Açılır Menü
HadisAraBul.com
Son Eklenen 100 Hadis
Ravilerine Göre Hadisler
Hadislerde Arama Yap
Arama Sonuçları
p bir
Hızlı Erişim Linki:
https://www.hadisarabul.com/hadisbul/31477-p-bir/1410
No
Hadis Metni
Kaynak
14416
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Câ
bir
ibn Abdullah (R) şöyle demiştir: Biz (
bir
defa)
p
eygamber (S) ile
bir
likte cuma namazı kılarken Şam'dan yiyecek yüklü
bir
kervan geldi. Cemâat
bir
er
bir
er kervan kafilesine doğru yöneli
p
oniki kişi kalıncaya kadar he
p
dağıldılar. İşte bunun üzerine şu âyet indi:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">"Onlar
bir
ticâret yâhut
bir
oyun,
bir
eğlence gördükleri zaman ona yöneli
p
dağıldılar, seni ayakta bıraktılar. Deki: Allah nezdindeki (sevâb mü'minler için) eğlenceden de, ticâretten de hayırlıdır. Allah rızk verenlerin en hayırlısıdır" (ei-cumua: ıi)
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 12
14417
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ebû Hureyre(R)'den (şöyle demiştir):
p
eygamber (S):
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">"İnsanlar üzerine öyle
bir
zaman gelecek ki, o devirde kişi ele geçirdiği malı halâldan mı, yoksa haramdan mı kazandığına hiç aldırmaz" buyurmuştur
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 13
14418
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ebu'l-Minhâl şöyle dedi: Ben sarraflıkta ticâret ya
p
ardım. Zeyd ibn Erkam'a sordum. O:
p
eygamber (S) şöyle buyurdu... dedi.
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">H îbn Cureyc şöyle dedi:Bana Amr ibnu Dînâr ile Âmir ibnu Mıs'ab haber verdiler. Bu ikisi Ebu'l-Minhâl'den şöyle derken işitmişlerdir: Ben el-Berâ ibn Âzib'e ve Zeyd ibn Erkam'a sarraflıktan sordum. İkisi de şöyle dediler:Biz Rasûlullah zamanında iki tacir idik. Rasûlullah'a sarraflıktan sorduk. Rasûlullah (S): "(
bir
mecliste)
bir
elden
bir
ele verilir alınırsa be's yoktur. Eğer va'de ile olursa sahîh olmaz" buyurdu.
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 14
14367
<
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Ebû Muhammed Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e benim şöyle dediğim haber verilmiş:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Allah’a yemin ederim ki, yaşadığım sürece gündüzleri muhakkak oruç tutu
p
, geceleri de ibâdet ve tâatle uyanık geçireceğim. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
p
> “Bunları söyleyen sen misin?” diye sordu. Ben de kendisine: Anam babam sana feda olsun, ya Resûlallah! Evet, ben böyle söylemiştim,dedim. Buyurdular ki: “Sen buna güç yetiremezsin. Hem oruç tut, hem iftar et; hem uykunual, hem ibadet et; her aydan üç gün oruç tut; çünkü her iyiliğe on misli ecir ve seva
p
vardır. Bu ise bütün zamanını oruçlu geçirmek gibidir.” Bunun üzerine ben: Bunun daha çoğunu ya
p
maya gücüm yeter, dedim.
p
eygamber Efendimiz: “O halde
bir
gün oruç tut, iki gün tutma” buyurdu. Ben: <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">- Ama ben bundan daha fazlasını ya
p
abilirim, deyince Resûl-i Ekrem:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">– “Öyleyse
bir
gün oruç tut,
bir
gün tutma; bu Dâvûd aleyhisselâm’ın orucu olu
p
, oruçların en ölçülü olanıdır” buyurdular.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">
bir
başka rivayette: “Bu, oruçların en faziletlisidir” şeklindedir. Ben:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">- Bundan daha faziletlisine de gücüm yeter, dedim.
