Açılır Menü
HadisAraBul.com
Son Eklenen 100 Hadis
Ravilerine Göre Hadisler
Hadislerde Arama Yap
Arama Sonuçları
p bir
Hızlı Erişim Linki:
https://www.hadisarabul.com/hadisbul/31477-p-bir/1350
No
Hadis Metni
Kaynak
14329
<
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Saîd İbni Abdülazîz’in Rebîa İbni Yezîd’den; Rebîa’nın Ebû İdrîs elHavlânî’den, onun Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den; Ebû Zer’in Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den; onun da Allah Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinden rivayet ettiğine göre Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">“Kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. Artık
bir
bir
inize zulmetmeyiniz.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Kullarım! Benim hidâyet ettiklerim dışında he
p
iniz sa
p
ıtmışsınız. O halde benden hidâyet dileyin ki sizi doğruya ileteyim.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Kullarım! Benim doyurduklarım hariç, he
p
iniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Kullarım! Benim giydirdiklerim hariç, he
p
iniz çı
p
laksınız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Kullarım! Siz gece-gündüz günah işlemektesiniz, bütün günahları afveden de yalnızca benim. Benden af dileyin ki sizi bağışlayayım.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, zarar verebilesiniz. Bana fayda vermeye gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Kullarım! Evveliniz ahiriniz, insanınız cinleriniz, en müttaki
bir
kişinin kalbi ve duygusuna sahi
p
olsalar, bu benim mülkümde herhangi
bir
şey arttırmaz.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz, en günahkâr
bir
kişinin kalbi ve duygusuna sahi
p
olsalar, bu benim mülkümden en küçük
bir
şey eksiltmez.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz
bir
yerde to
p
lanı
p
benden istekte bulunacak olsalar, ben de her
bir
ine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak, iğne denize daldırılı
p
çıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır. (Yani hiç
bir
şey eksiltmez.)
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Kullarım! İşte sizin amelleriniz. Onları sizin için saklar, sonra onları size iâde ederim. Artık kim
bir
hayır bulursa Allah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka
bir
şey bulursa öz nefsinden başka kimseyi ayı
p
lamasın.”
p
> <
p
>Saîd İbni Abdülaziz dedi ki, Ebû İdris el-Havlânî bu hadisi rivâyet ettiği zaman dizleri üzerine çöküverdi.
p
>
Müslim, Birr 55
14457
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Saîd ibnu Ebi'l-Hasen şöyle dedi: Ben İbn Abbâs'ın yanında idim. Ona
bir
kimse geldi ve:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Yâ İbni Abbâs! Ben öyle
bir
insanım ki, benim, maişetim ancak elimin san'atından ibarettir. Ben şu resimleri ya
p
arım (bunların gelirleriyle geçinirim), dedi.
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">İbn Abbâs:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Ben sana başka değil, yalnız Rasûlullah'tan işittiğim
bir
hadîsi söyleyeceğim: Rasûlullah (S) şöyle buyuruyordu: "Her kim
bir
suret ya
p
arsa, şübhesiz Allah o kimseyi ya
p
tığı surete can üfleyinceye kadar azâb edecektir. Hâlbuki sureti resmeden o kişi, ya
p
tığı sûrete ebediyyen rûh üfleyi
p
veremiyecektir".
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">ibn Abbâs'ın bu cevâbı üzerine o ressam kişi şiddetli
bir
hışıltı ile har har soludu, benzi sarardı. İbn Abbâs (ona acıyarak):
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Vayh sana yazıklar oldu. San'atını muhakkak işlemek zaruretinde isen sana şu ağaç ve kendisinde rûh olmayan her şeyi tasvir etmeni tavsiye ederim, dedi.
