No | Hadis Metni | Kaynak |
11315 | Beni İsrail'den "Kıfl" isimli biri vardı. Günahtan pek sakınmaz ve onu işlerdi. Ona bir kadın geldi (paraya ihtiyacı vardı.) Onunla münasebette bulunmak şartı ile kadına altmış altın verdi. Kadınla bir mevkiye geldiler. O zaman kadının kemikleri titredi ve ağladı. Adam dedi ki: "Neden ağlıyorsun? Seni zorladım mı?" Kadın dedi ki: "Hayır, fakat ben bu işi şimdiye kadar asla yapmamıştım. buna beni ihtiyacım sürükledi." Adam dedi ki: "Madem ki sen yapmadığını yapmak durumundasın öyleyse git, para da senindir. "Adam ayrıca yemin ederek: "Vallahi bundan sonra ben de bu işi bir daha yapmam" dedi ve o gece de öldü. Sabahleyin kapısına şöyle yazılmış olduğu görüldü: "Allah muhakkak Kıfl'e mağfiret etti." (Asi, fakat iffeti takdir eden ve merhametli bir kimse imiş ve tevbesi nasib ve kabul olmuş.) | Ramuz el e-hadis, 338. sayfa, 1. hadis |
11356 | Her müskir haramdır. Muhakkak ki Aziz ve Celil olan Allah'ın her müskir içeni "Tıynetil-Habâl"den ahdi vardır. Dediler ki: "Ya Resulallah tıynetül-habâl nedir?" buyurdu ki: O, Cehennem ehlinin teridir. | Ramuz el e-hadis, 341. sayfa, 1. hadis |
11432 | Hakimin dili iki ateş arasındadır. Ya Cennete yol bulur veya Cehennemi hak edecek bir neticeye varır. | Ramuz el e-hadis, 347. sayfa, 1. hadis |
11458 | Öyle kastediyorum ki, etrafa adamlar göndereyim. İnsanlara farzları ve sünnetleri öğretsinler. İsa (a.s.)'ın havarriyûnu gönderdiği gibi. Denildi ki: "Neden Ebubekir (r.a) ve Ömer (r.a)'ı gönder miyorsun?" buyurdu ki: "Onlar dinde göz ve kulak gibidir. Ben onlarsız edemem. | Ramuz el e-hadis, 348. sayfa, 11. hadis |
11466 | Herşeyin kendisini bozan bir afeti vardır. Ümmetime isabet eden en büyük afet ise onların dünyaya, altına ve gümüşe olacak muhabbetleridir. Ya Eba Hureyre! Mal toplayanın çoğunda hayır yoktur. Meğer ki Aziz ve Celil olan Allah onu hakkına sarfettire. | Ramuz el e-hadis, 349. sayfa, 7. hadis |
11467 | Her şeyin bir ilerleyişi, bir geri gidişi vardır. Kabilenin hepsinin fakih oluşu, dinin ikbalinin alametidir. Öyle ki, o kabilede ancak bir veya iki cahil kimse bulunur. Kabilenin baştan başa cahil oluşu, dinin geri gidişi demektir. Öyle, içlerinde bir iki alim olur. Onlar da zelildir. Makhurdur. (Sözleri geçmez) Kendilerine taraftar ve yardımcı bulamazlar. | Ramuz el e-hadis, 349. sayfa, 8. hadis |
11472 | Kadının iki perdesi vardır. Kabri, bir de zevci. Denildi ki: "Hangisi efdaldir?" buyurdu ki: "Kabri efdaldir." | Ramuz el e-hadis, 351. sayfa, 5. hadis |
11482 | Ne vakit ki Adem (a.s.)'e ruh nefh olundu ve ruh içini dolaşıp, başına vardı. Adem (a.s.) aksırdı ve "Elhamdülillahi Rabbil alemîn" dedi. Allah (z.c.hz.) de: "Yerhamükellah" buyurdu. | Ramuz el e-hadis, 352. sayfa, 4. hadis |
11515 | Dünyadaki bütün varlıklar ümmetimden birinin elinde olsa, sonra o "Elhamdülillah" dese, bu "elhamdülillah" sözü, bütün onlardan daha kıymetli olurdu. | Ramuz el e-hadis, 355. sayfa, 7. hadis |
11539 | Eğer sana İsrafil (a.s.), Cebrail (a.s.), Mikail (a.s.) ve Hamele-i Arş, aralarında Ben de olduğum halde dua etseydik, sen ancak senin için yazılan kadınla evlenirdin. (Ashabdan bir zatın Peygamberimize bir kadını almak istiyorum "dua et" demesi üzerine bu hadis varid olmuştur.) | Ramuz el e-hadis, 357. sayfa, 9. hadis |