No | Hadis Metni | Kaynak |
10183 | Hicret iki türlüdür: İkisinden biri, senin günahları terketmendir. Diğeri ise Allah ve Resulüne hicret etmendir. Hicret, tövbenin kabulu dEvam ettikçe, kesilmez. Ve güneş garbtan doğuncaya kadar tövbe de makbul olmakta dEvam eder. Doğunca da, herkesin kalbi, içinde bulunduğu hal üzere mühürlenir ve insanlara amel kafi gelir. (İyi ise iyi, kötü ise kötü tarafa yazılır) | Ramuz el e-hadis, 239. sayfa, 10. hadis |
10236 | Kapkaranlık gece parçaları gelmeden (fitnelerin zulmetinde nur temini için) amellerle müsaraat ediniz ki, o dEvirde insan sabah mümin olur, akşama kafir olarak ulaşır. Mümin olarak geceye girer. Kafir olarak sabaha çıkar. Ve o günün adamları dinini, dünyadan az bir şeye karşılık satarlar. | Ramuz el e-hadis, 243. sayfa, 2. hadis |
10277 | İçinde çocuk olmayan Evin bereketi yoktur. Ve sirke bulunmayan Evde de geçim darlığı olur. | Ramuz el e-hadis, 246. sayfa, 2. hadis |
10287 | Hz. Eyyub (a.s) çıplak yıkanırken üstüne altından çekirge yağdı. Hz. Eyyüb (a.s) da onları toplamaya başladı. Rabbi tebareke ve Teala ona şöyle nida etti: "Ya Eyyüb! Ben seni, gördüğünden gani kılmamışmıydım?" O da "İzzetin Hakkı için Evet, öyle, lakin ben Senin bereketine doyamam." buyurdu. | Ramuz el e-hadis, 246. sayfa, 12. hadis |
10289 | Ben uyku ile uyanıklık arasında iken iki melek geldi. Biri: "Bunun için bir temsil var, ona anlat" dedi. Diğeri de: "Bir Seyyid bir Ev yaptı, ziyafeti için hazırladı. Bir münadi tayin etti. Burada Seyyid Allah, Ev Cennet, ziyafet islam nimeti ve münadi de Hz. Muhammed (s.a.v)dir." dedi. | Ramuz el e-hadis, 247. sayfa, 2. hadis |
10425 | Kıyamet gününde Azameti Kibriyadan arz serili kalır ve bu arzda hiç kimseye ayağını bastığı yerden fazla bir yer düşmez. İlk çağrılacak Ben olurum. Ve Cebrail (a.s)'ı, Allah (z.c.hz)'lerinin sağında ayakta bulurum. Hayır Vallahi, nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki Cebrail (a.s) bu hadiseden önce Allah'ı görmedi. Ben derim ki: "Yarabbi Bu Bana geldi de senin tarafından Bana gönderildiğini söyledi." Cebrail ise o sırada sükut eder. Aziz ve Celil olan Allah buyurur ki: "Doğru söyledi. Ben onu Sana hacetin için gönderdim." Ben derim ki: "Yarabbi, Ben bir takım kullar bıraktım ki, çeşitli beldelerde Sana ibadet ettiler. Ve Seni vadilerde zikrettiler. Şimdi Senin nezdinden getireceğim cEvaba intizar ediyorlar." Allah buyurur ki: "Ben onlar hususunda seni mahcub etmiyeceğim." İşte bu teminat, Allah Tealanın: "Umulur ki Rabbın Seni Makam-ı Mahmud'a eriştirir." Mealindeki kavlinde buyurduğu "Makam-ı Mahmud'un" ifadesidir. | Ramuz el e-hadis, 257. sayfa, 6. hadis |
10426 | Allah yolunda cihaddan ve Onun sözlerini tasdikten başka hiç bir şeyin kendisini Evinden çıkarmadığı ve Onun yolunda cihad eden kimse için Allah Teala şu hususu tekeffül etti; Ya o kimseyi (şehid olarak) Cennete dahil edecek, yahudda çıkmış olduğu Evine ganimet ve derecelere nail ederek (gazi olarak) döndürecek. | Ramuz el e-hadis, 257. sayfa, 7. hadis |
10450 | Şu üç şey bir adamda olursa, onların sebebiyle o kimse, imanın tatlılığını bulur: Allah ve Resulünü herşeyden ziyade sEviyor olmak. Bir adamı Allah rızası için sEvmek. Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra, küfre dönmekten, ateşe düşmek kadar korkmak. İşte bu kimse imanın tatlılığının farkına varır. | Ramuz el e-hadis, 259. sayfa, 8. hadis |
10471 | Bir üç, bir üç daha, bir üç daha. Birinci üçe gelince: Üç zümreye yemin olmaz. Üç zümre melundur, Üç zümre de vardır ki, onlar hususunda şüphe ederim. Kendilerinde yemin olmıyan üçe gelince; Evladın babasına yemini, kadının kocasına yemini, kölenin efendisine yemini olmaz. Mel'unlara geince: Ana-Babaya lanet eden melundur. Allah'tan gayrisi için kurban kesen melundur. Arazinin hudud işaretlerini değiştiren de melundur. Hakkında şüphe ettiklerime gelince: Uzeyr (a.s) bilmem Peygamberdir, bilmem değil. Tubba mel'un oldu mu olmadı mı bilmem. (Sonradan müslüman olmuş) "Had"ler, sahibine kefaret olur mu olmaz mı bilmem. (Sonradan kefaret olmuş) | Ramuz el e-hadis, 261. sayfa, 5. hadis |
10473 | Üç şeyde bereket vardır: Müddetli alış-veriş, mukaraza (ödünç almak ve vermek), Ev için buğdayı arpaya karıştırmak, satmak için değil. | Ramuz el e-hadis, 261. sayfa, 7. hadis |