Arama Sonuçları bulu p

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/49858-bulu-p/190

NoHadis MetniKaynak
14413 <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: peygamber (S) bir keresînde yerde düşürülmüş bir hurmaya tesadüf etti de: "Şu hur­manın sadaka malından olmadığını bileydim, muhakkak onu yerdim" buyurdu.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ve Hemmâm, Ebû Hureyre'den; o da peygamberden söyledi ki, peygamber (S): "Bâzı defa gece ailemin yanma yatmağa geldi­ğimde yatağımın üstüne düşmüş bir hurma bulurum, yemek üzere ağzıma götürürüm de, sonra sadaka malı olmasından korkarak elimden bırakırım. Onun sadaka hurması olmadığını yakînen bilseydim mu­hakkak yerdim" buyurmuştur p> Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 9
14368<p style="margin-left:0.1pt; margin-right:43.7pt; text-align:justify">Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kâtiplerinden Ebû Rib’î Hanzala İbni Rebî‘ el-Üseydî şöyle demiştir:p> <p style="margin-left:0.1pt; margin-right:43.7pt; text-align:justify">Ebû Bekir benimle karşılaştı ve bana:p> Nasılsın, ey Hanzala? diye sordu. Ben de: - Hanzala münafık oldu, dedim. Ebû Bekir: Sübhânellah, sen ne diyorsun? dedi. Ben cevaben dedim ki: Bizler, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında bulunuyoruz. Bize cennet ve cehennemden bahsediyor, sanki gözlerimizle görüyormuşuz gibi oluyoruz. Onun huzurundan ayrılıp çoluk çocuğumuzun yanına ve işlerimizin başına dönünce, çok şeyi unutuyoruz. <p style="margin-left:0.1pt; margin-right:43.7pt; text-align:justify">Ebû Bekir radıyallahu anh dedi ki:p> Allah’a yemin ederim ki, biz de benzeri şeylerle karşı karşıyayız. Ben veEbû Bekir birlikte yola düştük ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ in huzuruna girdik. Ben: Ya Resûlallah! Hanzala münafık oldu, dedim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem : <p style="margin-left:0.1pt; margin-right:43.7pt; text-align:justify">– “Bu ne demek?” dedi. Ben:p> Ya Resûlallah! Senin yanında bulunuyoruz, bize cennet ve cehennemdenbahsediyorsun; sanki onları gözümüzle görüyor gibi oluyoruz. Senin huzurundan çıkıp da çoluk çocuğumuzun yanına ve işimizin başına dönünce, çoğunu unutuyoruz, dedim. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem : <p>“Nefsimi gücü ve kudretiyle elinde bulunduran Allah’a yemin ederimki, şayet siz, benim yanımda bulunduğunuz hâl üzere devam edip zikir üzere olabilseydiniz, yataklarınızda ve yollarınızda melekler sizinle musafaha ederlerdi. Fakat ey Hanzala, bir saatinizi ibadete, bir saatinizi de dünya işlerinize ayırınız” buyurdu ve bu sözünü üç defa tekrarladıp> Müslim, Tevbe 12-13. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 59
14385 <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">el-Berâ ibn Âzib (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) Me­dine'ye hicret edip geldiğinde onaltı yâhud onyedi ay Kudüs'teki Bey-tu'l-Makdis tarafına doğru namaz kıldırdı. Fakat her zaman kıblesinin Ka'be'ye karşı döndürülmesini arzu eder dururdu (ve bu arzusunu gökyüzüne bakarak Yüce Allah'a karşı izhâr eylerdi). Bunun üzeri­ne Yüce Allah: "Biz, yüzünü çok kere göğe doğru evirip çevirdiğini muhakkak görüyoruz. Şimdi seni her hâlde hoşnûd olacağın bir kıb­leye döndürüyoruz. (Namazda) yüzünü artık Mescidi Haram tarafı­na çevir. Siz de nerede bulunursanız yüzlerinizi o yana döndürünüz..." (ei-Bakara: 144) âyetini indirdi. Bu suretle kıble, Ka'be tarafına yöneltildi.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">O gün sâhâbîlerden bir zât ikindi namazım peygamber'le bera­ber Ka'be'ye doğru kılmıştı. Bu zât sonra (ertesi gün sabah vakti) Medîne'den çıktı ve Küba'da sabah namazı kılmakta olan bir Ensâr cemâatine uğradı. Bunların Kudüs'e doğru namaz kıldıklarım görünce, namâzdakilere: peygamber'le beraber namaz kıldığını ve peygamber'in Kabe'ye yöneltildiğini ve kendilerinin ikindi namazında rukû'da iken Ka'be'ye doğru döndüklerini şehâdet suretiyle haber verdi. Kubâ halkı da Şam'a doğru namaz kılarlarken Ka'be tarafına yönediler p> el-Berâ ibn Âzib
