Arama Sonuçları al O

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/12726-al-O/4150

NoHadis MetniKaynak
14261

Enes İbni Mâlik radıyOlOr:green'>allahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

OlOr:green'>allah, iyiliğini dilediği kulunun cezasını dünyada verir. FenOlOr:green'>alığını dilediği kulunun cezasını da, kıyamet günü günahını yüklenip gelsin diye, dünyada vermez.”

Nebî sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem (yine) şöyle buyurmuştur:

“Mükâfâtın büyüklüğü, belânın şiddetine göredir. OlOr:green'>allah, sevdiği tOpluluğu belâya uğratır. Kim başına gelene rızâ gösterirse OlOr:green'>allah Ondan hOşnut Olur. Kim de rızâ göstermezse, OlOr:green'>allahın gazabına uğrar.”

Tirmizî, Zühd 57. Ayrıca bk. İbnî Mâce, Fiten 23
14262

Enes İbni Mâlik radıyOlOr:green'>allahu anh şöyle dedi:

Ebû TOlOr:green'>alha radıyOlOr:green'>allahu anh’ın hasta bir erkek çOcuğu vardı. Ebû TOlOr:green'>alha evde değilken çOcuk öldü. Eve döndüğü zaman:

Oğlumun durumu nedir?” diye sOrdu.

ÇOcuğun annesi Ümmü Süleym:

O şimdi eskisinden daha rahat, dedi. Akşam yemeğini hazırlayıp getirdi.Ebû TOlOr:green'>alha yemeğini yedi sOnra da hanımıyla yattı. Daha sOnra hanımı Ona “ÇOcuğu defnediniz” dedi.

Ebû TOlOr:green'>alha sabahleyin Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem’e gitti ve Olup biteni anlattı. Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem:

“Bu gece ilişkide bulundunuz mu?” diye sOrdu.

Ebû TOlOr:green'>alha:

Evet, dedi. Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem: “OlOr:green'>allahım, bu ikisine mübârek kıl” diye dua etti.

(Zamanı gelince) Ümmü Süleym bir erkek çOcuk dOğurdu. Ebû TOlOr:green'>alha bana:

“ÇOcuğu OlOr:green'>al, Peygamber’e götür” dedi. Ümmü Süleym de bir miktar hurmaverdi, Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem: “ÇOcuğun yanında herhangi bir şey var mı?” diye sOrdu. Ben: Evet, bir kaç hurma var, dedim. Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem hurmOlOr:green'>aları ağzına OlOr:green'>alıp çiğnedi. SOnra çıkarıp çOcuğun ağzına kOydu ve damağını hafifçe Oğdu, adını da Abdullah kOydu.

Buhâri, Cenâiz 42, Akîka 1; Müslim, Edeb 23; Fezâilü’s-sahâbe 107

Buhârî’nin bir rivayetine göre Süfyân İbni Uyeyne; “Ensardan bir kişi (İbâye İbni Rifa’a) Abdullah’ın dOkuz çOcuğunu gördüğünü, hepsinin de Kur’an’ı Okuyan ve mânasını anlayan kimseler Olduğunu söylemiştir.” Buhâri, Cenâiz 42 Müslim’in rivâyetinde ise, Olay şöyle anlatılmaktadır:

Ebû TOlOr:green'>alha’nın, Ümmü Süleym’den Olma bir Oğlu vefat etti. Ümmü Süleym, ev hOlOr:green'>alkına:

Ebû TOlOr:green'>alha’ya ben haber vermedikce, Oğlu hakkında hiç biriniz bir şey söylemeyiniz! diye tenbihledi. SOnra Ebû TOlOr:green'>alha eve geldi. Ümmü Süleym akşam yemeğini getirdi. Ebû TOlOr:green'>alha yemeğini yedi. Yemekten sOnra Ümmü Süleym, eskiden Olduğundan daha güzel süslendi. O da hanımıyla yattı. Ebû TOlOr:green'>alha’nın karnı dOyup tatmin Olduğunu görünce Ümmü Süleym Ona: Ey Ebû TOlOr:green'>alha, bir millet, bir aileye emânet bir şey verseler de, sOnra emânetlerini isteseler, iade etmeyebilirler mi, ne dersin? dedi.

Ebû TOlOr:green'>alha:

Hayır, (vermemezlik edemezler) dedi.

Ümmü Süleym:

O hOlOr:green'>alde Oğlunu geri OlOr:green'>alınmış böyle bir emânet bil, dedi.

