kiyamet/140

NoHadis MetniKaynak
13370 kıyamet günü ümmetimden bir adam divana getirilir ki, kendisi için Cenneti hak edecek sevabı bulunmaz. Allah (z.c.hz.) buyurur ki; "Onu Cennete sokun. Zira o efradı ailesine karşı merhametli idi."Ramuz el e-hadis, 505. sayfa, 3. hadis
13372 Kötü ulema, kıyamet günü divana getirilirler ve Cehennem ateşine atılır ve onlardan biri Cehennemde merkebin değirmen taşı etrafında dönmesi gibi, bağırsakları ile döner. Kendisine denilir ki: "Eyvah sana, biz senin yüzünden hidayet bulduk. Nedir bu halin?" Der ki: "Ben, size men ettiğim şeyi kendim yapıyordum."Ramuz el e-hadis, 505. sayfa, 5. hadis
13373 kıyamet gününde, nimetler, hasene ve seyyie ile getirilir. Allah Teala nimetlerden bir nimete şöyle buyurur: "Kulumun hasenatından hakkını al." O zaman adamda bir tek hasene kalmaz, o nimetle gider.Ramuz el e-hadis, 505. sayfa, 6. hadis
13374 kıyamet günü Hacer-i Esved huzura getirilir, onun fasih bir dili olduğu halde ve o iman ile kendisini istilam edenlere şehadet eder.Ramuz el e-hadis, 505. sayfa, 7. hadis
13380 Cebrail (a.s.)'a emrolunur, her sabah nur deryasına iyice girer. Sonra çıkar ve iyi silkinir. Ondan yetmiş bin damla düşer ve Allah her damladan bir melek yaratır. Bunlar Beyti Mamuru ziyaret ederler, orada namaz kılarlar, sonra dilediği yere kadar giderler de tesbihlerine kıyamete kadar devam ederler.Ramuz el e-hadis, 506. sayfa, 4. hadis
13389 kıyamet gününde müslamanlardan bir cemaat dağlar gibi günahlarla gelir. Allah (z.c.hz.) onları affeder ve günahları yahudilere yüklenir.Ramuz el e-hadis, 507. sayfa, 4. hadis
14237

Zirr İbni Hubeyş şöyle dedi;

Mestler üzerine nasıl mesh edileceğini sormak üzere Safvân İbni Assâl radıyallahu anh’ın yanına gitmiştim. Bana:

Zirr! Niçin geldin? diye sordu. Ben de: İlim öğrenmek için, deyince şunları söyledi: Melekler, ilim öğrenenlerden hoşlandıkları için onlara kanat gererler. Ben de: Büyük ve küçük abdestten sonra mestler üzerine nasıl mesh edileceğikafamı kurcaladı. Sen de Hz. Peygamber’in ashâbından olduğun için, onun bu konuda bir şey söylediğini duydun mu diye sormaya geldim, dedim. Safvân: Evet, duydum. Resûl-i Ekrem seferde bulunduğumuz zaman mestleri üçgün üç gece çıkarmamayı, büyük ve küçük abdest bozduktan, uyuduktan sonra bile mestlere meshetmeyi, ancak cünüp olunca mestleri çıkarmayı emrederdi, dedi. Onun sevgiye dair bir şey söylediğini duydun mu? diye sordum. Evet, duydum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir sefere çıkmıştık. Biz onun yanındayken bir bedevî kaba sesiyle: Muhammed! diye bağırdı.

Hz. Peygamber de onun sesine yakın bir sesle:

“Gel bakalım”, dedi.

Bedevîye dönerek:

Yazıklar olsun sana! Hz. Peygamber’in huzurunda bulunuyorsun. Kıs sesini! Yüksek sesle bağırmanı Allah yasakladı, dedim.

Bedevî:

Vallahi sesimi kısmam, dedi ve Resûl-i Ekrem’e: Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan kimse hakkında ne dersin? diye sordu.

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Bir kimse, kıyamet gününde, sevdikleriyle beraberdir.” Safvân İbni Assâl sözüne devamla dedi ki: Hz. Peygamber bu konuda uzun uzun konuştu. Hatta bir ara batı taraflarında bulunan bir kapıdan bahsetti. “Kapı yaya yürüyüşüyle kırk yıl veya yetmiş yıl (yahut râvinin hatırladığına göre süvari gidişiyle kırk veya yetmiş yıl) genişliğindedir”, buyurdu.

Şamlı muhaddislerden Süfyân İbni Uyeyne şöyle dedi:

Allah gökleri ve yeri yarattığı gün, bu kapıyı tövbe için açık olarak yaratmıştır. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar o kapı kapanmayacaktır.
Tirmizî, Daavât 98. Ayr ca bk. Tirmizî, Tahâret, 71; Nesâî, Tahâret 97, 113;ı İbni Mâce, Fiten 32
14475

Ümmü Abdullah künyesi ile anılan mü’minlerin annesi Hz. Âişe’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur: Bir ordu harp etmek için Kâbe’ye yürüyecek; sahraya geldiklerinde ise ordudakilerin hepsi yerin dibine geçirilecek. Âişe der ki: “Ey Allah’ın Resûlü, neden hepsi yerin dibine geçirilsin ki? İçlerinde, ticaret için yola çıkanlar olduğu gibi onlardan olmadığı hâlde yollarda orduya katılanlar da vardır, dedim. Resûlullah : Hepsi birden yerin dibine geçirilirler ve kıyamet günü niyetlerine göre haşrolunurlar.” buyurdu.

B2118 Buhârî, Büyû’, 49; M7244 Müslim, Fiten, 8
14261

Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah, iyiliğini dilediği kulunun cezasını dünyada verir. Fenalığını dilediği kulunun cezasını da, kıyamet günü günahını yüklenip gelsin diye, dünyada vermez.”

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem (yine) şöyle buyurmuştur:

“Mükâfâtın büyüklüğü, belânın şiddetine göredir. Allah, sevdiği topluluğu belâya uğratır. Kim başına gelene rızâ gösterirse Allah ondan hoşnut olur. Kim de rızâ göstermezse, Allahın gazabına uğrar.”

Tirmizî, Zühd 57. Ayrıca bk. İbnî Mâce, Fiten 23
14265

Muâz İbni Enes radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Gereğini yapmaya gücü yettiği halde öfkesini yenen kimseyi Allah, kıyamet günü herkesin gözü önünde çağırır, hûriler arasından dilediğini seçmekte serbest bırakır.”

Ebû Dâvûd, Edeb 3 ; Tirmizî, Birr 74; Kıyâmet 48. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 18