14405 <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize Şuayb, ez-Zuhrî'den tahdîs etti. O şöyle demiştir:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb ve Ebû Seleme ibnu Abdirrahmân tah­dîs ettiler ki, Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Sizler; Ebû Hureyre, Rasûlullah'tan hadîs rivayetini çok yapıyor diyorsunuz ve yine sizler: Muhâcirler'in ve Ensâr'ın hâlleri nedir ki bunlar Rasûlullah'tan Ebû Hureyre'nin hadîs rivayet edişi gibi hadîs rivayet etmiyorlar, diyor­sunuz. Şu muhakkak ki Muhacir kardeşlerimiz çarşılarda alışveriş etmek meşgul ediyordu. Ben ise karın tokluğuna karşılık Rasûuıllah'tan hiç ayrılmaz, dâima O'nunla beraber olurdum. Bunun için onla­rın bulunmadıkları zaman ben hâzır bulunur, onlar unuttuklarında ben hafızamda tutar ezberlerdim. Ensâr'dan olan kardeşlerimi de mallarındaki çalışmaları meşgul ediyordu. Ben ise Suffa fakirlerin­den olan fakır bir kişi idim. Diğer sahâbîler hadîsleri unuturlarken, ben ezberimde tutar bellerdim. Muhakkak Rasûlullah (S) söylemek­te bulunduğu bir hadîs hakkında: "Ben şu makaalemi bitirinceye kadar elbisesini yayacak; sonra da elbisesini kendine doğru toplayacak her kişi elbette benim söyleyeceğim sözleri kesin olarak ezberleyecektir*' buyurmuştu. Bunun için ben hemen üzerimdeki renkli bezi Rasûlullah o makaalesini bitirinceye kadar yaydım, akabinde o bezi göğsü­me doğru topladım. Artık sonra Rasûlullah'ın bu konuşmalarından hiçbirşeyi unutmadım p> Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 1
14388 <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize Hammâd ibn Zeyd, Yahya ibn Saîd'den; o da Ubeyd ibn Huneyn'den; o da İbn Abbâs'tan tahdîs etti ki, Umer ibnu'l-Hattâb (R) şöyle demiştir: Ensâr'dan (Evs ibn Havlî isminde) bir adam vardı. O, Rasûlullah'tan ayrı ve uzakta bulunduğu zaman ben Rasûlullah'ın meclisinde hazır bulunur ve o gün Rasûlullah'tan olacak söz, fiil ve hâlleri ona getirirdim. Ben Rasûlullah'm meclisinden uzakta kaldığım zaman ise, o zât, Rasûlullah'ın meclisinde hazır bulunur ve o gün Rasûlullah'tan meydana gelen söz, fiil ve hâlleri bana getirirdi p> Umer ibnu'l-Hattâb
14390 <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ebû Hureyre (R) şöyle de­miştir: Bizler Rasûlullah'ın huzurunda bulunduğumuz sırada birden bedevilerden bir adam ayağa kalktı ve:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Yâ Rasûlallah! Benim için Allah'ın Kitabı ile hükmet! dedi. Akabinde onun muhâsımı olan kimse de ayağa kalktı ve:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Yâ Rasûlallah, hasmım doğru söyledi. Sen onun için Allah'ın Kitabı ile hükmet ve söz söylemek üzere bana izin ver! dedi.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">peygamber (S) de ona:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">—  "Sözünü söyle!" buyurdu. O da şöyle dedi:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Benim oğlum, bu a'râbî'nin yanında asîf, yânî ücretle çalı­şan bir kimse idi. Oğlum bunun karısıyle zina etmiş. İnsanlar bana oğlum üzerine taşlanmak cezası olduğunu haber verdiler. Ben bu ada­ma oğlum adına yüz koyun ve bir de cariyeyi fidye vererek, oğlumu bu cezadan kurtardım. Bundan sonra ben bu mes'eleyi ilim ehlinden sordum. Onlar da bana, onun karısı üzerine taşlama cezası düştüğü­nü, benim oğluma da ancak yüz deynek vurulma ile bir yıl gurbete sürgün edilmek cezası olduğunu haber verdiler! dedi.