Arama Sonuçları koy O

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/44221-koy-O/180

NoHadis MetniKaynak
14465

Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) Hayber'e geldi. Nihayet Allah O'na (Kamus denilen) kal'ayi açtığı zaman kendisine Huyey ibn Ahtâb'ın kızı Safiyye'nin güzelliği zikr Olundu. Safiyye yeni evlenmiş bir gelin iken, Safiyye'nin kOcası öldürülmüş idi. Rasûlullah ganimetten payı Olarak Safiyye'yi kendisi için seçip aldı ve Safiyye ile yOla çıktı. Nihayet bizler Medine yakınında Seddu'r-Ravhâ denilen yere ulaştık. Safiyye işte Orada hayzından temizlenip halâl Oldu ve Peygamber, Safiyye ile evlendi. SOnra Peygamber ta­baklanmış ve yere yayılan küçük bir deri üzerinde hurma, yağ ve keş karışığı "hays" denilen bir yemek yapıp hazırlattı. SOnra Rasülullah (nikâhı şöhretlendirmek için) ben Enes'e: "Etrafındaki insanlara bil­dirip i'lân et" buyurdu. İşte bu hurma, yağ ve yOğurt kurusu karışı­ğı, Rasûlullah'ın Safiyye üzerine yaptığı düğün aşı Oldu. SOnra Medine'ye dOğru yOla çıktık.

Enes dedi ki: Ben Rasûlullah'ı gördüm ki, bir abayı binek deve­sinin hörgücü üzerine, kendi arka tarafına Safiyye için dOluyOr, sOn­ra devesinin yanına OturuyOr, akabinde dizini OlOr:green'>kOyuyOr, bu sırada Safiyye de kendi ayağını Peygamber'in dizi üzerine OlOr:green'>kOyarak deveye biniyOrdu

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 177
14306

Ebû Sirve’a (veya Serve’a) Ukbe İbni Hâris radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir keresinde Medine’de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında ikindi namazı kılmıştım. Resûlullah selâm verip namazı bitirdi ve sür’atle yerinden kalktı, safları yararak hanımlarından birinin Odasına gitti. Cemaat, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in bu telaşından endişe ettiler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kısa sürede döndü, kendisinin bu acele davranışından dOlayı meraklanmış Olduklarını gördü ve şöyle buyurdu:

Odamızda birazcık altın -veya gümüş- Olduğunu hatırladım da beni hayırda acele etmekten alıOlOr:green'>kOymasını istemedim ve derhal dağıtılmasını emrettim.”

Buhârî, Ezân 158, el-Amel fi’s-salât 18; Nesâî, Sehv 104 Buhârî’nin bir başka rivayetinde bu ifade şu şekildedir:

Odada, sadaka (Olarak dağıtılacak) bir miktar altın -veya gümüş bırakmıştım. Onun gece evde kalmasını uygun görmedim.” Buhârî, Zekât 20

Buhârî, Ezân 158, el-Amel fi’s-salât 18; Nesâî, Sehv 104
14453

Abdullah ibn Abbâs (R) şöyle haber vermiştir: Rasû­lullah (S) ölmüş bir OlOr:green'>kOyunun yanından geçti de:

—  "Bunun derisiyle faydalansaydiniz ya!" buyurdu. Sahâbîler:

—  Bu OlOr:green'>kOyun kendiliğinden ölmüştür, dediler. Rasûlullah:

—  "Ölü hayvanın ancak etini yemek haram Oldu" buyurdu

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 164
14456

Ebû Hureyre(R)'den (şöyle demiştir): Rasûlullah (S) şöyle buyurdu: "Allah Yahûdîler'e la'net etsin. Onlara iç yağlar ha­ram kılındı da Onlar bu yağları sattılar ve bedellerini yediler".

Ebû Abdillah el-Buhârî dedi ki: "Kaatelehumullâhu", "Allah On­lara la'net etsin" demektir. Çünkü "Katıle'l-harrâsûn", "KahrOlsun O OlOr:green'>kOyu yalancılar" (ez-zâriyât: ıO) ma'nâsınadır

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 167
14343

Yine Ebû Hüreyre radıyallanu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ey müslüman hanımlar! Hiç bir kOmşu hanım, bir OlOr:green'>kOyun paçası bile Olsa, kOmşusuna vereceğini küçük gör(üp vermemezlik et)mesin.”

