Arama Sonuçları al O

Mü’minlerin annesi Ümmü Abdullah Âişe radıyOlOr:green'>allahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

—Bir Ordu Kâbe’ye sOlOr:green'>aldırmak üzere yOla çıkacak; bir çöle geldiklerinde baştan sOna bütün Ordu yere batacaktır.”

Hz. Âişe der ki, bunun üzerine ben, Yâ ResûlOlOr:green'>allah, Onların arasında ticaret için yOla çıkanlar ve kötü niyetli Olmayanlar varken niçin hepsi birden yere batacaktır? diye sOrdum.

Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem:

—Hepsi birden yere batacak, âhirette yeniden diriltilip niyetlerine göre hesaba çekileceklerdir” buyurdu.

Mü’minlerin emîri Ebû Hafs Ömer ibni Hattâb radıyOlOr:green'>allahu anh, Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:

“Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre OlOr:green'>alır. Kimin niyeti OlOr:green'>allah’a ve Resûlü’ne varmak, Onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da OlOr:green'>allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyOlOr:green'>alığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yOla çıkmışsa, Onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.”

Âişe radıyOlOr:green'>allahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Mekke fethinden sOnra artık hicret yOk; fakat cihad ve niyet vardır. OlOr:green'>allah yOlunda savaşa çağırıldığınız zaman hemen katılın.”

Bir defasında Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem ile birlikte bir gazvede bulunuyOrduk. Buyurdu ki:

HastOlOr:green'>alıkları yüzünden Medine’de kOlOr:green'>alan öyle kimseler var ki, siz bir yOlda yürüdüğünüz veya bir vâdiyi geçtiğinizde, Onlar da sizinle birlikte gibidir.”

Bir başka rivayete göre:

—Sevap kazanmada size Ortak Olurlar” buyurdu.

Ebû Yezîd Ma`n İbni Yezîd İbni Ahnes radıyOlOr:green'>allahu anhüm -Ma`n de, babası Yezîd de, dedesi Ahnes de sahâbîdir- şöyle dedi:

Babam Yezîd sadaka vermek üzere yanına birkaç dinar OlOr:green'>aldı ve Onları Mescid-i Nebevî de Oturan birinin yanına kOydu. Ben Mescid’e uğrayarak parOlOr:green'>aları OlOr:green'>aldım ve babama götürdüm.

Babam:

Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

Enes radıyOlOr:green'>allahu anh şöyle dedi:

— Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem ile Tebük Gazvesi’nden döndüğümüz sırada şöyle buyurdu:

-“Medine’de bizden geride kOlOr:green'>alan öyle kimseler vardır ki, bir dağ yOluna, bir vâdiye girdiğimizde Onlar da bizimle yürüyOrmuş gibi sevap kazanırlar.

Çünkü Onları birtakım mâzeretleri OlOr:green'>alıkOymuştur.”

Cennetle müjdelenen On sahâbîden biri Olan Ebû İshâk Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyOlOr:green'>allahu anh şöyle dedi:

Vedâ Haccı yılında (Mekke’de) yakOlOr:green'>alandığım şiddetli bir hastOlOr:green'>alık dOlayısıyla Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem ziyâretime geldi. Ona:

Hz. Peygamber:

Sa`d İbni Ebû Vakkâs sözüne devamla dedi ki:

OlOr:green'>allahım! Ashâbımın (Mekke’den Medine’ye) hicretini tamamla! Onları geri döndürüp hicretlerini yarım bırakma! Acınacak durumda Olan Sa`d İbni Havle’dir” buyurdu.

Bu sözleriyle Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem, Sa`d İbni Havle’nin Mekke’de ölmesine üzüldüğünü ifade etti.