No | Hadis Metni | Kaynak |
13491 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kulumun defterine bakın. kimi ki Cenneti Benden istemiş görürseniz onu kendisine veririm. kim de Cehennemden Bana sığınmışsa onu ondan korurum. | Ramuz el e-hadis, 517. sayfa, 4. hadis |
13492 | Her gün bela der ki: "Nereye gideyim?" Allah (z.c.hz.) buyurur: "Dost ve ehli taatıma git. Seninle iyilerini imtihan ederim, sabırlarını sınar, günahlarını siler ve derecelerini yükseltirim." Bolluk da her gün: " Nereye gideyim?" der. Allah (z.c.hz.) de şöyle buyurur: "Ehli masiyete git. bununla tuğyanlarını murad ederim. Günahlarını katlarım. Seninle acele ederim, nimeti dünyada veririm ve onların gafletini artırırım. | Ramuz el e-hadis, 517. sayfa, 5. hadis |
13494 | Ahir zamanda bir kavim olacak ki, güvercin kursağı gibi (tüylerini) siyaha boyayacaklar. İşte bu kimseler Cennet kokusu koklayamazlar. | Ramuz el e-hadis, 517. sayfa, 7. hadis |
13496 | Ümmetimde iki adam olacak. Birisi "Vehb"dir ki, Allah ona bahşedecektir. Diğeri ise "ğaylan"dır. Onun bu ümmet üzerine olan fitnesi şeytanın fitnesinden eşed olacaktır. | Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 2. hadis |
13505 | Cuma günü on iki saattir. Ondan bir saat vardır ki, o saatte mü'min bir kul Allah Tealadan ne isterse Allah onu kendisine verir. Öyle ise bunu ikindinin son saatlerinde arayın. | Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 11. hadis |
13509 | Efendimiz (s.a.s.) beyaz, pembeye çalar, başları büyücek, kerimane hareketli, kaşları arası açık ve kirpikleri sık ve uzundu. | Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 4. hadis |
13519 | Sırtındaki Nübüvvet mührü kabarık bir et parçası gibiydi. | Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 14. hadis |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |
13563 | Bir kavim zekat vergilerini getirdiklerinde, onlara "Allahümme salli ala âli filanen": (Allahım filan kimseleri ve ailelerini rahmetine mazhar kıl) diye dua buyururlardı. | Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 9. hadis |
13564 | Kendilerini mesrur edecek bir işle karşılaştıklarında şöyle buyururlardı: "Elhamdülillâhillezî bi ni'metihî tetümmüs salihâti": (Hamd o Allah'a mahsustur ki, iyilikler ancak onun nimeti ile tamam olur) Kendileri hoşlanmadığı bir şeyle karşılaştıklarında ise şöyle buyururlardı: "Elhamdülillâhi ala külli halin." (Her durumda Hamd Allah'a mahsustur.) | Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 10. hadis |