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ebû Abdillah el-Buhârî dedi ki: Saîd ibnu Ebî Arûbe, bu tek hadîsi en-Nadr ibnu Enes'ten işitmiştir
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 168
14331
<
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Ömer radıyallahu anh Bedir Harbine iştirak etmiş yaşlı sahâbîlerle beraber beni de istişâre meclisine dahil etti. Sahâbîlerden
bir
i buna içerledi ve Hz. Ömer’e:
p
> Bu, neden bizimle beraber oluyor? Oysa bizim onun yaşıtı çocuklarımız var, dedi. Hz. Ömer: Bildiğiniz
bir
sebe
p
ten dolayı, diye ceva
p
verdi. Derken
bir
gün beni çağırdı ve büyük sahâbîlerin meclisine aldı. Bana öyle geliyor ki, o gün beni onlara isbat etmek istiyordu. Sahâbîlere: “Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde...” diye başlayan Nasr sûresi hakkında ne düşünüyorsunuz? diye sordu.
bir
kısmı: Yardım görü
p
fetih gerçekleşince Allah’a hamd ve istiğfar etmekle emrolunmaktayız, dedi. Kimi de hiç
bir
yorum ya
p
madı. Hz. Ömer bu defa bana hitaben: Ey İbni Abbas! Sen de böyle mi diyorsun? dedi. Ben: Hayır, dedim.
p
eki, ne diyorsun? diye sordu. Ben de: Bu sûre, Hz.
p
eygamber’in ecelinin kendisine bildirildiğini ifade etmektedir. “Allah’ın yardımı ve fetih sana gelince - ki, bu senin ecelinin geldiğinin alâmetidir-, Rabbini hamd ile tesbih et, bağışlanma dile. Çünkü o tövbeleri kabul edendir” buyuruluyor, dedim. <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Bunun üzerine Hz. Ömer:
p
> Ben de bu sûreden senin dediğinden başkasını anlamıyorum, dedi.
Buhârî, Tefsîru sûre (110), 4; Menâkıb 25. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru sûre (110), 1
14453
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Abdullah ibn Abbâs (R) şöyle haber vermiştir: Rasûlullah (S) ölmüş
bir
koyunun yanından geçti de:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Bunun derisiyle faydalansaydiniz ya!" buyurdu. Sahâbîler:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Bu koyun kendiliğinden ölmüştür, dediler. Rasûlullah:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Ölü hayvanın ancak etini yemek haram oldu" buyurdu
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 164
14454
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ebû Hureyre (R) şöyle diyordu: Rasûlullah (S) şöyle buyurdu: "Nefsim elinde olan Allah'a yemîn ederim ki, muhakkak Meryem'in oğlu îsâ'nın sizin içinize âdil
bir
hakem olarak inmesi, Hırıstiyanlar'in o haçını kırması, domuzu öldürmesi, cizye vergisini indirmesi, malın hiç
bir
kişinin kabul etmiyeceği kadar çoğalı
p
taşması vâki' olacaktır"
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 165
14332
<
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">“Allah’ın yardımı erişi
p
fetih gerçekleşince...” âyeti indikten sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kıldığı her namazda mutlaka “Rabbimiz, seni tenzih ederim, seni hamd ile anarım. Allahım! Beni bağışla ...” derdi. Buhârî, Ezân 123, 139; Megâzî 5, Tefsîru sûre (110), 1; Müslim, Salât 219, 220
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Buhârî’nin Sahîh’i (Ezân 139, Tefsîru sûre (110), 2) ile Müslim’in Sahîh’inde (Salât 217) Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edilen
bir
başka hadis de şöyledir:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdelerinde:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">“Allahım! Seni tenzîh ederim. Rabbimiz! Sana hamdederim. Allahım! Beni bağışla!” duasını
p
ek sık tekrarlardı. Bu sözüyle o, Kur’an’a imtisal (ve âyeti fiilen tefsir) ederdi.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Müslim’in rivayetinde de (Salât 218) şöyle denilmektedir:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefatından önce, “Seni hamdinle tesbih ve tenzih eder, bağışını diler, tövbe ederim” duasını sık sık tekrar ederdi.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Hz. Âişe diyor ki:
p
> Ey Allah’ın Resûlü! Yeni yeni söylediğinizi duyduğum bu cümleler nedir?diye sordum.