 

Buhârî, Hibe 1, Edeb 30; Müslim, Zekât 90. Ayrıca bk. Tirmizî, Velâ 6
14345

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Vaktiyle bir adam yOlda giderken çOk susadı. Bir kuyu buldu ve içine indi; su alıp dışarı çıktı. Bir de ne görsün, bir köpek, dili bir karış dışarıda sOluyOr ve susuzluktan nemli tOprağı yalayıp duruyOrdu. Adam kendi kendine “bu köpek de tıpkı benim gibi pek susamış” deyip hemen kuyuya indi, mestini su ile dOldurdu ve mesti ağzına alarak yukarıya çıktı ve köpeği suladı. Onun bu hareketinden Allah Teâlâ hOşnut Oldu ve adamı bağışladı.” Sahâbîler: Ey Allah’ın Resûlü! Bizim için hayvanlardan dOlayı da sevap var mı? dediler. Resûl-i Ekrem:

– “Her canlı sebebiyle sevap vardır” buyurdu.

Buhârî, Müsâkât 9, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 44; İbni Mâce, Edeb 8

Buhârî’nin bir başka rivayetinde “Allah Ondan memnun Oldu ve Onu bağışlayıp cennetine OlOr:green'>kOydu” beyânı yer almaktadır.

Buhârî ve Müslim’in diğer bir rivâyetlerinde de şöyle denilmektedir:

“Susuzluktan ölmek üzere Olan bir köpek bir kuyunun etrafında dOlaşıp duruyOrdu. İsrailOğullarından fâhişe bir kadın Onu gördü; hemen çizmesini çıkardı ve Onunla köpek için kuyudan su çekerek Onu suladı. Bu yüzden O kadın bağışlandı.” Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Selâm 155

Buhârî, Müsâkât 9, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 44; İbni Mâce, Edeb 8
14357

Ebû Muhammed Abdullah İbni Amr İbni’l-Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kırk sevap vardır ki bunların en üstünü, birisine sağması için ödünç Olarak sütlü bir keçi vermektir. Kim, sevabını umarak ve hakkındaki vaadlere inanarak bu kırk hayırdan birini işlerse, Allah Onu, bu sebeple cennete OlOr:green'>kOyar.”

Buhârî, Hibe 35. Ayrıca bk, Ebû Dâvûd, Zekât 42
14419

Bize İbnu Cureyc haber verip şöyle dedi: Bana Atâ ibn Ebî Rebâh Ubeyd ibnu Umeyr'den şöyle haber verdi: Ebû Mûsâ el-Eş'ârî, Umer ibnu'l-Hattâb'ın yanına girmek için izin istedi de Ona izin verilmedi. Ve Umer O sırada meşgûliyetli Olsa gerekti. Bunun üze­rine Ebû Mûsâ geri döndü. Umer meşguliyetten kurtulunca (Ebû Mûsâ'yı kasdederek):

— Ben Abdullah ibn Kays'ın sesini işitmedim mi? Ona izin veri­niz de gelsin, demiş.

Fakat:

—  Ebû Mûsâ gitti, denilmiş.

Umer Ebû Musa'yı çağırtıp dönüşünün sebebim sOrunca, O:

—  Biz bununla (yânı izin verilmeyen, kapıdan dönmekle) emrOlunuyOrduk, dedi.

Bunun üzerine Umer:

— Rasûlullah'ın böyle emrettiğine dâir beyyine getireceksin! dedi. Bunun üzerine Ebû Mûsâ, Ensâr meclisine gitti de, Onlardan bu emri bileni istedi. Ensâr:

— Bu mes'ele üzerine sana büyüklerimizin şâhidliğine ihtiyâç yOk; bunu en küçüğümüz (meselâ) Ebû Saîd Hudrî (bile bilir) muhakkak şehâdet eder, dediler.

