Arama Sonuçları mı Ya

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/21025-mi-Ya/750

NoHadis MetniKaynak
14306

Ebû Sirve’a (veYa Serve’a) Ukbe İbni Hâris radıYallahu anh şöyle dedi:

Bir keresinde Medine’de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında ikindi namazı kılştım. Resûlullah selâm verip namazı bitirdi ve sür’atle yerinden kalktı, safları Yararak hanımlarından birinin odasına gitti. Cemaat, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in bu telaşından endişe ettiler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kısa sürede döndü, kendisinin bu acele davranışından dolayı meraklanş olduklarını gördü ve şöyle buyurdu:

“Odazda birazcık altın -veYa gümüş- olduğunu hatırladım da beni hayırda acele etmekten alıkoymasını istemedim ve derhal dağıtılmasını emrettim.”

Buhârî, Ezân 158, el-Amel fi’s-salât 18; Nesâî, Sehv 104 Buhârî’nin bir başka rivayetinde bu ifade şu şekildedir:

“Odada, sadaka (olarak dağıtılacak) bir miktar altın -veYa gümüş bırakştım. Onun gece evde kalmasını uygun görmedim.” Buhârî, Zekât 20

Buhârî, Ezân 158, el-Amel fi’s-salât 18; Nesâî, Sehv 104
14463

Zeyd ibn Hâlid ve Ebû Hureyre (R) ikisi haber verdi­ler ki, kendileri Rasûlullah'tan işitmişlerdir: Rasûlullah'a, muhsan kılınş hâldeyken zina Yapmayı âdet eden bir cariyenin hükmünden sorulmuştu. Rasûlullah (S): "O cariyeye değnek cezası uygulayın. Son­ra yine zina ederse yine değnekleme cezası uygulayın. Sonra üçüncü yâhud dördüncü keresinde onu satınız" buyurdu

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 175
14315

İbni Abbas radıYallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanştır: Sıhhat ve boş vakit.”

Buhârî, Rikak 1. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 1; İbni Mâce, Zühd 15
14316

Âişe radıYallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, gece aYakları şişinceye kadar namazı kılardı. Âişe diyor ki, kendisine:

Niçin böyle Yapıyorsun (neden bu kadar meşakkate katlanıyorsun) eYallah’ın Resûlü? Oysa Allah senin geçmiş ve gelecek hatalarını bağışlaştır, dedim. “Şükreden bir kul olmayı istemeyeyim mi?” buyurdu.
Buhârî, Tefsîru sûre (48), 2; Müslim, Münâfikîn 81. Ayrıca bk. Buhârî, Teheccüd 6, Rikak 20; Müslim, Münâfikîn 79-80; Tirmizî, Salât 187; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 17; İbni Mâce, İkâme 200
14319

Ebû Hureyre radıYallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılş; cennet ise, nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılştır.”

Buhârî, Rikak 28; Müslim, Cennet 1. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünnet 22; Tirmizî, Cennet 21; Nesâî, Eymân 3
14320

Ebû Abdullah Huzeyfe İbnü’l-Yemân radıYallahu anhümâ şöyle dedi:

“Bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kıldım. Bakara sûresini okumaYa başladı. Ben içimden herhalde yüz âyet okuyunca rükû eder, dedim. O yüz âyetten sonra da okumaYa devam etti. Ben yine içimden bu sûre ile namazı bitirecek, dedim. O yine devam etti. Bu sûreyi bitirip rükû eder dedim, etmedi. Nisâ sûresi’ne başladı; onu da okudu. Sonra Âl-i İmrân sûresi’ne başladı; onu da okudu. Ağır ağır okuyor, tesbih âyetleri gelince tesbih ediyor, dilek âyeti gelince dilekte bulunuyor, istiâze âyeti geçince Allah’a sığınıyordu. Sonra rükûa gitti. “Sübhâne rabbiye’l-azîm (büyük rabbimi tenzîh ederim)” demeye başladı. Rükûu da aşağı-yukarı aYakta durduğu kadar uzun oldu. Sonra “semiallâhu limen hamideh, rabbenâ leke’l-hamd (Allah, kendisine hamd edeni duYar, hamd Yalnız sanadır ey rabbimiz)” dedi ve kalktı. Hemen hemen rükûuna Yakın uzunca bir süre aYakta durdu. Sonra secdeye vardı ve “sübhâne rabbiye’l-a’lâ (yüce rabbimi tenzih ederim)” dedi. Secdesini de aşağı-yukarı kıyâ kadar uzattı.”

