Arama Sonuçları etmek ne

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/54072-etmek-ne

NoHadis MetniKaynak
7272 Zarafetin afeti sakf (övünmek ve manasız sözler)dir. Şecaatin afeti serkeşliktir. Semahatin (hoşgörünün) afeti minnet etmek, güzelliğin afeti kibir göstermek, ibadetin afeti fetrettir (Gayretten sükuna düşmek.), sözün afeti yalandır. İlmin afeti unutkanlıktır. Hilmin afeti hoppalıktır. Asaletin afeti tefahurdur. Cömertliğin afeti israftır. Dinin afeti ise hevadır(nefsine uymak).Ramuz el e-hadis, 4. sayfa, 4. hadis
7279 Size şu üç şeyi emrediyor ve üç şeyi men ediyorum: Size, Allah'a kulluk etmenizi ve O'na hiçbir şeyi ortak etmemenizi, toplu olarak Allah'ın ipine (dinine ve kitabına tutunup birbirinizden ayrılmamanızı ve Allah'ın size veli kıldığı kimselere itaat edip onları dinlemenizi emrediyorum. Ve sizi dedikodudan, çok sual sormaktan ve malı zayi etmekten de men ediyorum.Ramuz el e-hadis, 5. sayfa, 1. hadis
7313 Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehlibeytimden bir kişidir. O insanların ihtilaf ve içtimai sarsıntılar içinde bulundukları bir sırada çıkar. O yeryüzünü, kendinden önce zulüm ve baskı ile doldurulduğu gibi, adalet ve insaf ile doldurur. Ondan yer ve gök ehli razıdır. Ve O malı "Sahâhan" olarak taksim eder. Dediler ki: "Sahâhan nedir?". Buyurdu ki: "Seviye üzere" demektir. Ve ümmeti Muhammed (s.a.s.)'in kalblerini zenginlikle doldurur ve adaleti onları ihata eder. O kadar ki bir munadiye: "Kimin ihtiyacı varsa bana gelsin" diye nida etmesi emrolunduğunda, bir kişiden başka kimse gelmez. O kimse istekte bulunur. O da "Sâdin'e (hazinedara) git, sana versin" der. O da gider ve: "Ben Mehdi tarafından kendisine istediği verilmesi için gönderilen kimseyim" dediğinde hazinedar: "Al " der. O da alır. Fakat aldığını taşımaya gücü yetmez. Bunun üzerine taşıyabileceğini alır, fazlasını geri bırakır. O malla çıkar ama sonra pişman olur ve: "Ümmeti Muhammed'den (s.a.s.) nefis cihetinden en aç gözlüsü herhalde benim. Onların hepsi de bu mala davet olundukları halde benden başkası buna icabet etmedi" diyerek aldığı malı iade etmek ister. Hazinedar da: " Biz verdiğimizi katiyyen geri almayız" der. Bu devir altı, yedi, sekiz veya dokuz sene devam eder. Bundan sonraki hayatta ise hayır yoktur.Ramuz el e-hadis, 7. sayfa, 7. hadis
7333 Bununla mı emroldunuz? (Kader mevzuunda münakaşa etmekle mi?) Sizin yaratılmanızdan kast olunan bu mudur? Sizden evvelkiler ancak bu gibi şeylerle, Allah'ın kitabının bir kısmını diğer kısmı ile karşılaştırmak yüzünden helak oldular. Allah size birşeyi emretti mi ona tabi olun. Ve birşeyden de nehyetti mi ondan sakının.Ramuz el e-hadis, 9. sayfa, 6. hadis
7346 Biraz önce Cibril (a.s) Bana geldi ve: "İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci'ûn" dedi. Ben de: "Evet, biz Allah'ınız ve ona dönücüyüz. Fakat ne sebeble böyle söyledin Ya Cibril?" dedim. Buyurdu ki: "Senin ümmetin, çok değil, Senden az bir zaman sonra fitneye düşecektir." Ben de: "Küfür fitnesi mi, yoksa dalalet fitnesi mi?" diye sordum. Buyurdu ki: "Bunların hepsi olacak." "Ben onlara Allah'ın kitabını bırakıyorum, bu fitne nereden doğar?" dedim. Dedi ki: "Allah'ın kitabını bırakmaları sebebiyle dalalete düşerler. Ve bu onların Uleması ve Umerası ile başlar. Umera halkın haklarını kendilerine vermez ve aralarında kıtal vaki olur. Ulema da umeranın arzu ve heveslerine tabi olur ve onların dalalette devamlarına sebep olurlar. Sonra da bu hallerinden çekinmezler." Ben de: "Ya Cibril! Onlardan kurtulmak isteyen kimse ne ile kurtulur?" dedim. Buyurdu ki: "Çekinmek ve sabır etmekle ki, hakları verilirse alırlar, verilmezse vazgeçerler"Ramuz el e-hadis, 10. sayfa, 9. hadis
7394 Allah yolundaki mücahide eza etmekten sakının. Zira Allah Teala, Peygamberine eza edenlere gadap ettiği gibi, onlara eza edenlere de gadap eder. Ve (Peygamberlerinin) dualarına icabet ettiği gibi (mücahidlerin) dualarına da icabet eder.Ramuz el e-hadis, 14. sayfa, 10. hadis
7589 Allah Teala, emrini vayhetmek murad ettiği zaman, o vahyi tekellüm eder. Vahyi tekellüm ettiğinde, Allah Teala'nın korkusundan gökleri şiddetli bir sarsıntı alır. Gök ehli bunu duyunca hepsi birden düşüb secdeye kapanırlar. Başını secdeden ilk kaldıran Cebrail (a.s.) olur. Allah Teala dilediği vahyini Cebrail (a.s.)'a bildirir. Cebrail (a.s.) da o vahyi meleklere intikal ettirir. O her semaya uğradıkça gök ehli ona sorar: "Rabbımız ne buyurdu" Cebrail (a.s.) da: "Rabbımız hak olanı buyurdu. O pek yüce ve büyüktür" der. Bunun üzerine gök ehlinin hepsi Cebrail (a.s.)'ın söylediği gibi söyler. Cebrail (a.s.) emrolunduğu ilahi vayhi böylece semadan yere getirir.Ramuz el e-hadis, 27. sayfa, 9. hadis
7604 Allah kaza ve kaderini infaz etmek murad ettiğinde, kaza ve kaderinin hükmünü infaz edinceye kadar, akıl sahiplerinin akıllarını alır. Emrinin hükmü yerine geldikten sonra ise, onların akıllarını iade eder de onlarda nedamet vuku bulur.Ramuz el e-hadis, 28. sayfa, 11. hadis
7726 Misafir (yemek, içmekten) mahrum olarak gecelemiş ise, ona yardım etmek, (hane sahibinin ve kendilerinin) hayvânî veya zirâî gıdalarından o misafire ikram etmeleri müslümanlar üzerine borçtur. (Sonradan bu mecburiyet kaldırıldı.)Ramuz el e-hadis, 37. sayfa, 7. hadis
7747 Sizden birisine Sultan korku verdiği zaman şöyle desin: "Yedi kat göklerin ve Arşı Azim'in Rabbı olan Allahım! Filan oğlu filanın şerrinden ve cin ve insanların ve onlara uyanların şerrinden beni beri eyle, onların herhangi birinin benim üzerime yapacağı taşkınlıktan beni koru. Senin koruduğun kimse aziz olur. Seni Sena etmek ne yücedir. Ve Senden başka ilah yoktur."Ramuz el e-hadis, 38. sayfa, 13. hadis