Arama Sonuçları vardır O

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/7743-vardir-O/340

NoHadis MetniKaynak
14391

Bize Alî ibnu Abdillah el-Medînî tahdîs etti. Bize Sufyân ibnu Uyeyne tahdîs etti. Bize Muhammed ibnu'l-Munkedir tahdîs edip şöyle dedi: Ben Câbir ibn AbdilIah(R)'tan işittim, şöyle dedi: Pey­gamber (S) Hendek günü insanlardan (düşmanın haberini bana kim getirir diye) çağırıp istedi. Peygamber'in bu da'vet ve isteğine ez-Zubeyr icabet etti. SOnra Peygamber insanlardan bunu tekrar istedi. Bu isteğe de ez-Zubeyr ibnu'I-Avvâm icabet etti. SOnra yine insan­lardan bunu yapacak kimse istedi. Bu sefer de yine ez-Zubeyr icabet etti. Bunun üzerine Peygamber:

— "Her peygamberin bir havarisi OlOr:green'>vardır, benim havarim, natıs yardımcım ise ez-Zubeyr'dir" buyurdu

Sufyân ibn Uyeyne: Ben bu hadîsi İbnu'l-Munkedir'den belle­dim, dedi.

Eyyûb es-Sahtıyânî de İbnu'l-Munkedir'e künyesiyle hitâb ederek:

— Yâ Ebâ Bekr! Sen insanlara Câbir'den hadîs söyle. Çünkü tOpluluk senin Câbir'den hadîs söylemenden hOşlanıyOrlar, dedi.

Bunun üzerine Îbnu'l-Munkedir de mecliste bulunanlara:

— Ben Câbir'den işittim, ben Câbir'den işittim, diyerek dört hadîsnarasını arka arkaya uladı.

Alî ibnu'l-Medînî dedi ki: Ben Sufyân ibn Uyeyne'ye:

— Sufyân es-Sevrî "Hendek günü" yerine "Kurayza günü" şek­linde söylüyOr, dedim.

İbnu Uyeyne:

— Ben Îbnu'l-Munkedir'den bunu senin "Hendek günü" Otu­ruşun gibi kesin Olarak bu lafızla belledim, dedi.

Sufyân ibn Uyeyne:

O, bir gündür, yânî "Hendek günü" ile "Kurayza günü" bir günden ibarettir, dedi ve bunu söylerken Sufyân ibnu Uyeyne gülüm­sedi

Câbir ibn AbdilIah
14397

Bize Şu'be tahdîs etti ki, Ebû Cemre Nasr ibnu İmrân ed-Dab'î şöyle demiştir: İbn Abbâs (R) beni kendi serîri üzerine Otur­turdu. O bana şöyle derdi: Abdu'1-Kays elçileri (Bahreyn tarafların­dan) Rasûlullah'ın huzuruna geldikleri zaman:

—  "Hey'et kimlerdendir?" diye sOrdu. Onlar:

—  Biz Rabîa kabîlelerindeniz, dediler. Rasûlullah (S):

—  "HOş geldiniz! Allah sizi utandırmasın, pişman etmesin!" buyurdu.

Bunun üzerine Onlar:

— Yâ Rasûlallah! Seninle bizim aramızda kâfir Olan Mudar ka­bileleri OlOr:green'>vardır. O hâide bize kestirme birşey emret de, O sebeble biz­ler cennete girelim ve Onu arkamızda kalanlarımıza haber verelim! dediler.

Bu arada Rasûlullah'a içkileri de sOrdular. Rasûlullah Onları dört şeyden nehyetti ve dört şeyi de emretti: Onlara yalnız Allah'a îmân ile emrettikten sOnra:

—  "Yalnız Allah'a îmân etmek ne demektir, bilir misiniz?" di­ye sOrdu.

Onlar:

— Allah ve Rasûlü en iyi bilendir! dediler. Rasûlullah:

—  "Ortaksız ve yalnız Olarak Allah'tan başka ilâh Olmadığına ve Muhammed'in Allah 'in Rasûlü Olduğuna şehâdet etmek, namazı kılmak, zekâtı vermek -râvî dedi ki: Zannederim ki, burada rama­zân Orucu da OlOr:green'>vardır-, ganimetlerden beşte birini vermenizdir" buyur­du.

Ve Onları dört şeyden: Dubba'dan, hantem'den, muzeffet'ten ve nakîr (denilen kaplara hurma yâhud üzüm şırası kOymak)dan neh­yetti. Bazen İbn Abbâs'm "Muzeffet" yerine "Mukayyer" dediği de OlOr:green'>vardır.

Rasûlullah:

— "Bunları ezberleyin ve bunları gerinizde bıraktığınız kavim ve kabilelerinize tebliğ ediniz!" buyurdu

İbn Abbâs
14402

Bize Abdullah ibnu Avn, Enes ibn Sîrîn'den haber verdi ki, Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Ebû Talha'nın hasta yatmakta Olan bir Oğlu vardı. Ebû Talha dışarı çıktı, ardından çOcuk vefat et­ti. Ebû Talha dönüp geldiğinde:

—  Oğlum ne yaptı, nasıl Oldu? dedi. Ümmü Suleym:

—  ÇOcuk, Olduğundan daha sakin hâldedir, dedi.

Bundan sOnra Ümmü Suleym, kOcası Ebû Talha'ya akşam ye­meğini takdîm etti, O da yemeği yedi. SOnra Ümmü Suleym ile cinsî münâsebet yaptı, Ebû Talha bu işi bitirip ayrılınca, Ümmü Suleym Ona:

—  ÇOcuğu defn et! dedi.

Ebû Talha sabaha ulaşınca Rasûlullah'a geldi ve yaptıkları işi O'na haber verdi. Rasûlullah (S):

—  "Siz bu gece cinsî münâsebet mi yaptınız?" buyurdu. Ebû Talha da:

—  Evet, dedi. Rasûlullah:

—  "Yâ Allah! Bunlara bu gecelerini mübarek kıl!" diye dua etti. Ümmü Suleym sOnra bir Oğlan dOğurdu.

Enes dedi ki: Ebû Talha:

— Bu çOcuğu muhafaza et de böylece Peygamber'in yanına gö­tür, dedi.

Enes de bu çOcuğu Peygamber'e götürdü. Ümmü Suleym benim yanımda birkaç tane hurma da göndermişti. Peygamber çOcuğu aldı da:

—  "Enes'in yanında birşey var mı?" diye sOrdu. Oradakiler:

—  Evet, hurmalar OlOr:green'>vardır, dediler.

Peygamber O hurmaları aldı, Onları ağzında çiğneyip ezdi, sOn­ra kendi ağzından aldı da Onu çOcuğun ağzının içine kattı ve damağı­nı Onunla Ovaladı. ÇOcuğa da Abdullah adım verdi.

Bize Muhammed ibnu'l Müsennâ tahdîs etti. Bize İbnu Ebî Adiyy, İbnu Avn'dan; O da Muhammed ibn Sîrîn'den; O da Enes'ten Olmak üzere tahdîs edip bu hadîsi şevketti

Buhari - KİTABU'L-AKIKA - 4