Arama Sonuçları etti Gök

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/8211-etti-Gok/10

NoHadis MetniKaynak
9898 Namaza mı intizar ediyorsunuz? Bu namaz, sizden önceki ümmetlerde yokdu ki, o yatsıdır. Yıldızlar Gök ehli için emandır. Yıldızlar döküldüğünde Gök ehlinin başına gelecekler gelir. Ben de ashabım için emanım. Ben vefat ettiğim zaman Ashabımın başına gelecekler gelir. Ashabım da ümmetim için emandır. Ashabım gidince de ümmetimin başına gelecekler gelir.Ramuz el e-hadis, 219. sayfa, 1. hadis
9933 Temizlik imanın yarısıdır. "Elhamdülillah" mizanı doldurur. "Subhanellahi velhamdülillahi" yerle Gök arasını doldururlar. Namaz nur, sadaka burhan, sabır ışık, Kur'an ise senin lehine veya aleyhine hüccettir. Herkes bir yola gider ve kendini satar. Bu ya azad ediş veya mahvediş olur.Ramuz el e-hadis, 221. sayfa, 2. hadis
10370 Kalbler, bir hasır dokusundaki çubuklar gibi fitnelere maruz kalır. Öyle ki, hangi kalbe bir fitne sinerse, orada bir siyah leke hasıl olur. Hangi kalb de o fitneyi reddederse, orada beyaz bir nokta hasıl olur. Öyle ki kalb, beyaz bir bez misali bembeyaz olur. Ve yerler, Gökler durdukça ona fitne zarar veremez. Diğer bulanık kalb ise, siyah bir taş gibidir. Yamuk veya ters bir bardağa benzer. Böyle kalb maruf tanımaz, bilmez. Münkeri yadırgamaz. Bildiği, ancak hevasının hükmettiği şeylerdir.Ramuz el e-hadis, 252. sayfa, 15. hadis
10806 Rabbimden, Benden sonra, ashabımın ihtilaf edecekleri meseleler hakkında sual ettim. Bana vahyetti ki: "Ya Muhammed (s.a.s.) Senin eshabın Benim yanımda Gökteki yıldızlar gibidir. Bazısı diğerinden daha parlaktır. Kim ki, onlardan birisini (içtihadlarında )takip etse, o kimse Benim nazarımda hidayet üzerindedir."Ramuz el e-hadis, 293. sayfa, 8. hadis
10829 (Ümmü Hani'ye buyuruldu) Allah'ı yüz tesbihle tesbih et. Zira o tesbihler senin için İsmail (a.s) evladından azad ettiğin yüz köleye bedeldir. Allah'a yüz hamd ile hamdet. Zira o Hamdler senin için, eğerlenip Allah yolunda üzerine binilerek gaza edilen yüz ata denktir. Allah'ı yüz tekbirle tekbir et. Zira onlar senin için işaretlenmiş, kabul olunmuş yüz deveye muadildir. Allah'a yüz tehlil ile tehlil getir. Zira o tehliller yerle Gök arasını doldurur. Bundan fazlasını yapan hariç hiçbir kimsenin bundan daha faziletli bir ameli, o gün Allah Tealaya sunulmaz.Ramuz el e-hadis, 295. sayfa, 13. hadis
11207 Aziz ve Celil olan Allah buyuruyor: "Ey Adem oğlu! Ancak Bana kul olup, Bana ibadet ettiğin, her şeyi Benden umduğun ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmadığın müddetçe, sende olan şeyi affederim. Eğer sen yer ve Gök dolusu hata ve günahla Beni karşılasanda, Ben seni onların dolusu mağfiretle karşılarım ve seni affederim. Günahının çok oluşuna ehemmiyet vermem."Ramuz el e-hadis, 328. sayfa, 9. hadis
11473 Namaz kılan adam için üç hassa vardır: Gök yüzünden tepesine hayır saçılır. Onu, ayaklarının ucundan semanın üstüne kadar melekler kuşatır ve bir münadi şöyle nida eder: "Namaz kılan kimse kiminle hasbihal ettiğini bilseydi, namazdan ayrılmazdı."Ramuz el e-hadis, 351. sayfa, 6. hadis
12322 Bir kimse öğrenmek istediği ilmi kast ederek çıkarsa, onun için Cennete bir kapı açılır. Melaike kanadlarını döşerler. Göklerin melekleri ve denizlerin balıkları onun için istiğfar ederler. Alimin abide fazileti, bedir gecesindeki ayın semadaki küçük bir yıldıza üstünlüğü gibidir. Muhakkak ki alimler Peygamberlerin varisleridir. Muhakkak ki Peygamberler altın ve gümüş miras bırakmazlar ve lakin onlar ilim miras bırakırlar. Kim ilmi alırsa nasibini almış olur. Alimin ölümü öyle bir musibettir ki, başka şeyle telafi olmaz. O, yeri kapanmıyan bir gediktir ve sönmüş bir yıldız gibidir. Bir kabilenin ölümü bir alimin ölümünden daha hafiftir.Ramuz el e-hadis, 419. sayfa, 10. hadis
14237

