Arama Sonuçları etti O

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/42045-etti-O/710

NoHadis MetniKaynak
14380

Abdullah ibn Mes'ûd (Ra) şöyle demiştir: Rasûlullah (Sav):

"Sizden herhangi birinizi müezzin Bilâl'ın ezan sesi sahur yemeğini yemekten men' etmesin! Çünkü Bilâl, şafaktan önce ezan Okur -yâhud: Gece vakti nida eder-. Bunu teheccüd namazı kılanları sahur yemeği­ne döndürmek, ve uykuda Olanlarınızı da sahur yemeğine uyandır­mak için Okur. Fecr şöyle demek değildir" buyurdu da iki şehâdet parmağını kaldırarak ufukta görülen ve dikey ziyadan ibaret Olan fecri kâzibe işaret OlOr:green'>etti.

SOnra Rasûlullah iki şehâdet parmağını yanyana getirerek:

— "Fecr, böyle Olmaktır" buyurmuştur.

Yahya ibn Saîd el-Kattân iki avucunu birleştirip şöyle diye açık­layıp göstermiştir.

Ve yine Yahya el-Kattân, iki şehâdet parmaklarını uzatmış, ufuk­ta sağ ve sOl taraftan uzatılıp yayılmış Olan dikdörtgen şeklindeki fecri sâdık dediğimiz mustatil ziyâya işaret etmiştir

14381

Bize Abdullah ibn Dînâr tahdîs OlOr:green'>etti. Ben Abdullah ibn Umer(R)'den işittim, Peygamber (S): "Bilâl gece vakti nida eder. Siz, îbnu Ümmi Mektûm' ezan Okuyuncaya kadar yiyiniz." buyur­muştur

14378

Bize Eyyûb es-Sahtıyânî, Ebû Kilâbe'den tahdîs OlOr:green'>etti. Bi­ze Mâlik ibn Huveyris tahdîs edip şöyle dedi. Biz yaşıt gençler tOplu­luğu Olarak Peygamber(S)'e geldik ve O'nun yanında yirmi gece kaldık. Rasûlullah sOn derece hassas ve ince yürekli idi. KOnukluğu­muzun uzamasından ailelerimizi özlediğimizi anlayınca yâhud ailele­rimize iştiyak duyduğumuzu anlayınca, geride kimleri bıraktığımızı sOrdu. Biz de haber verdik.

Rasûlullah:

—  "Ailelerinizin yanına dönünüz, Onların içinde ikaamet edi­niz, Onlara dînî bilgileri Öğretiniz, Onlara dînî vecîbelerini eda ve ha­ramlardan çekinmelerini emrediniz" buyurdu.

Mâlik ibn Huveyris'in râvîsi Ebû Kılâbe şöyle dedi: Mâlik ibn Huveyris bana Peygamber'in daha birçOk vasiyetini zikredip bildir­di. Ben Onların bir kısmını ezberimde tutuyOr, bir kısmını da tutamı­yOrum. Mâlik'ibn Huveyris, Rasûlullah'ın şunları da buyurduğunu bildirdi:

—  "Benim nasıl namaz kılar Olduğumu gördünüzse, öylece na­maz kılınız. Namaz vakti gelince biriniz size ezan Okusun, en büyü­ğünüz, en faziletliniz de size imamlık etsin!"

Mâlik ibn Huveyris
14386

Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Ben üvey babam Ebû Talha el-Ensârî'ye, Ebû Ubeyde ibnu'l-Cerrâh'a, Ubeyy ibn Ka'b'a hurmadan yapılan fadîh içkisi veriyOrdum. Bu sırada birisi geldi de:

—  İçki haram kılınmıştır, dedi. Bunun üzerine Ebû Talha bana:

— Yâ Enes, şu şarâb küplerine, dOğru kalk da Onları kır! diye emrOlOr:green'>etti.

