Arama Sonuçları mı Ya

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/21025-mi-Ya/740

NoHadis MetniKaynak
14298

Ebû Ümâre Berâ İbni Âzib radıYallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ey falân! Yatağına Yattığında şöyle dua et:

Allah’ım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana ısmarladım, işimde sana güvendim. (Rızânı) isteyerek, (azâbından) korkarak sırtı sana daYadım, sana sığındım. Sana karşı yine senden başka sığınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım.

Eğer bu duayı Yapıp Yattığın gece ölürsen, iman üzere ölürsün, ölmez de sabaha çıkarsan hayra kavuşursun.”

Buhârî ve Müslim’in Sahîh’lerinde (gösterilen yerlerde) yine Berâ İbni Âzib’den rivayet edildiğine göre Berâ, “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu” demiştir:

Yatağına Yatacağın zaman, namaz kılmak için abdest alıyor gibi abdest al, sonra sağ tarafına Yat ve -yukarıdaki duayı aynen zikrederek- böyle dua et!” Sonra da şunu ilâve etti: “En son sözün bu dua olsun!”
Buhârî, Vudû 75, Daavât 6; Müslim, Zikr 56-58. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 98.
14301

Enes radıYallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kim, evinden çıkarken:

“Allah’ın adıyla çıkıyor, Allah’a güveniyorum. Günahlardan korunmaYa güç yetirmek ve taate kuvvet bulmak, ancak Allah’ın tevfik ve Yardıyladır” derse kendisine:

“DoğruYa iletildin, ihtiYaçların karşılandı, düşmanlarından korundun, diye cevap verilir. Şeytan da kendisinden uzaklaşır.” Ebû Dâvûd’un rivayetinde şu ilâve vardır:

Şeytan, diğer şeytana: Hidâyet edilmiş, ihtiYaçları karşılanş ve korunmuş kişiye sen ne Yapabilirsin ki? der.

Ebû Dâvûd, Edeb 103; Tirmizî, Daavât 34
14303

Ebû Amr (veYa Ebû Amre) Süfyân İbni Abdullah radıYallahu anh şöyle dedi:

Yâ Resûlallah! Bana İslâ öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaYa ihtiYaç hissetmeyeyim, dedim.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!” buyurdu.
Müslim, İmân 62. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 61; İbni Mâce, Fiten 12.
14304

Ebû Hüreyre radıYallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“(İşlerinizde) orta yolu tutunuz, dosdoğru olunuz. Biliniz ki, hiç biriniz ameli sâyesinde kurtuluşa eremez.” Dediler ki:

Sen de mi kurtulamazsın, ey Allah’ın elçisi?

“(Evet) ben de kurtulamam. Şu kadar var ki Allah rahmet ve keremi ile beni bağışlaş olursa, o başka!

Müslim, Münâfikîn 76, 78. Ayrıca bk. Buhârî, Rikak 18, Merdâ 19; İbni Mâce, Zühd 20
14306

Ebû Sirve’a (veYa Serve’a) Ukbe İbni Hâris radıYallahu anh şöyle dedi:

Bir keresinde Medine’de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında ikindi namazı kılştım. Resûlullah selâm verip namazı bitirdi ve sür’atle yerinden kalktı, safları Yararak hanımlarından birinin odasına gitti. Cemaat, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in bu telaşından endişe ettiler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kısa sürede döndü, kendisinin bu acele davranışından dolayı meraklanş olduklarını gördü ve şöyle buyurdu:

“Odazda birazcık altın -veYa gümüş- olduğunu hatırladım da beni hayırda acele etmekten alıkoymasını istemedim ve derhal dağıtılmasını emrettim.”

Buhârî, Ezân 158, el-Amel fi’s-salât 18; Nesâî, Sehv 104 Buhârî’nin bir başka rivayetinde bu ifade şu şekildedir:

“Odada, sadaka (olarak dağıtılacak) bir miktar altın -veYa gümüş bırakştım. Onun gece evde kalmasını uygun görmedim.” Buhârî, Zekât 20

Buhârî, Ezân 158, el-Amel fi’s-salât 18; Nesâî, Sehv 104
14315

İbni Abbas radıYallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanştır: Sıhhat ve boş vakit.”

