Arama Sonuçları Dediler ki

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/787-Dediler-ki/50

NoHadis MetniKaynak
12771 Biliyormusunuz bu gece Rabbiniz ne dedi? Buyurdu ki: "Kullarımdan bir kısmı Bana mü'min, bir kısmı kafir olarak sabahladı. Onlar ki, Allah'ın Rahmeti ve fazlı ile yağmura kavuştuk Dediler Bana mü'min oldular. Onlar ki, yıldızların yaklaşmasından yağmur oldu Dediler, Bana kafir oldular ve yıldızlara inandılar."Ramuz el e-hadis, 454. sayfa, 8. hadis
12812 Nefsim yed-i kudretinde Olana kasem ederim ki, Cennete ancak merhametliler girer. Dediler ki; "Hepimiz merhametliyiz." Buyurdu ki, hayır o değil, umuma merhamet edesiye kadar.Ramuz el e-hadis, 458. sayfa, 6. hadis
12813 Beni Hak ile gönderene kasem ederim ki; Bu dünya tükenmez, ehline yere batmak, suret değiştirmek ve taş yağmadıkça, "Bu ne vakit olacak ya Rasulallah" Dediler. Buyurdu ki; ne vakit kadınlar eğer üstüne oturacak, çengiler artacak, yalan şehadetler yapılacak. İçki aşikare olacak, namaz kılanlar ehli şirkin kabları olan altın ve gümüşten kaplarla su içecekler, ve erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla iktifa edecekler. Bu günlerde siz kendinizi çekin ve başınıza taş yağmasına hazırlıklı olun ve korkun.Ramuz el e-hadis, 458. sayfa, 7. hadis
12825 İhvanıma kavuşmayı istiyorum. Ashab; "Ya Resulallah biz senin ihvanın değilmiyiz?" Dediler. Buyurdu ki, hayır siz Benim ashabımsınız. İhvanım Benden sonra gelip Beni görmeden iman edenlerdir. Sonra buyurdu. Ey Ebu Bekir, şu kavmi sevmezmisin ki, kendilerine senin Beni sevdiğin haberi ulaştı da, senin Beni sevmen sebebile, seni sevdiler. Onları sev ve Allah onları sevsin.Ramuz el e-hadis, 459. sayfa, 10. hadis
12877 Gerek yere batmak, suret değiştirmek ve gerekse taş yağmak zaruridir. Dediler ki; "Ya Resulallah bu ümmete mi?" Buyurdu ki evet, onlar şarkıcı cariyeler edindiklerinde, zinayı helal saydıklarında, riba yediklerinde, Harem (Mekke)de avlanmayı ve ipek giymeyi helal saydıklarında ve erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla yetindiklerinde.Ramuz el e-hadis, 464. sayfa, 10. hadis
12981 Ümmet şeriatı hasene üzerine devam eder, aralarında şu üç hal zahir olmadıkça; İlim kendilerniden alınmadıkça, aralarında habis veled çoğalmadıkça, "Sakkarun" aralarında zahir olmadıkça, Dediler ki: "Sakkarun nedir?" Buyurdu ki, bunlar içmeden sarhoş olanlardır. Ahir zamanda gelirler, birbirlerile karşılaştıklarında aralarındaki selamları lanetleşmektir.Ramuz el e-hadis, 472. sayfa, 7. hadis
13218 Sizden biri Kur'an'ın üçte birini okumadıkça sakın uyumasın. Dediler ki: "Nasıl güç yeter?" Buyurdu ki, "Kulhuvallahu ehad, Kul euzu birabbil felak, Kul euzu birabbinnas'ı okumaya güç yetmez mi ?Ramuz el e-hadis, 491. sayfa, 4. hadis
13362 İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, şeytanlar onların evlatlarına ortak olacaklar. Denildi ki; "Bu da olacak mı ya Resulallah?" Buyurdu ki, evet. Dediler ki: "Bizim evlatlarımızı onların evladından nasıl ayırdedeceğiz?" Buyurdu ki: "Haya ve merhamet azlığından anlaşılacak.Ramuz el e-hadis, 504. sayfa, 4. hadis
13480 Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ben kendimi haya ediyor buluyorum, kulum Bana elini kaldırsın da Ben onu boş çevireyim." Melekler Dediler ki: "Ya Rabbi o istiyor amma ehli değil" Allah buyurur ki: "Ben takva ve mağfiret ehliyim. Sizi şahid tutarım ki onu affettim."Ramuz el e-hadis, 516. sayfa, 1. hadis
14228

Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l-Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

“Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

— Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka sizi bu kayadan

hiçbir şey kurtaramaz, Dediler.

İçlerinden biri söze başlayarak:

—Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.

Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.

Bir diğeri söze başladı:

—Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. (Bir başka rivayete göre: Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu o kadar seviyordum). Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dedi ki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.

Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adam da:

—Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Birgün bu adam çıkageldi. Bana: —Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:

—Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:

—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.

Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100