Arama Sonuçları kula en

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/49246-kula-en/90

NoHadis MetniKaynak
13785 Gazab ettiklerinde Hz. Ali (r.a)'dan başka kendisine kimse soen'>kulamazdı.Ramuz el e-hadis, 537. sayfa, 13. hadis
13821 Ashabından bir kimse ile karşılaştığında o kalkınca kendileri de kalkardı. Ve o şahıs gidinceye kadar kendileri ayrılmazlardı. Ashabından biri ile karşılaştığında elini eline alır, o şahıs bırakmadıkça kendileri elini bırakmazlardı. Ashabından biri ile karşılaştığında en'>kulağına bir şey söylemek isterse ona yaklaşır, o kişi ayrılmadıkça kendileri ondan ayrılmazlardı.Ramuz el e-hadis, 540. sayfa, 5. hadis
13957 Bir kimseyi vali olarak gönderecekleri zaman onun imamesini kendileri sarar ve ucunu da sağ en'>kulağı arkasından sarkıtırlardı.Ramuz el e-hadis, 548. sayfa, 10. hadis
14140 Bir tarafa teveccüh buyurunca kendinden evvel güzel koen'>kuları farkedilirdi.Ramuz el e-hadis, 558. sayfa, 16. hadis
14197 Sarıklarının altında ve sarıksız olarak kalansüve giyerler, o olmadan da sarık sararlar, Yemen mamulü takke de giyerlerdi ki, beyaz bir serputşu. Keza harpte en'>kulaklarına kadar o serpuşun uçları inerdi. Çok kere namaz kılarken, kalansüveyi çıkarıp, sütre olarak önlerine koydukları olurdu. Silahına, atına ve eşyasına isim vermek adet-i seniyelerinden idi.Ramuz el e-hadis, 562. sayfa, 2. hadis
14313

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur” dedi:

“Her kim (ihlâs ile bana kulluk eden) bir dostuma düşmanlık ederse, ben de ona karşı harb ilân ederim. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (âdetâ) ben onun işiten en'>kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse, onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu korurum.”

Buhârî, Rikak 38
14314

enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in Rabbinden rivâyet ettiği bir hadîs-i kudsîde Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Kul(um) bana bir karış yaklaştığı zaman, ben ona bir arşın yaklaşırım; o bana bir arşın yaklaşınca ben ona bir en'>kulaç yaklaşırım; o bana yürüyerek geldiği zaman, ben ona koşarak varırım.”

Buhârî, Tevhîd 50. Ayrıca bk. Müslim, Zikir 2, 3, 20-22, Tevbe 1; Tirmizî, Daavât 131; İbni Mâce, Edeb 58
14443

İbnu Şihâb ez-Zuhrî dedi ki: Saîd ibnu'l-Müseyyeb şöyle dedi: Ebû Hureyre (R) şöyle dedi: Ben Rasûlullah(S)'tan en'>kulağımla işittim; "Yemin, mal için sürüm ve revâc sebebi (sanılır; hakikatte) bereketin mahv sebebidir" buyuruyordu

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 39
14427

Âişe (R) şöyle demiştir: Rasûlullah'ın sahâbîleri kendi işlerinin işçileri idiler (Bizzat çalışırlar, terlerler, namaza gelirlerdi). Bu sebeble vücûdlarında ağır koen'>kular olur idi. (Rasûlullah tarafın­dan) kendilerine "Keşki yıkansaydınız!" denilirdi.

Bu hadîsi Hemmâm, Hişâm'dan; o da babası Urve'den; o da Âişe'den rivayet etmiştir

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 23
14389

Bize Şu'be, Zubeyd'den; o da Sa'd ibn Ubeyde'den; o da Ebû Abdirrahmân'dan; o da Alî(R)'den şöyle tahdîs etti. Peygam­ber (S) bir asker birliği hazırlayıp başlarına bir adamı kumandan ta'yîn etti. Yolda odun toplatıp ateş yaktırdı da askerlere:

—  Bu ateşin içine girin! dedi.

Onlardan bir kısmı ateşe girmek istediklerinde, diğerleri:

—  Biz ateşten kaçıp Rasûlullah'a sığınmış kimseleriz! dediler. Seferden dönüşte bu hâdiseyi Peygamber'e zikrettiklerinde, Pey­gamber ateşe girmek isteyenler için:

—  "Eğer ateşe girmiş olsalardı, kıyamet gününe kadar ateşten bir daha ayrılmazlardı" buyurdu.

Diğerlerine hitaben de:

—  "Ma'siyet hakkında en'>kula itaat yoktur. îtâat ancak ma'rufta­dır (ma'kûl ve meşru' olan emirler hakkındadır)" buyurdu

Hz. Alî