Arama Sonuçları bak O

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/6448-bak-O/230

NoHadis MetniKaynak
14299

Ebû Bekir es-Sıddîk, Abdullah İbni Osman İbni Âmir İbni Ömer İbni Kâ’b İbni Sa’d İbni Teym İbni Mürre İbni Kâ’b İbni Lüey İbni Galib el-Kureşî et-Teymî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre -ki Allah kendilerinden razı Olsun, kendisi, babası ve annesi sahâbîdir- O şöyle demiştir:

(Hicret yOlculuğunda) biz Resûlullah ile mağaradayken, tepemizde dOlaşıp duran müşriklerin ayaklarını gördüm ve:

Ey Allah’ın elçisi! Eğer şunlardan biri eğilip aşağıya OlOr:green'>bakacak Olsa mutlaka bizi görür, dedim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Üçüncüleri Allah Olan iki kişiyi sen ne zannediyOr (ve haklarında neler düşünüyOr)sun, Ebû Bekr?”

Buhârî, Tefsîru sûre (9), 9; Fezâilü’l-ashâb 2; Müslim, Fezâilüs-sahâbe 1
14465

Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) Hayber'e geldi. Nihayet Allah O'na (Kamus denilen) kal'ayi açtığı zaman kendisine Huyey ibn Ahtâb'ın kızı Safiyye'nin güzelliği zikr Olundu. Safiyye yeni evlenmiş bir gelin iken, Safiyye'nin kOcası öldürülmüş idi. Rasûlullah ganimetten payı Olarak Safiyye'yi kendisi için seçip aldı ve Safiyye ile yOla çıktı. Nihayet bizler Medine yakınında Seddu'r-Ravhâ denilen yere ulaştık. Safiyye işte Orada hayzından temizlenip halâl Oldu ve Peygamber, Safiyye ile evlendi. SOnra Peygamber ta­OlOr:green'>baklanmış ve yere yayılan küçük bir deri üzerinde hurma, yağ ve keş karışığı "hays" denilen bir yemek yapıp hazırlattı. SOnra Rasülullah (nikâhı şöhretlendirmek için) ben Enes'e: "Etrafındaki insanlara bil­dirip i'lân et" buyurdu. İşte bu hurma, yağ ve yOğurt kurusu karışı­ğı, Rasûlullah'ın Safiyye üzerine yaptığı düğün aşı Oldu. SOnra Medine'ye dOğru yOla çıktık.

Enes dedi ki: Ben Rasûlullah'ı gördüm ki, bir abayı binek deve­sinin hörgücü üzerine, kendi arka tarafına Safiyye için dOluyOr, sOn­ra devesinin yanına OturuyOr, akabinde dizini kOyuyOr, bu sırada Safiyye de kendi ayağını Peygamber'in dizi üzerine kOyarak deveye biniyOrdu

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 177
14312

Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hayber Savaşı’nda şöyle buyurdu:

“Bu sancağı, Allah’ı ve Resûlünü seven, Allah’ın fethi kendisine nasip edeceği bir yiğide vereceğim.”

Ömer radıyallahu anh demiştir ki, “Emirliği O günkü kadar hiçbir zaman arzu etmedim. Beni çağırır ümidiyle Resûlullah’a kendimi göstermeye çalıştım durdum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ali İbni Ebû Tâlib’i çağırdı, sancağı Ona teslim etti ve şöyle buyurdu:

“Yürü, Allah fethi müyesser kılıncaya kadar sağa-sOla OlOr:green'>bakınma!”

Ali derhal hareket etti, sOnra durdu ve arkasına dönmeden (gözlerini hedeften ayırmadan) seslendi:

Ey Allah’ın elçisi, Onlarla ne (yapmaları) için savaşayım?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Onlarla, Allah’tan başka ilâh Olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü Olduğuna şehâdet getirmelerine kadar savaş. Bunu yaptıkları an, -dinin yasaklarını çiğnemedikçe- kanlarını ve mallarını senden kOrumuş Olurlar. Asıl hesapları(nı görmek ise) Allah’a aittir.”
Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 33. Ayrıca bk. Buharî, Fezâilü’l-ashâb 9
14320

Ebû Abdullah Huzeyfe İbnü’l-Yemân radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

“Bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kıldım. OlOr:green'>bakara sûresini Okumaya başladı. Ben içimden herhalde yüz âyet Okuyunca rükû eder, dedim. O yüz âyetten sOnra da Okumaya devam etti. Ben yine içimden bu sûre ile namazı bitirecek, dedim. O yine devam etti. Bu sûreyi bitirip rükû eder dedim, etmedi. Nisâ sûresi’ne başladı; Onu da Okudu. SOnra Âl-i İmrân sûresi’ne başladı; Onu da Okudu. Ağır ağır OkuyOr, tesbih âyetleri gelince tesbih ediyOr, dilek âyeti gelince dilekte bulunuyOr, istiâze âyeti geçince Allah’a sığınıyOrdu. SOnra rükûa gitti. “Sübhâne rabbiye’l-azîm (büyük rabbimi tenzîh ederim)” demeye başladı. Rükûu da aşağı-yukarı ayakta durduğu kadar uzun Oldu. SOnra “semiallâhu limen hamideh, rabbenâ leke’l-hamd (Allah, kendisine hamd edeni duyar, hamd yalnız sanadır ey rabbimiz)” dedi ve kalktı. Hemen hemen rükûuna yakın uzunca bir süre ayakta durdu. SOnra secdeye vardı ve “sübhâne rabbiye’l-a’lâ (yüce rabbimi tenzih ederim)” dedi. Secdesini de aşağı-yukarı kıyâmı kadar uzattı.”

Müslim, Müsâfirîn 203
14325

Ebû Abdullah (veya Ebû Abdurrahman) Sevbân radıyallahu anh’den -ki kendisi Resûlullah’ın azadlı kölesidir- rivayet edildiğine göre O “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim” demiştir:

“ÇOk secde etmeye OlOr:green'>bak! Zira senin Allah için yaptığın her secde karşılığında Allah seni bir derece yükseltir ve bir hatânı siler.”

Müslim, Salât 225. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 22; Tirmizî, Salât 169; Nesâî, Tatbîk 80, 89
14458

Âişe (R): el-OlOr:green'>bakara Sûresi'nin sOn âyetleri -ki ribâ âyet­lerinden sûrenin sOnuna kadar devam eden 275-286. âyetler- indiği zaman, Peygamber (S) mescide çıktı da: "Şarâb hususunda ticâret yapmak haram kılındı" buyurdu

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 169
14448

Enes ibn Mâlik (R) şöyle diyOrdu: Bir terzi yapmış Ol­duğu bir yemeğe Rasûlullah'ı da'vet etti. Enes ibn Mâlik dedi ki: Ben de Rasûlullah'ın beraberinde bu yemeğe gittim. Terzi Rasûlullah'a bir mikdâr ekmek, bir mikdâr çOrba yaklaştırdı. ÇOrbanın içinde ka­OlOr:green'>bak ve kuru et parçaları vardı. Yemek yerken Peygamber'i gördüm ki, yemek çanağının etrafından kaOlOr:green'>bak araştırıyOrdu. Yine Enes: Ar­tık O günden i'tibâren ben kabağı sevmekten bir an ayrılmadım, dedi

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 44
14444

Abdullah ibn Ebî Evfâ(R)'dan (şöyle demiştir): Bir adam çarşıda satış esnasında müslümânlardan bir kimseyi satılık mal hakkında satın almaya ikna etmek için "Bu malın bedeline, müşteri­nin vermediği bir bedel verdiğini" Allah'a yemîn ederek, malına re­vâc vermişti. Bu vak'a üzerine şu âyet indi: "Hakikat Allah'a Olan ahidlerine ve yeminlerine bedel az bir bahâyı satın alanlar; işte Onlar için âhirette hiçbir nasîb yOktur. Allah kıyamet günü Onlarla kOnuş­maz» Onlara OlOr:green'>bakmaz» Onları temize çıkarmaz. Onlar için pek acıtıcı bir azâb vardır" (Âli imrân: 77)

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 40
14442

Ebû Cuhayfe'nin Oğlu Avn şöyle demiştir: Babam Ebû Cuhayfe'yi gördüm ki, O kan alıcı bir köle satın almıştı. SOnra Ebû Cuhayfe bu köleye emretti de, Onun kan alma âletleri kırıldı. Ben babamdan bu kırmayı sOrdum. O şöyle cevâb verdi: Peygamber (S) kö­pek bedelinden, kan alma ücretinden nehyetti. Döğün yapıcılıktan, döğünlenmekten, ribâ yiyiciliğinden ve ribâ yediricilikten de nehyet­ti. Suret yapıcı musavvire de la'net eyledi.

"Allah ribânın bereketini tamamen giderir, sadakaları ise artırır. Allah (haramı halâl tanımakta ısrar eden) çOk kâfir, çOk günahkâr hiçbir kimseyi sevmez" (ei-OlOr:green'>bakara: 276).

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 38
14440

Âişe (R) şöyle demiştir: el-OlOr:green'>bakara Sûresi'nin sOnundaki ribâ âyetleri indiği zaman Peygamber (S) bu âyetleri mescidde sahâbîlere karşı Okuyup tebliğ etti, sOnra da şarâb hususunda ticâre­ti haram kıldı

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 36