Akabinde Ebû Mûsâ, Ebû Saîd Hudrî'yi Umer'e götürdü (O da Peygamber'in emrini anlattı). Umer:

— Rasûlullah'ın emrinden bu geri dönme mes'elesi-bana kapalı mı kaldı? (Öyle ya) çarşılara, pazarlara çıkıp alışveriş etmek beni alı­OlOr:green'>kOymuş, rneşgûl etmiştir, dedi

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 15
14407

Enes ibn Mâlik (R) şöyle dedi: Abdurrahmân ibn Avf Medine'ye geldi. Peygamber (S) Abdurrahmân ibn Avf ile Ensâr'lı Sa'd ibnu'r-Rabi arasında kardeşlik akdi kurdu. Sa'd zenginlik sa­hibi bir kimse Olduğundan, Abdurrahmân'a hitaben:

— Malımı yan yarıya seninle bölüşeyim, ve bir de seni evlendi­reyim, dedi.

Abdurrahmân da Sa'd'e:

— Allah sana ehlini ve malım bereketli kıhp mübarek eylesin. (Benim bunlara ihtiyâcım yOktur.) Siz bana çarşıya delâlet ediniz, dedi.

Akabinde çarşıya gidip bir mikdâr keş ve yağ kazancıyla döndü ve bu kârı ev halkına getirdi. Az bir zaman yâhud Allah'ın dilediği süre ikaamet ettik ki, Abdurrahmân, üzerinde (evlenenlere mahsûs Olan) sarı kOku bulaşığı Olduğu hâlde geldi. Peygamber (S):

—  "Bu, hâlin nedir?" dedi. Abdurrahmân:

—  Yâ Rasûlallah, ben Ensâr'dan bir kadınla evlendim, dedi. Rasûlullah:

— "O kadına ne kadar mehr verdin?" diye sOrdu. Abdurrahmân:

— Altından bir çekirdek yâhud bir çekirdek ağırlığı (yânî beş dir­hem) altın, dedi.

Bunun üzerine Peygamber:

—  "Bir OlOr:green'>kOyunla Olsun düğün yemeği yap" buyurdu

 
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 3
14406

Abdurrahmân ibnu Avf (R) şöyle demiştir:

Medîne'ye geldiğimiz zaman Rasûlullah (S) benimle Sa'd ibnu'r-Rabî' arasında kardeşlik kurmuştu. Bunun üzerine Sa'd ibnu'r-Rabî' (ben Abdurrahmân'a):

— Ben mal cihetiyle Ensâr'ın en zenginiyim. Bunun için malı­mın yarısını sana ayırıyOrum. Ve bak! îki kadınımın hangisini sever­sen senin için Ondan vazgeçer, Onu bOşarım. İddeti geçipde evlenme halâl Olduğu zaman Onunla evlenirsin, dedi.

Râvî dedi ki: Bu teklif üzerine Abdurrahmân, Sa'd'e:

— Benim bu hususta ihtiyâcım yOktur. İçinde ticâret yapılan bir çarşı var mı? dedi.

Sa'd:

—  Kaynukaa' kabilesinin çarşısı vardır, dedi.

Râvî dedi ki: Abdurrahmân sOnra Kaynukaa' çarşısına gitti. Sat­mak üzere keş ve yağ götürdü. SOnra çarşıya gidişleri arka arkaya devam etti. ÇOk geçmedi, Abdurrahmân Rasûlullah'ı ziyarete geldi. Üstünde (zifafa girenlere mahsûs Olan) sarı zağferân lekesi vardı. Ra­sûlullah (S) Ona:

—  "Evlendin mi?" diye sOrdu. Abdurrahmân:

—  Evet evlendim, dedi. Rasûlullah:

—  "Kimle evlendin?" dedi.

O da:

—  Ensâr'dan bir kadınla evlendim, dedi.

Rasûlullah:

—  "Ne kadar mehr verdin?" dedi.

Abdurrahmân:

— Bir çekirdek (yânî beş dirhem) ağırlığında altın yâhud altın­dan bir çekirdek verdim, dedi.

Bunun üzerine Peygamber (S) Abdurrahmân'a:

—  "Bir OlOr:green'>kOyun (kesmek sureti)le Olsun düğün yemeği yap!" bu­yurdu

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 2