Arama Sonuçları işaret den

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/51682-isaret-den/10

NoHadis MetniKaynak
11339 Bir adama şer olarak, dünyadaki mevkiinden veya dinindeki fıskından dolayı parmakla işaret edilmek yeter. Veya dünya malı verildiği halde sıla etmemek (akrabaya yardım etmemek) veya hakkını eda etmemek kafidir (zekatını vermemek). Ancak Allah'ın korudukları kimseler müstesna.Ramuz el e-hadis, 339. sayfa, 17. hadis
11340 Bir adama parmakla işaret edilmek, vebal cihetinden kafidir. Dediler ki: "Ya Resulallah, hayır olsada mı? Buyurdu ki: "Hayır olsa da bu onun için şerdir. Ancak Allah'ın merhamet ettiği müstesna. Eğer şer ise o zaten şerdir."Ramuz el e-hadis, 340. sayfa, 1. hadis
11447 Allah, efendisinden başkasını efendi edinene lanet etsin. Allah, arazi işaretlerini bozana lanet etsin. Allah amayı yoldan itene lanet etsin. Allah, anasına-babasına lanet edene de lanet etsin. Allah, Allah'dan gayri için hayvan kesene lanet etsin. Allah, hayvana kötü iş yapana lanet etsin. Allah, Lûtîlik yapana lanet etsin. Allah, Lûtîlik yapana lanet etsin. Allah, Lûtîlik yapana lanet etsin.Ramuz el e-hadis, 347. sayfa, 16. hadis
11636 Bizden başkasına benzeyen bizden değildir. Ne Yahudiye ve ne de Nasaraya benzemeyin. Yahudinin selam vermesi parmak ile işaret etmektir, Nasaranın selam vermesi de el ile işarettir.Ramuz el e-hadis, 366. sayfa, 3. hadis
11760 Nedir bu haliniz ellerinizle işaret ediyorsunuz, güneşteki atların kuyruğunu salladığı gibi. Sizden biri selam verirken ashabına dönsün, eliyle işaret etmesin.Ramuz el e-hadis, 375. sayfa, 10. hadis
14332

Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

“Allah’ın yardımı erişip fetih gerçekleşince...” âyeti indikten sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kıldığı her namazda mutlaka “Rabbimiz, seni tenzih ederim, seni hamd ile anarım. Allahım! Beni bağışla ...” derdi. Buhârî, Ezân 123, 139; Megâzî 5, Tefsîru sûre (110), 1; Müslim, Salât 219, 220

Buhârî’nin Sahîh’i (Ezân 139, Tefsîru sûre (110), 2) ile Müslim’in Sahîh’inde (Salât 217) Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edilen bir başka hadis de şöyledir:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdelerinde:

“Allahım! Seni tenzîh ederim. Rabbimiz! Sana hamdederim. Allahım! Beni bağışla!” duasını pek sık tekrarlardı. Bu sözüyle o, Kur’an’a imtisal (ve âyeti fiilen tefsir) ederdi.

Müslim’in rivayetinde de (Salât 218) şöyle denilmektedir:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefatından önce, “Seni hamdinle tesbih ve tenzih eder, bağışını diler, tövbe ederim” duasını sık sık tekrar ederdi.

Hz. Âişe diyor ki:

Ey Allah’ın Resûlü! Yeni yeni söylediğinizi duyduğum bu cümleler nedir?diye sordum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Ümmetimle ilgili olarak benim için bir işaret tayin edilmiştir. Onu gördüğüm zaman bu kelimeleri söylerim. Bu işaret, Nasr sûresi’dir” buyurdu.

Yine Müslim’in bir başka rivayetinde (Salât 220), bu husus şöyle yer almaktadır:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Ben Allah’ı ulûhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim” sözlerini sık sık söyler olmuştu.” Hz. Âişe diyor ki:

“Sübhânallah ve bi hamdihî, estağfirullah ve etûbü ileyh” sözlerini görüyorum ki, pek sık söylüyorsun?” dedim.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Rabbim bana ümmetim içinde bir alâmet göreceğimi bildirdi. Onu gördüğümden bu yana “sübhânellah ve bi hamdihî estağfirullah ve etûbu ileyh” sözünü çok söylerim. Ben o alâmeti, Mekke’nin fethine işaret eden “Allah’ın yardımı ulaşıp Fetih gerçekleşince ve insanların grup grup Allah’ın dinine girdiklerini gördüğünde Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü Allah tövbeleri çok çok kabul edendir” (meâlindeki Nasr) sûresi’nde gördüm,” buyurdu.

Müslim, Salat 220
14380

Abdullah ibn Mes'ûd (Ra) şöyle demiştir: Rasûlullah (Sav):

"Sizden herhangi birinizi müezzin Bilâl'ın ezan sesi sahur yemeğini yemekten men' etmesin! Çünkü Bilâl, şafaktan önce ezan okur -yâhud: Gece vakti nida eder-. Bunu teheccüd namazı kılanları sahur yemeği­ne döndürmek, ve uykuda olanlarınızı da sahur yemeğine uyandır­mak için okur. Fecr şöyle demek değildir" buyurdu da iki şehâdet parmağını kaldırarak ufukta görülen ve dikey ziyadan ibaret olan fecri kâzibe işaret etti.

Sonra Rasûlullah iki şehâdet parmağını yanyana getirerek:

— "Fecr, böyle olmaktır" buyurmuştur.

Yahya ibn Saîd el-Kattân iki avucunu birleştirip şöyle diye açık­layıp göstermiştir.

Ve yine Yahya el-Kattân, iki şehâdet parmaklarını uzatmış, ufuk­ta sağ ve sol taraftan uzatılıp yayılmış olan dikdörtgen şeklindeki fecri sâdık dediğimiz mustatil ziyâya işaret etmiştir