Enes: Bu emir üzerine ben taştan Oyulup içine içki kOnulan "Mihrâs" kabımıza dOğru kalktım da Onun aşağısından vurdum, O da kırıldı, demiştir

Enes ibn Mâlik
14405

Bize Şuayb, ez-Zuhrî'den tahdîs OlOr:green'>etti. O şöyle demiştir:

Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb ve Ebû Seleme ibnu Abdirrahmân tah­dîs OlOr:green'>ettiler ki, Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Sizler; Ebû Hureyre, Rasûlullah'tan hadîs rivayetini çOk yapıyOr diyOrsunuz ve yine sizler: Muhâcirler'in ve Ensâr'ın hâlleri nedir ki bunlar Rasûlullah'tan Ebû Hureyre'nin hadîs rivayet edişi gibi hadîs rivayet etmiyOrlar, diyOr­sunuz. Şu muhakkak ki Muhacir kardeşlerimiz çarşılarda alışveriş etmek meşgul ediyOrdu. Ben ise karın tOkluğuna karşılık Rasûuıllah'tan hiç ayrılmaz, dâima O'nunla beraber Olurdum. Bunun için Onla­rın bulunmadıkları zaman ben hâzır bulunur, Onlar unuttuklarında ben hafızamda tutar ezberlerdim. Ensâr'dan Olan kardeşlerimi de mallarındaki çalışmaları meşgul ediyOrdu. Ben ise Suffa fakirlerin­den Olan fakır bir kişi idim. Diğer sahâbîler hadîsleri unuturlarken, ben ezberimde tutar bellerdim. Muhakkak Rasûlullah (S) söylemek­te bulunduğu bir hadîs hakkında: "Ben şu makaalemi bitirinceye kadar elbisesini yayacak; sOnra da elbisesini kendine dOğru tOplayacak her kişi elbette benim söyleyeceğim sözleri kesin Olarak ezberleyecektir*' buyurmuştu. Bunun için ben hemen üzerimdeki renkli bezi Rasûlullah O makaalesini bitirinceye kadar yaydım, akabinde O bezi göğsü­me dOğru tOpladım. Artık sOnra Rasûlullah'ın bu kOnuşmalarından hiçbirşeyi unutmadım

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 1
14387

Bize Şu'be, Ebû İshâk'tan; O da Sıla ibn Zufer el-Absî'den; O da Huzeyfe ibnu'l-Yemân(R)'dan tahdîs OlOr:green'>etti ki, Peygamber (S) Necrân hey'eti, kendisinden emîn bir kimse gönderilmesini iste­diklerinde, Onlara:

— "Size elbette hakkıyle emîn Olan bir kimse göndereceğim" bu­yurmuş.

Bunun üzerine Peygamber'in sahâbîleri bu emînliğe rağbet ede­rek herbiri kendisinin gönderilmesini dikkatle bekledikleri sırada Pey­gamber, Ebû Ubeyde'yi göndermiştir.

Huzeyfe ibnu'l-Yemân
14388

Bize Hammâd ibn Zeyd, Yahya ibn Saîd'den; O da Ubeyd ibn Huneyn'den; O da İbn Abbâs'tan tahdîs OlOr:green'>etti ki, Umer ibnu'l-Hattâb (R) şöyle demiştir: Ensâr'dan (Evs ibn Havlî isminde) bir adam vardı. O, Rasûlullah'tan ayrı ve uzakta bulunduğu zaman ben Rasûlullah'ın meclisinde hazır bulunur ve O gün Rasûlullah'tan Olacak söz, fiil ve hâlleri Ona getirirdim. Ben Rasûlullah'm meclisinden uzakta kaldığım zaman ise, O zât, Rasûlullah'ın meclisinde hazır bulunur ve O gün Rasûlullah'tan meydana gelen söz, fiil ve hâlleri bana getirirdi

Umer ibnu'l-Hattâb
14389

Bize Şu'be, Zubeyd'den; O da Sa'd ibn Ubeyde'den; O da Ebû Abdirrahmân'dan; O da Alî(R)'den şöyle tahdîs OlOr:green'>etti. Peygam­ber (S) bir asker birliği hazırlayıp başlarına bir adamı kumandan ta'yîn OlOr:green'>etti. YOlda Odun tOplatıp ateş yaktırdı da askerlere:

—  Bu ateşin içine girin! dedi.

Onlardan bir kısmı ateşe girmek istediklerinde, diğerleri:

—  Biz ateşten kaçıp Rasûlullah'a sığınmış kimseleriz! dediler. Seferden dönüşte bu hâdiseyi Peygamber'e zikrOlOr:green'>ettiklerinde, Pey­gamber ateşe girmek isteyenler için:

—  "Eğer ateşe girmiş Olsalardı, kıyamet gününe kadar ateşten bir daha ayrılmazlardı" buyurdu.

Diğerlerine hitaben de:

—  "Ma'siyet hakkında kula itaat yOktur. îtâat ancak ma'rufta­dır (ma'kûl ve meşru' Olan emirler hakkındadır)" buyurdu

Hz. Alî
14403

Bize Ebu'n-Nu'mân tahdîs OlOr:green'>etti. Bize Hammâd ibn Zeyd, Eyyûb'dan; O da Muhammed ibn Sîrîn'den tahdîs OlOr:green'>etti ki, Selmân ibn Âmir (R): "Erkek çOcuğun dOğumu ile beraber akîka vardır" demiştir.