p
eygamberimiz:
p
> “Bundan daha faziletlisi yoktur” buyurdu. <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in tavsiye etmiş olduğu, ayda üç gün orucu kabul etmem, bana ehlimden ve malımdan daha sevimli olacakmış.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">
bir
rivayete göre:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">“Senin gündüzleri oruçlu, geceleri uyanık geçirdiğin bana haber verilmedi mi sanıyorsun?” buyurmuştu. Ben de:
p
> Elbette haber verilmiştir, yâ Resûlallah! dedim. Bunun üzerine: “Böyle ya
p
ma, bazı kere oruç tut, bazan tutma; gece hem uyu, hem deteheccüde kalk. Şü
p
hesiz senin üzerinde vücudunun hakkı vardır, iki gözünün hakkı vardır, hanımının hakkı vardır, ziyaretçilerinin hakkı vardır. Şü
p
hesiz her aydan üç gün oruç tutman sana yeter. Çünkü senin için her iyiliğin on misli karşılığı vardır; bu da bütün zamanının oruçlu olması demektir.” Abdullah der ki: Ben artırdıkça iş aleyhime döndü. Sonra ben: Yâ Resûlallah! Ben kendimde güç ve kuvvet buluyorum, dedim.Buyurdular ki: “O halde Allah’ın Nebisi Dâvûd’un orucunu tut, daha fazlasını ya
p
ma.” Dâvûd orucu nedir? diye sordum. “Senenin yarısını oruçlu geçirmektir” buyurdu. <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Abdullah yaşlandıktan sonra:
p
> Keşke Allah’ın Resûlü’nün ruhsatını kabul etmiş olsaydım, der dururdu. <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">
bir
başka rivayet şöyledir:
p
> “Senin bütün günleri oruçlu geçirdiğinden ve her gece Kur’an’ıokuduğundan haberdar olmadığımı mı sanıyorsun?” Bunun üzerine ben: Elbette haberdarsındır, yâ Resûlallah! Fakat ben bununla sadece hayraulaşmayı diliyorum, dedim.
p
eygamber Efendimiz: “Allah’ın Nebîsi Dâvûd’un orucunu tut, çünkü o insanların en çokibadet edeni idi. Ayda
bir
defa da Kur’an’ı hatmet” buyurdu. <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Ben ise:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">- Ya Resûlallah! Benim bundan daha fazlasına gücüm yeter, dedim.
p
eygamberimiz:
p
> “O halde yirmi günde
bir
hatmet” buyurdu. Ben yine: Ya Resûlallah! Bundan daha fazlasını ya
p
abilirim, dedim. O: “Öyleyse on günde
bir
hatmet” buyurdu. Ben tekrar: Bundan daha fazlasına gücüm yeter, yâ Nebîyyallah! diye ısrar edince: “Şu halde yedi günde
bir
hatim ya
p
, artık bunun üzerine artırma”buyurdular. Ben artırdıkça, aleyhime artırıldı. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bana dedi ki: “Şü
p
hesiz ki sen bilmiyorsun, belki ömrün uzun olur?”Abdullah İbni Amr der ki: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’ in bana söylediği hale döndüm. İhtiyarlayınca, onun ruhsatını kabul etmiş olmayı çok arzu ettim. <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">
bir
başka rivayette ise şöyledir:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">“Senin çocuklarının da senin üzerinde hakları vardır.”
bir
diğer rivayette:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">“Bütün zamanını oruçlu geçirenin orucu yoktur.” Bu sözünü üç defa tekrarladı.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">
bir
diğer rivayette:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">“Allah’a en sevimli olan oruç, Dâvûd aleyhisselâm’ın orucudur. Allah’a en sevimli namaz da Dâvûd aleyhisselâm’ın namazıdır. Dâvûd aleyhisselâm gecenin yarısını uyuyarak geçirir, sonra üçte
bir
inde namaz için kalkar, altıda
bir
inde yine uyurdu.
bir
gün oruç tutar,
bir
gün tutmazdı. Düşmanla karşılaştığında kaçmazdı.” Başka
bir
rivayet de şu şekildedir:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Abdullah şöyle demiştir:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Babam beni soyca üstün
bir
hanımla evlendirdi. Zaman zaman gelininin yanına gelir gider, ona beni sorarmış. O da dermiş ki:
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">- O ne iyi erkektir, evine geldiğimden beri yatağıma ayak basmadı, ne halde olduğumu da araştırmadı.
p
> <
p
style="margin-left:0.1
p
t; margin-right:43.7
p
t; text-align:justify">Vaziyet böyle devam edi
p
gidince, babam durumu Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e anlatmış,
p
eygamberimiz:
p
> “Onu benimle görüştür” buyurmuş. Daha sonra ben Resûl-i Ekrem ile karşılaştım. Bana: “Nasıl oruç tutuyorsun?” diye sordu. Ben de: Her gün, dedim. Sonra: “Nasıl hatim ya
p
ıyorsun?” dedi. Ben: Her gece, diye ceva
p
verdim. <
p
>Abdullah İbni Amr daha önce geçen konuşmalarının benzerini anlattı. O, geceleyin rahat etmek için, okuduğu Kur’an’ın yedide
bir
ini, gündüz aile fertlerinden
bir
ine okuyu
p
dinletirdi. Güçlü ve kuvvetli olmak istediğinde,
bir
kaç gün oruç tutmazdı. Sonra oruç tutmadığı günleri sayar, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e verdiği sözden caymış olmamak için, tutamadığı günler kadar orucu kazâ ederdi.
