Arama Sonuçları değil buyurdu

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/47305-degil-buyurdu/10

NoHadis MetniKaynak
11579 Cennete girmeden evvel ihvanıma havzda kevser şarabı sunduğumu bir görseydim. Dediler ki: "Ya Resulallah biz senin ihvanın değil miyiz?" buyurdu ki: "Hayır, siz Benim ashabımsınız. Benim ihvanım, Beni görmeden iman edenlerdir. Ben Rabbimin gözümü, sizinle ve Beni görmediği halde Bana inananlarla ruşen etmesini diledim.Ramuz el e-hadis, 361. sayfa, 5. hadis
11610 Belayı nimet, bolluğu ve rahatlığı musibet saymayan kimse imanını kamilleştirmiş mü'min değildir. Dediler ki: "Nasıl Ya Resulallah?" buyurdu ki: "Zira beladan sonra bolluk takip eder ve bolluğu da bela ve musibet takip eder. Yine, namazın dışındaki zamanında gamlı olmayan, imanını kamil etmiş mü'min değildir. Dediler ki: "Niçin Ya Resulallah?" buyurdu ki: "Zira namazda Rabba münacaat eder. Namazın dışında ise ancak Adem oğlu ile hasbihal eder. (Selefi salihin, belasız geçen gün için ağlarmış. Allah (z.c.hz.) kendileriyle alakadar olmadı diye)Ramuz el e-hadis, 364. sayfa, 2. hadis
11761 Allah (z.c.hz.)'nin Adem oğlundan mükerrem mahluku yoktur. Denildi ki: "Ya Resulallah, melekler de mi değil?" buyurdu ki: "Melekler de güneş ve ay gibidir. (iradeleri yoktur.)Ramuz el e-hadis, 375. sayfa, 11. hadis
11770 İnsan, kendisini Allah'ın azabından kurtarıcı olarak, "Zikir" den iyi hiç bir amel işlemedi. Dediler ki: "Allah yolunda cihad da öyle değil mi?" buyurdu ki: "Evet cihad da değil, meğer ki vuruşur kılıcı kırılır, vuruşur kılıcı kırılır. (Diğer bir hadisi şerifte, atı da ölür kendi de, ancak o zaman denk olur buyurulmuştur.)Ramuz el e-hadis, 376. sayfa, 8. hadis
11919 Ne vakit kavuşacağım ihvanıma? Denildi ki: "Ya Resulallah biz senin ihvanın değil miyiz?" buyurdu ki: "Siz benim ashabımsınız. Benim ihvanım şu kimselerdir ki, Beni görmeden iman edecekler. İşte Ben onları iştiyakla bekliyorum.Ramuz el e-hadis, 390. sayfa, 2. hadis
12606 Bir kimse kasden Benim üzerime yalan isnad ederse, Cehennemin iki gözü arasında yerini hazırlasın. Dediler ki: "Ya Resulallah Senden hadis naklediyor amma ziyade ediyor ve eksiltiyor." buyurdu ki: "Benim size kastım bu değildir. Benim kastım, müslümanlığa leke atmak maksadı ile yalan hadis nakledenler içindir. Dediler ki: "Cehennemin gözü de var mı?" buyurdu ki: "Evet, Siz onu şöyle söylerken işitmediniz mi?" "Cehennem onları uzaktan gördüğünde" mealindeki ayeti duymadınız mı? O onları iki gözü ile görmez mi? buyurdu.Ramuz el e-hadis, 441. sayfa, 6. hadis
12812 Nefsim yed-i kudretinde Olana kasem ederim ki, Cennete ancak merhametliler girer. Dediler ki; "Hepimiz merhametliyiz." buyurdu ki, hayır o değil, umuma merhamet edesiye kadar.Ramuz el e-hadis, 458. sayfa, 6. hadis
12825 İhvanıma kavuşmayı istiyorum. Ashab; "Ya Resulallah biz senin ihvanın değilmiyiz?" dediler. buyurdu ki, hayır siz Benim ashabımsınız. İhvanım Benden sonra gelip Beni görmeden iman edenlerdir. Sonra buyurdu. Ey Ebu Bekir, şu kavmi sevmezmisin ki, kendilerine senin Beni sevdiğin haberi ulaştı da, senin Beni sevmen sebebile, seni sevdiler. Onları sev ve Allah onları sevsin.Ramuz el e-hadis, 459. sayfa, 10. hadis
14223

Ebû Hüreyre Abdurrahman İbni Sahr radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil, kalblerinize bakar.”
Müslim, Birr 33. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 9
14226

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyleki bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler:

Allahım! Ona merhamet et!

Allahım! Onu bağışla!

Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler.”

Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14