Zirr İbni Hubeyş şöyle dedi;

Mestler üzerine nasıl mesh edileceğini sormak üzere Safvân İbni Assâl radıyallahu anh’ın yanına gitmiştim. Bana:

Zirr! Niçin geldin? diye sordu. Ben de: İlim öğrenmek için, deyince şunları söyledi: Melekler, ilim öğrenenlerden hoşlandıkları için onlara kanat gererler. Ben de: Büyük ve küçük abdestten sonra mestler üzerine nasıl mesh edileceğikafamı kurcaladı. Sen de Hz. Peygamber’in ashâbından olduğun için, onun bu konuda bir şey söylediğini duydun mu diye sormaya geldim, dedim. Safvân: Evet, duydum. Resûl-i Ekrem seferde bulunduğumuz zaman mestleri üçgün üç gece çıkarmamayı, büyük ve küçük abdest bozduktan, uyuduktan sonra bile mestlere meshetmeyi, ancak cünüp olunca mestleri çıkarmayı emrederdi, dedi. Onun sevgiye dair bir şey söylediğini duydun mu? diye sordum. Evet, duydum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir sefere çıkmıştık. Biz onun yanındayken bir bedevî kaba sesiyle: Muhammed! diye bağırdı.

Hz. Peygamber de onun sesine yakın bir sesle:

“Gel bakalım”, dedi.

Bedevîye dönerek:

Yazıklar olsun sana! Hz. Peygamber’in huzurunda bulunuyorsun. Kıs sesini! Yüksek sesle bağırmanı Allah yasakladı, dedim.

Bedevî:

Vallahi sesimi kısmam, dedi ve Resûl-i Ekrem’e: Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan kimse hakkında ne dersin? diye sordu.

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Bir kimse, kıyamet gününde, sevdikleriyle beraberdir.” Safvân İbni Assâl sözüne devamla dedi ki: Hz. Peygamber bu konuda uzun uzun konuştu. Hatta bir ara batı taraflarında bulunan bir kapıdan bahsetti. “Kapı yaya yürüyüşüyle kırk yıl veya yetmiş yıl (yahut râvinin hatırladığına göre süvari gidişiyle kırk veya yetmiş yıl) genişliğindedir”, buyurdu.

Şamlı muhaddislerden Süfyân İbni Uyeyne şöyle dedi:

Allah Gökleri ve yeri yarattığı gün, bu kapıyı tövbe için açık olarak yaratmıştır. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar o kapı kapanmayacaktır.
Tirmizî, Daavât 98. Ayr ca bk. Tirmizî, Tahâret, 71; Nesâî, Tahâret 97, 113;ı İbni Mâce, Fiten 32
14271

Ebû İbrahim Abdullah İbni Ebû Evfâ radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, düşmanla karşılaştığı gazalardan birinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem güneş tepe noktasından batıya doğru meyledinceye kadar bekledi, sonra kalktı ve:

- “Ey müslümanlar! Düşmanla karşılaşmayı arzu etmeyiniz; Allahtan âfiyet dileyiniz. Fakat düşmanla karşılaşınca da sabrediniz ve biliniz ki, cennet kılıçların gölgesi altındadır” buyurdu. Sonra Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua etti:

“Ey kitab’ı (Kur’an’ı) indiren, bulutları Gökyüzünde gezdiren ve düşman saflarını darmadağın eden Allahım, şu düşmanı perişan et ve bizi onlara karşı muzaffer kıl!”

Buhârî,Cihâd 112; Müslim, Cihâd 20