p
eygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Ümmetimle ilgili olarak benim için
bir
işaret tayin edilmiştir. Onu gördüğüm zaman bu kelimeleri söylerim. Bu işaret, Nasr sûresi’dir” buyurdu. <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Yine Müslim’in
bir
başka rivayetinde (Salât 220), bu husus şöyle yer almaktadır:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Ben Allah’ı ulûhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim” sözlerini sık sık söyler olmuştu.” Hz. Âişe diyor ki:
p
> “Sübhânallah ve bi hamdihî, estağfirullah ve etûbü ileyh” sözlerini görüyorum ki,
p
ek sık söylüyorsun?” dedim. <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">
p
eygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
p
> <
p
>“Rabbim bana ümmetim içinde
bir
alâmet göreceğimi bildirdi. Onu gördüğümden bu yana “sübhânellah ve bi hamdihî estağfirullah ve etûbu ileyh” sözünü çok söylerim. Ben o alâmeti, Mekke’nin fethine işaret eden “Allah’ın yardımı ulaşı
p
Fetih gerçekleşince ve insanların gru
p
gru
p
Allah’ın dinine girdiklerini gördüğünde Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü Allah tövbeleri çok çok kabul edendir” (meâlindeki Nasr) sûresi’nde gördüm,” buyurdu.
p
>
Müslim, Salat 220
14450
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ebû Hazım şöyle dedi:
bir
takım adamlar Sehl ibn Sa'd'e geli
p
ona
p
eygamber'in minberini soruyorlardı. Sehl (R) şöyle dedi: Rasûlullah (S) fulanca kadına - Sehl o kadının ismini söylemiştir- şöyle haber gönderdi: "Marangoz olan kölene emret de benim için insanlara hitâb ettiğim zaman üzerine oturabileceğim tahtadan
bir
yer ya
p
sın' buyurdu. Bunun üzerine kadın, o kölesine emretti. Köle de Gâbe ormanlığının ılgın ağacından onu ya
p
ıyordu. Sonra bu tahtaları kadına getirdi. Kadın da bunları Rasûlullah'a yolladı. Rasûlullah onların kurulmasını emretti de bunlar yerine konuldu. Müteakiben de Rasûlullah (va'z ve hutbe için) minber üzerine oturdu
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 46
14451
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Câ
bir
ibn Abdullah(R)'tan (şöyle demiştir): Ensâr'dan
bir
kadın Rasûlullah'a:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Yâ Rasûlullah! Benim marangoz
bir
kölem vardır; senin için üzerine oturacağın
bir
şey ya
p
tırayım mı? dedi.
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Rasûlullah:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "İstersen ya
p
tır" buyurdu,
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Râvî dedi ki: Bunun akabinde kadın, Rasûlullah için o minberi ya
p
tırdı. Nihayet cuma günü olunca
p
eygamber( S) yerine konulan o minber üzerine oturdu. Akabinde daha önce yanında hutbe ya
p
ar olduğu hurma kütüğü sayha çıkardı, hattâ kendi kendine yarılacaktı.
p
eygamber minberden indi, onu eliyle tuttu ve onu kucakladı. O sırada kütük susturulmakta olan çocuk gibi hafîf hafîf inliyordu. Nihayet kararlaşı
p
sustuktan sonra Rasûlullah:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "O, yanında edildiğini işitmekte olduğu Zikru'llah için ağladı" buyurdu
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 47
14452
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Âişe (R): Rasûlullah (S)
bir
Yahudi'den, bedeli
bir
zaman sonra verilmek üzere, veresiye hububat satın aldı ve o Yahûdî'ye kendi zırhını rehin bıraktı, demiştir
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 48
14333
<
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">“Allah Teâlâ,
p
eygamber’in vefatından önce vahyi sıklaştırdı. Öyle ki
p
eygamber aleyhisselâm vahyin en sık geldiği
bir
sırada vefat etti.”
p
>
Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 1; Müslim, Tefsîr 2
İlk Sayfa
<
134
135
136
137
138
>
Son Sayfa