Ve Haccâc ibn Minhâl şöyle dedi: Bize Hammâd ibn Seleme tah­dîs OlOr:green'>etti. Bize Eyyûb, Katâde, Hişâm ibn Hassan el-Ezdî ve Habîb ibnu'ş-Şehîd; bunların dördü de Muhammed ibn Sîrîn'den; O da Sel­mân ibn Âmir(R)'den; O da Peygamber(S)'den Olmak üzere haber verdi.

(Sufyân ibn Uyeyne ve) birçOkları da Âsim ibn Selmân'dan ve Hişâm ibn Hassân'dan; Onlar da Hafsa bintu Sîrîn'den; O da er-Rebâb (ibn Âmir ed-Dabbî)'dan; O da Selmân ibn Âmir ed-Dabbî'den; O da Peygamber'den Olmak üzere söyledi.

Bu hadîsi Yezîd ibnu İbrâhîm, îbn Sîrîn'den; O da Selmân ibn Âmir'den Onun sözü Olarak, yânî mevkuf Olarak rivayet OlOr:green'>etti.

Ve Esbâğ ibnu'l-Ferec de şöyle dedi: Bana Abdullah ibnu Vehb, Cerîr ibn Hâzım'dan; O da Eyyûb es-Sahtıyânî'den; O da Muham­med ibn Sîrîn'den haber verdi. O da dedi ki: Bize Selmân ibnu Âmir ed-Dabbî tahdîs edip şöyle dedi: Ben Rasûlullah(S)'tan işittim, şöyle buyuruyOrdu: "Erkek çOcuğun dOğumuyla beraber akîka vardır. Onun adına akîka kurbânı kanı dökünüz ve çOcuktan ezayı gideriniz!"

Buhari - KİTABU'L-AKIKA - 5
14391

Bize Alî ibnu Abdillah el-Medînî tahdîs OlOr:green'>etti. Bize Sufyân ibnu Uyeyne tahdîs OlOr:green'>etti. Bize Muhammed ibnu'l-Munkedir tahdîs edip şöyle dedi: Ben Câbir ibn AbdilIah(R)'tan işittim, şöyle dedi: Pey­gamber (S) Hendek günü insanlardan (düşmanın haberini bana kim getirir diye) çağırıp istedi. Peygamber'in bu da'vet ve isteğine ez-Zubeyr icabet OlOr:green'>etti. SOnra Peygamber insanlardan bunu tekrar istedi. Bu isteğe de ez-Zubeyr ibnu'I-Avvâm icabet OlOr:green'>etti. SOnra yine insan­lardan bunu yapacak kimse istedi. Bu sefer de yine ez-Zubeyr icabet OlOr:green'>etti. Bunun üzerine Peygamber:

— "Her peygamberin bir havarisi vardır, benim havarim, natıs yardımcım ise ez-Zubeyr'dir" buyurdu

Sufyân ibn Uyeyne: Ben bu hadîsi İbnu'l-Munkedir'den belle­dim, dedi.

Eyyûb es-Sahtıyânî de İbnu'l-Munkedir'e künyesiyle hitâb ederek:

— Yâ Ebâ Bekr! Sen insanlara Câbir'den hadîs söyle. Çünkü tOpluluk senin Câbir'den hadîs söylemenden hOşlanıyOrlar, dedi.

Bunun üzerine Îbnu'l-Munkedir de mecliste bulunanlara:

— Ben Câbir'den işittim, ben Câbir'den işittim, diyerek dört hadîsnarasını arka arkaya uladı.

Alî ibnu'l-Medînî dedi ki: Ben Sufyân ibn Uyeyne'ye:

— Sufyân es-Sevrî "Hendek günü" yerine "Kurayza günü" şek­linde söylüyOr, dedim.

İbnu Uyeyne:

— Ben Îbnu'l-Munkedir'den bunu senin "Hendek günü" Otu­ruşun gibi kesin Olarak bu lafızla belledim, dedi.

Sufyân ibn Uyeyne:

O, bir gündür, yânî "Hendek günü" ile "Kurayza günü" bir günden ibarOlOr:green'>ettir, dedi ve bunu söylerken Sufyân ibnu Uyeyne gülüm­sedi

Câbir ibn AbdilIah