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Rasûlullah da:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, ben sizin aranızda elbette Allah 'in Kitabı ile hükmedeceğim: Câriye ile koyunları kendi sahibine geri veriniz. Senin oğluna gelince; onun üzerinde yüz deynek cezası ve bir yıl gurbete sürgün edilme cezası vardır" buyurdu.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bundan sonra Eşlem kabilesinden bir adam olan Uneys'e de.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Sana gelince yâ Uneys! Sen de bu adamın karısına git! Tahki­kini yap, eğer kadın suçunu itirâf ederse, onu recm et!" buyurdu.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Râvî: Uneys o kadına gitti, kadın da suçunu i'tirâf etmesi üzeri­ne, Uneys ona taşlama cezası uyguladı, demiştir.p>
14391 <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize Alî ibnu Abdillah el-Medînî tahdîs etti. Bize Sufyân ibnu Uyeyne tahdîs etti. Bize Muhammed ibnu'l-Munkedir tahdîs edip şöyle dedi: Ben Câbir ibn AbdilIah(R)'tan işittim, şöyle dedi: pey­gamber (S) Hendek günü insanlardan (düşmanın haberini bana kim getirir diye) çağırıp istedi. peygamber'in bu da'vet ve isteğine ez-Zubeyr icabet etti. Sonra peygamber insanlardan bunu tekrar istedi. Bu isteğe de ez-Zubeyr ibnu'I-Avvâm icabet etti. Sonra yine insan­lardan bunu yapacak kimse istedi. Bu sefer de yine ez-Zubeyr icabet etti. Bunun üzerine peygamber:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Her peygamberin bir havarisi vardır, benim havarim, natıs yardımcım ise ez-Zubeyr'dir" buyurdup> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Sufyân ibn Uyeyne: Ben bu hadîsi İbnu'l-Munkedir'den belle­dim, dedi.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Eyyûb es-Sahtıyânî de İbnu'l-Munkedir'e künyesiyle hitâb ederek:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Yâ Ebâ Bekr! Sen insanlara Câbir'den hadîs söyle. Çünkü topluluk senin Câbir'den hadîs söylemenden hoşlanıyorlar, dedi.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bunun üzerine Îbnu'l-Munkedir de mecliste bulunanlara:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Ben Câbir'den işittim, ben Câbir'den işittim, diyerek dört hadîsnarasını arka arkaya uladı.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Alî ibnu'l-Medînî dedi ki: Ben Sufyân ibn Uyeyne'ye:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Sufyân es-Sevrî "Hendek günü" yerine "Kurayza günü" şek­linde söylüyor, dedim.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">İbnu Uyeyne:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Ben Îbnu'l-Munkedir'den bunu senin "Hendek günü" otu­ruşun gibi kesin olarak bu lafızla belledim, dedi.p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Sufyân ibn Uyeyne:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— O, bir gündür, yânî "Hendek günü" ile "Kurayza günü" bir günden ibarettir, dedi ve bunu söylerken Sufyân ibnu Uyeyne gülüm­sedi p> Câbir ibn AbdilIah
14394 <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize Süleyman ibn Bilâl, Yahya ibn Saîd'den; o da Ubeyd ibn Huneyn'den tahdîs etti. O İbn Abbâs'tan işitti ki, Umer (R) şöyle demiştir: Ben (kadınlarından ayrı bir yere çekildiği zaman) geldim de Rasûlullah'ı yüksekçe bir oda içinde buldum. Rasûlullah'ın bulunduğu odanın merdiveni başında Rebâh isminde siyah bir hiz­metçisi vardı. Ona:p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Rasûlullah'a söyle, bu gelen Umeru'bnu'l-Hattâb'dır! dedim. Akabinde Rasûlullah bana içeri girmeme izin verdi... p> İbn Abbâs