Müslim, Müsâfirîn 203
14461

ez-Zuhrî şöyle dedi: Bana Abdullah ibnu Muhayrîz haber verdi. Ona da Ebû Saîd el-Hudrî haber vermiştir: Ebû Saîd, Peygamber'in Yanında otururken:

— Yâ Rasûlallah! Biz bir takım kadın esirlere nail oluyoruz (ve onlara cinsî Yaklaşma Yapıyoruz). Fakat biz bu esîr kadınları satıp paralara sâhib olmayı istiyoruz. Bunun için azletmek hususunda nasıl düşünüyorsun? dedi.

Rasûlullah (S):

— ''Sizler hakîkaten bunu Yapıyor musunuz? Azli Yapmamanız üzerinize vâcib değildir. Çünkü şu muhakkak ki, Allah'ın dünyâYa çıkmasını Yazş olduğu herbir hayât sahibi insan, mutlak meydana çıkacaktır" buyurdu

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 172
14327

Enes radıYallahu anh şöyle dedi:

Amcam Enes İbni Nadr radıYallahu anh Bedir Savaşı’na katılmaştı. Bu ona çok ağır geldi. Bu sebeple:

“Ey Allah’ın Resûlü! Müşriklerle Yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer Allah Teâlâ müşriklerle Yapılacak bir savaşta beni bulundurursa, neler Yapacağı elbette Allah Teâlâ görecektir” dedi.

Sonra Uhud Savaşı’nda müslüman safları dağılınca, -arkadaşlarını kastederek- “Rabbim, bunların Yaptıklarından dolayı özür beYan ederim” dedi. Müşrikleri kastederek de “Bunların Yaptıklarından da uzak olduğumu sana arzederim” deyip ilerledi. Sa’d İbni Muâz ile karşılaştı ve:

Ey Sa’d! istediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o cennetin kokusunu alıyorum, dedi. Sa’d (olayı anlatırken) “Ben onun Yaptığını Yapamadım, Ya Resûlallah” dedi.

Enes radıYallahu anh devamla şöyle dedi:

Amca şehid edilmiş olarak bulduk. Vücudunda seksenden fazla kılıç, süngü ve ok Yarası vardı. Müşrikler müsle Yapş, uzuvlarını kesmişlerdi. Bu sebeple onu kimse tanıYamadı. Sadece kızkardeşi parmak uçlarından tanıdı.

Enes dedi ki, biz şu âyetin amcam ve amcam gibiler hakkında inmiş olduğunu düşünmekteyiz:

“Mü’minler içinde öyle yiğit erkekler vardır ki, Allah’a verdikleri sözlerinde durdular. Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehid düştü), kimi de sırasını bekliyor. Bunlar aslâ sözlerini değiştirmemişlerdir” [Ahzâb sûresi (33), 23]

Buhârî, Cihâd 12; Müslim, İmâre 148
14328

Ebû Mes’ûd Ukbe İbni Amr el-Ensârî el-Bedrî radıYallahu anh şöyle dedi:

Sadaka âyeti inince, biz sırtızla yük taşıYarak, (hammallık Yaparak) sadaka vermeye başladık. Derken bir adam geldi çokca sadaka verdi. Münâfıklar, “Gösteriş Yapıyor” dediler. Bir başkası geldi, bir ölçek hurma getirdi. Yine münâfıklar, “Allah’ın, bunun bir ölçek hurmasına ihtiYacı yoktur” dediler. Bunun üzerine, “Sadakalar hususunda gönülden veren mü’minleri çekiştiren ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamaYanlarla alay edenler yok mu, Allah onları maskaraYa çevirmiştir. Onlar için acı bir azab vardır”

[Tevbe sûresi (9), 79] âyeti indi. Buhârî, Zekât 10; Müslim, Zekât 72
14459

Ebû Hureyre'den (şöyle demiştir): Peygamber (S) şöyle dedi: "Allah şöyle buyurdu; Üç sınıf insan vardır ki, kıYamet gününde ben onların hasyımdır: Biri şu kimse ki, benim adıma ye­min edip (ahd eder de) sonra ahdini bozar. İkincisi hür bir insanı köle diye satar da onun parasını yer. Üçüncüsü şu kimse ki, bir işçiyi ücretle tutar, onu çalıştırıp işi tam Yaptırır da, onun ücretini vermez"

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 170