Buhârî, Rikak 1. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 1; İbni Mâce, Zühd 15
14316

Âişe radıYallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, gece aYakları şişinceye kadar namazı kılardı. Âişe diyor ki, kendisine:

Niçin böyle Yapıyorsun (neden bu kadar meşakkate katlanıyorsun) eYallah’ın Resûlü? Oysa Allah senin geçmiş ve gelecek hatalarını bağışlaştır, dedim. “Şükreden bir kul olmayı istemeyeyim mi?” buyurdu.
Buhârî, Tefsîru sûre (48), 2; Müslim, Münâfikîn 81. Ayrıca bk. Buhârî, Teheccüd 6, Rikak 20; Müslim, Münâfikîn 79-80; Tirmizî, Salât 187; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 17; İbni Mâce, İkâme 200
14319

Ebû Hureyre radıYallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılş; cennet ise, nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılştır.”

Buhârî, Rikak 28; Müslim, Cennet 1. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünnet 22; Tirmizî, Cennet 21; Nesâî, Eymân 3
14320

Ebû Abdullah Huzeyfe İbnü’l-Yemân radıYallahu anhümâ şöyle dedi:

“Bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kıldım. Bakara sûresini okumaYa başladı. Ben içimden herhalde yüz âyet okuyunca rükû eder, dedim. O yüz âyetten sonra da okumaYa devam etti. Ben yine içimden bu sûre ile namazı bitirecek, dedim. O yine devam etti. Bu sûreyi bitirip rükû eder dedim, etmedi. Nisâ sûresi’ne başladı; onu da okudu. Sonra Âl-i İmrân sûresi’ne başladı; onu da okudu. Ağır ağır okuyor, tesbih âyetleri gelince tesbih ediyor, dilek âyeti gelince dilekte bulunuyor, istiâze âyeti geçince Allah’a sığınıyordu. Sonra rükûa gitti. “Sübhâne rabbiye’l-azîm (büyük rabbimi tenzîh ederim)” demeye başladı. Rükûu da aşağı-yukarı aYakta durduğu kadar uzun oldu. Sonra “semiallâhu limen hamideh, rabbenâ leke’l-hamd (Allah, kendisine hamd edeni duYar, hamd Yalnız sanadır ey rabbimiz)” dedi ve kalktı. Hemen hemen rükûuna Yakın uzunca bir süre aYakta durdu. Sonra secdeye vardı ve “sübhâne rabbiye’l-a’lâ (yüce rabbimi tenzih ederim)” dedi. Secdesini de aşağı-yukarı kıyâ kadar uzattı.”

Müslim, Müsâfirîn 203
14327

Enes radıYallahu anh şöyle dedi:

Amcam Enes İbni Nadr radıYallahu anh Bedir Savaşı’na katılmaştı. Bu ona çok ağır geldi. Bu sebeple:

“Ey Allah’ın Resûlü! Müşriklerle Yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer Allah Teâlâ müşriklerle Yapılacak bir savaşta beni bulundurursa, neler Yapacağı elbette Allah Teâlâ görecektir” dedi.

Sonra Uhud Savaşı’nda müslüman safları dağılınca, -arkadaşlarını kastederek- “Rabbim, bunların Yaptıklarından dolayı özür beYan ederim” dedi. Müşrikleri kastederek de “Bunların Yaptıklarından da uzak olduğumu sana arzederim” deyip ilerledi. Sa’d İbni Muâz ile karşılaştı ve:

Ey Sa’d! istediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o cennetin kokusunu alıyorum, dedi. Sa’d (olayı anlatırken) “Ben onun Yaptığını Yapamadım, Ya Resûlallah” dedi.

Enes radıYallahu anh devamla şöyle dedi:

Amca şehid edilmiş olarak bulduk. Vücudunda seksenden fazla kılıç, süngü ve ok Yarası vardı. Müşrikler müsle Yapş, uzuvlarını kesmişlerdi. Bu sebeple onu kimse tanıYamadı. Sadece kızkardeşi parmak uçlarından tanıdı.

Enes dedi ki, biz şu âyetin amcam ve amcam gibiler hakkında inmiş olduğunu düşünmekteyiz:

“Mü’minler içinde öyle yiğit erkekler vardır ki, Allah’a verdikleri sözlerinde durdular. Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehid düştü), kimi de sırasını bekliyor. Bunlar aslâ sözlerini değiştirmemişlerdir” [Ahzâb sûresi (33), 23]

Buhârî, Cihâd 12; Müslim, İmâre 148