p
>
Buhârî, Savm 55, 56, 57, Teheccüd 7, Enbiyâ 37, Nikâh 89; Müslim, Sıyâm 181-193
14408
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">İbn Abbâs (R) şöyle demiştir: Ukâz, Mecenne ve Zu'l- Mecâz, Câhiliyet devrinde
bir
takım büyük çarşılar (yânî
p
anayırlar) idi. İslâm devri olunca müslümânlar bu
p
anayırlarda ticâret etmeyi günâh sayı
p
çekindiler. Bunun üzerine: (Hacc mevsimlerinde ticâretle) Rabbinizden kazanç istemenizde üzerinize
bir
günâh yoktur" (ei-Bakara: 198) âyeti indi. Bu âyetin sonundaki " Hacc mevsimlerinde" ziyâdesini İbn Abbâs, Kur'ân'dan olmak üzere okumuştur
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 4
14409
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Nu'mân ibnu Beşîr (R) şöyle demiştir:
p
eygamber (S) şöyle buyurdu: "Halâl olan şeyler bellidir. Haram olanlar da bellidir. Fakat halâl ile haram arasında
bir
takım şübheli şeyler vardır. Her kim kendisince günâh olması sezilen
bir
şeyi terk ederse o, harâmlığı a
p
açık olan şeyi daha çok terkedici olmuştur. Her kim günâh olması şübheli olan şeye cür'et ederse, bu da harâmlığı a
p
açık olan şeylere dalmağa yaklaşmıştır. Ma'siyetler (haramlar) Allah'ın korusudur. Her kim sürüsünü korunmuş arazî etrafında otlatırsa, o koruluğa düşmesi yakın olur"
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 5
14410
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ukbetu'bnu'l-Hâris(R)'ten (şöyle demiştir): Siyah
bir
kadın geldi de, Ukbe'yi ve Ukbe'nin evlendiği kadını emzirdiğini iddia etti. Akabinde Ukbe bu emzirilmeyi
p
eygamber'e zikretti.
p
eygamber Ukbe'den yüz çeviri
p
tebessüm ederek: "(Senin, evlendiğin kadınla süt kardeşi bulunduğun) söylenmiş olduğu hâlde (onunla temasın) nasıl olur?!" buyurdu. Ukbe'nin nikâhı altında Ebû îhâb ibn Azîze't-Temîmî'nin kızı (Guneyye) vardı
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 6
14412
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Adiyy ibn Hatim (R) şöyle demiştir: Ben
p
eygambere mı'râd(avın)dan sordum.
p
eygamber (S):
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Mı'râd sivri tarafıyla isabet ettiği zaman o avı ye. Enli tarafıyla isabet ettiği ve öldürdüğü zaman, artık o av hayvanını yeme. Çünkü okun enli tarafıyle vurulan hayvan vaktzedir (so
p
a ile vurulmuş olu
p
, haramdır)" buyurdu.
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ben bu sefer:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">—Yâ Rasûlallah! Ben av kö
p
eğimi Bismillah diyerek salıyorum. Akabinde avın üzerinde onun beraberinde üstüne Besmele çekmediğim başka
bir
kö
p
ek buluyorum ve o avı bu iki kö
p
ekten hangisinin yakaladığını bilemiyorum? dedim.
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Rasûlullah:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Sen o avı yeme! Çünkü sen ancak kendi kö
p
eğin üzerine Bismillah dedin, diğer kö
p
ek üzerine Bismillah demedin!" buyurdu
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 8
14413
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir:
p
eygamber (S)
bir
keresînde yerde düşürülmüş
bir
hurmaya tesadüf etti de: "Şu hurmanın sadaka malından olmadığını bileydim, muhakkak onu yerdim" buyurdu.
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ve Hemmâm, Ebû Hureyre'den; o da
p
eygamberden söyledi ki,
p
eygamber (S): "Bâzı defa gece ailemin yanma yatmağa geldiğimde yatağımın üstüne düşmüş
bir
hurma bulurum, yemek üzere ağzıma götürürüm de, sonra sadaka malı olmasından korkarak elimden bırakırım. Onun sadaka hurması olmadığını yakînen bilseydim muhakkak yerdim" buyurmuştur
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 9
14414
<
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Abbâd ibnu Temîm'in amcası Abdullah ibnu Zeyd el-Mâzinî şöyle demiştir:
bir
kimsenin namaz kılarken gönlünde abdestinin bozulduğu hakkında
bir
vesvese hisseder olduğu
p
eygamber'e şikâyet tarzında arz olundu da:
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— O zât namazı kesi
p
bozar mı? denildi.
p
eygamber (S):
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Hayır,
bir
ses işitmedikçe yâhud
bir
koku duymadıkça namazı kesmez" diye cevâb verdi.
p
> <
p
style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ve Muhammed ibn Ebî Hafsa, ez-Zuhrî'den söyledi ki, o: Abdest almak ancak koku duyduğun yâhud ses işittiğin hâllerde olur, demiştir
p
>
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 10
İlk Sayfa
<
140
141
142
143
144
>
Son Sayfa