Arama Sonuçları hac günü

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/57367-hac-gunu/20

NoHadis MetniKaynak
11032 Ne mutlu gece hacı olup, gündüz gazaya gidene. O öyle bir kimsedir ki, başı kalabalık, hali de perdeli, dünyadan aza kanaatkar, çoluk çocuğunun yanına gülerek girer, gülerek çıkar. Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki, böyle adamlar, Aziz ve Celil olan Allah yolundaki hacıların ve gazilerin ta kendisidir.Ramuz el e-hadis, 314. sayfa, 1. hadis
11124 Sizi iki sarhoşluk gaşyetti. Hayatı sevmek sarhoşluğu ve cehle razı olmak. Bu sarhoşluğa düştüğünüzde, "emr-i bil ma'ruf" ve "nehy-i anil münkeri" terk edersiniz. O zaman sünnet ve kitaba sahip olanlar, muhacir ve ensardan "sabikûnel- evvelîn" gibidir. (Yani ashab derecesindendir.)Ramuz el e-hadis, 321. sayfa, 5. hadis
11576 Kıyamet gününde, Allah hacer-i Esvedi, bakar iki gözü ve konuşan dili olduğu halde baas edecek ve o kendisine sıdk ile selam vermiş (el sürmüş) olana şehadet edecektir.Ramuz el e-hadis, 361. sayfa, 2. hadis
12021 Bir kimse Çarşamba veya Cumartesi günü hacamat olur da, bedeninde abraşlık olursa kendisinden başkasını kınamasın.Ramuz el e-hadis, 397. sayfa, 12. hadis
12265 Kim, başka bir haceti olmadan sadece ziyaret için Beni ziyarete gelirse, kıyamet günü onun için şefaat etmem Bana hak olur.Ramuz el e-hadis, 415. sayfa, 8. hadis
12409 Bir kimse arefe günü oruç tutarsa, Allah onun iki senesini affeder. Önündeki sene ile arkada bıraktığı sene, (hacca gitmiyenlere.)Ramuz el e-hadis, 426. sayfa, 1. hadis
12933 Perşembe günü hacamat olmayın. Zira kim o gün hacamat olur da başına hoşa gitmiyecek bir şey gelirse, kabahatı kendinde bulsun.Ramuz el e-hadis, 468. sayfa, 13. hadis
13374 Kıyamet günü hacer-i Esved huzura getirilir, onun fasih bir dili olduğu halde ve o iman ile kendisini istilam edenlere şehadet eder.Ramuz el e-hadis, 505. sayfa, 7. hadis
14204 Cuma günü minberden indiğinde, haceti olan bir kişi ile konuştuktan sonra, mihraba geçip namaz kıldıkları vaki idi.Ramuz el e-hadis, 562. sayfa, 9. hadis
14222

Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan Ebû İshâk Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:

Vedâ haccı yılında (Mekke’de) yakalandığım şiddetli bir hastalık dolayısıyla Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ziyâretime geldi. Ona:

Yâ Resûlallah! Gördüğün gibi çok rahatsızım. Ben zengin bir adamım. Birkızımdan başka mirasçım da yok. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtayım mı? diye sordum.

Hz. Peygamber:

“Hayır”, dedi. Yarısını dağıtayım mı? dedim. Yine: “Hayır”, dedi. Ya üçte birine ne buyurursun, yâ Resûlallah? diye sordum. “Üçte birini dağıt! Hatta o bile çok. Mirasçılarını zengin bırakman, onları muhtaç bırakıp da halka avuç açtırmaktan hayırlıdır. Allah rızâsını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın” buyurdu.

Sa`d İbni Ebû Vakkâs sözüne devamla dedi ki:

Yâ Resûlallah! Arkadaşlarım gidipte ben kalacak mıyım? (burada ölecekmiyim?) diye sordum. “Hayır, sen burada kalmayacaksın. Allah rızâsı için güzel işler yaparak yükseleceksin. Allah’tan öyle umuyorum ki, daha nice yıllar yaşayarak kimi insanlar (mü’minler) senden fayda, kimileri de (kâfirler) zarar görecektir.

Allahım! Ashâbımın (Mekke’den Medine’ye) hicretini tamamla! Onları geri döndürüp hicretlerini yarım bırakma! Acınacak durumda olan Sa`d İbni Havle’dir” buyurdu.

Bu sözleriyle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Sa`d İbni Havle’nin Mekke’de ölmesine üzüldüğünü ifade etti.

Buhârî, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6 ; Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1; Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5