No | Hadis Metni | Kaynak |
11650 | Ümmetimden bir taife, içkiyi ismini değiştirerek içer. Başlarında çalgıcı kadınlar çalar, söylerler. Allah (z.c.hz.) bunları yere batırır, maymun ve hınzır suretine sokar. | Ramuz el e-hadis, 367. sayfa, 6. hadis |
11821 | Hiç bir akraba yoktur ki, akrabası gelib de kendisinden Allah'ın verdiğinden bir hacet istesin ve o da esirgesin, kıyamette ona, ismine şucâ' denen Cehennem yılanı musallat edilmesin. O yılan onu sokar ve üstüne de çöreklenir. | Ramuz el e-hadis, 381. sayfa, 9. hadis |
12331 | Bir kimse birisini, isminden başka bir şeyle (kötü lakab ile) çağırsa, melaike ona lanet eder. | Ramuz el e-hadis, 420. sayfa, 6. hadis |
12697 | Bir kimsenin din kardeşinin evine gelip te önüne konulanı yememesi cefadandır. Bir adama yolda arkadaş olup ta ismini ve babasının ismini sormaması cefadandır ve ailesi ile münasebetten evvel latife yapmaması da cefadandır. | Ramuz el e-hadis, 448. sayfa, 1. hadis |
12983 | Kulun ayakları ayrılmaz, şu dört şeyden sual olmadıkça: Ömrünü nerede ifna etti. İlmi ile nasıl amel etti. Malını nerede kazandı, nasıl harcadı. Cismini nerede çürüttü. | Ramuz el e-hadis, 472. sayfa, 9. hadis |
13445 | Erkek çocuktan iki, kız çocuktan bir koyun kesilir. (akika olarak) Bunu onun isminin üzerine kesiniz ve şöyle deyiniz: "Bismillahi Vallahu ekber, Allahümme leke ve ileyke hazihi akikatü fülan" | Ramuz el e-hadis, 512. sayfa, 6. hadis |
13601 | Namaza başladıklarında önce: "Subhaneke Allahümme ve bihamdike ve tebareke kesmüke ve teala ceddüke ve lâ ilâhe gayrüke": (Allahım Seni Hamd ederek tesbih ederim, Senin ismin ne yücedir, azametin de yücedir. Senden başka ilah yoktur) buyururlardı. | Ramuz el e-hadis, 525. sayfa, 5. hadis |
13886 | Efendimiz (s.a.v)'in bir kılıcı vardı. Kabzası ve kınının ucu gümüş işlemeli idi. Ayrıca gümüşten halkaları vardı, ismine "Zülfikar" denilirdi. Ok ve yayı vardı, ismine "Zessedat" denirdi. Ok mahfazası vardı, ismine "Zelcuma" denirdi. Bakır işlemeli bir zırhı vardı, ona "Zatül fudul" denirdi. Kargısı vardı, "Enneb'âü" denirdi. Kalkanı vardı, "Zagan" denirdi. Al bir atı vardı, adına "Mürtecis" denirdi. Yağız bir atı vardı, ona "Sekıb" denirdi. Bir eğeri vardı, ona "raac" adı verilirdi. Boz bir katırı vardı, ona "Düldül" denirdi. Bir devesi vardı, "Kusva" denilirdi. Bir merkebi vardı, ona "Yafur" denirdi. bir yaygısı vardı, "kez" denilirdi. Bir harbisi vardı ona "nemr" denirdi. Bir ibriği vardı, ona "Sadr" adı verilirdi. Bir aynası vardı, ona "Midelle" adı verilirdi. Bir makası vardı, ona "Câmi' " denilirdi. Beyaz bir çubuğu vardı, ona da "Memşûk" denilirdi. | Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 10. hadis |
14450 |
Ebû Hazım şöyle dedi: Bir takım adamlar Sehl ibn Sa'd'e gelip ona Peygamber'in minberini soruyorlardı. Sehl (R) şöyle dedi: Rasûlullah (S) fulanca kadına - Sehl o kadının ismini söylemiştir- şöyle haber gönderdi: "Marangoz olan kölene emret de benim için insanlara hitâb ettiğim zaman üzerine oturabileceğim tahtadan bir yer yapsın' buyurdu. Bunun üzerine kadın, o kölesine emretti. Köle de Gâbe ormanlığının ılgın ağacından onu yapıyordu. Sonra bu tahtaları kadına getirdi. Kadın da bunları Rasûlullah'a yolladı. Rasûlullah onların kurulmasını emretti de bunlar yerine konuldu. Müteakiben de Rasûlullah (va'z ve hutbe için) minber üzerine oturdu
| Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 46 |
14415 |
Âişe(R)'den (şöyle demiştir): Bir topluluk:
— Yâ Rasûlallah! Bir kavim bize et getiriyor. Onların bu hayvanları keserken üzerlerine Allah ismini söyleyip söylemediklerini bilemiyoruz? dediler. Rasûlullah (S):- "Bu et üzerine sizler Bismillah deyin ve onu yiyin" buyurdu
| Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 11 |