Ebû TOlOr:green'>alha kızdı ve:

Mademki öyle, niçin hiç bir şey Olmamış gibi davrandın? Şimdi de tutmuş,Oğlumun durumunu bana haber veriyOrsun, öyle mi? dedi. DerhOlOr:green'>al kOlOr:green'>alkıp Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem’e gitti ve Olanı biteni Olduğu gibi haber verdi. Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem: “Geçen gecenizi OlOr:green'>allah hakkınızda bereketli kılsın” buyurdu.

Ümmü Süleym hâmile kOlOr:green'>aldı.

Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem bir sefere çıkmıştı. Ümmü Süleym de bu sefere iştirak etmişti. Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem seferden döndüğünde Medine’ye gece girmezdi. Medine’ye yaklaştıklarında Ümmü Süleym’i dOğum sancıları tuttu. Bu sebeple Ebû TOlOr:green'>alha Onun yanında kOlOr:green'>aldı, Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem yOluna devam etti. Ebû TOlOr:green'>alha şöyle demeye başladı:

Rabbim! Sen çOk iyi bilirsin ki ben, Resûlün ile beraber Medine’den çıkmaktan, Onunla beraber Medine’ye girmekten sOn derece memnun Olurum. Fakat bu defa bildiğin sebepten takılıp kOlOr:green'>aldım.

Bunun üzerine Ümmü Süleym:

Ebû TOlOr:green'>alha! Şimdi artık sancım kOlOr:green'>almadı. Sen git, dedi.

(Enes diyOr ki) Biz yOlumuza devam ettik. Medine’ye geldiklerinde Ümmü Süleym’i yine dOğum sancısı tuttu ve bir erkek çOcuk dOğurdu. Annem (Ümmü Süleym) bana:

Enes, bu çOcuğu sen sabahleyin Resûlullah’a götürmeden kimse emzirmesin, dedi. Sabahleyin ben çOcuğu OlOr:green'>alıp Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem’e götürdüm. Resûlullah’ın elinde bir dağlama âleti vardı. Beni görünce: HerhOlOr:green'>alde Ümmü Süleym dOğum yaptı, buyurdular. Evet, dedim. Hemen elindeki dağlama âletini bıraktı. Ben de çOcuğu kucağına verdim. Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem, Medine’ye has acve hurmasından bir tane istedi. Onu ağzında iyice çiğnedi, sOnra da çOcuğun ağzına çOlOr:green'>aldı. ÇOcuk yOlOr:green'>alanmaya başladı. Bunun üzerine Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem:

“Medinelilerin hurma sevgisine bakın!” buyurdu. ÇOcuğun yüzünü Okşadı ve Ona Abdullah adını verdi.

Buhâri, Cenâiz 42, Akîka 1; Müslim, Edeb 23; Fezâilü’s-sahâbe 107
14471

Adiyy ibn Hatim (R) şöyle demiştir: Ben:

—  Yâ RasûlOlOr:green'>allah! Biz av yapma öğretilmiş Olan köpeklerimizi av üzerine göndeririz? dedim.

Rasûlullah (S):

—  "Onların senin için tuttukları avı ye!" buyurdu. Ben:

—  Bu köpekler tuttukları avı öldürürlerse? dedim. Rasûlullah:

—  "Öldürseler de yine ye (çünkü öldürme avın tezkiyesidir) buyurdu.

—  Biz ava mi'râd atıyOruz? dedim. Rasûlullah:

—  "Delip yarOlOr:green'>aladığı avı ye! Enli tarafıyle dOkunup öldürdüğü avı yeme!" buyurdu

Buhari - KITABU'Z-ZEBAIH VE'Ş-SAYD - 3
14263

Ebû Hüreyre radıyOlOr:green'>allahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Gerçek babayiğit, güreşte rakîbini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hâkim Olan kimsedir.”

Buhârî, Edeb 102; Müslim, Birr 106-108
14264

Süleyman İbni Surad radıyOlOr:green'>allahu anh şöyle dedi:

Bir gün Nebi sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem’in yanında OturuyOrdum. İki kişi birbirine sövüp duruyOrdu. Bunlardan birinin yüzü öfkeden kıpkırmızı Olmuş, bOyun damarları şişmiş, dışarı fırlamıştı.

Bunu gören Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ben bir söz biliyOrum, eğer bu kişi Onu söylerse, üzerindeki bu kızgınlık hOlOr:green'>ali geçer. Eğer O, “Eûzü billâhi mine’ş-şeytânirracîm = İlâhi rahmetten kOvulmuş şeytandan OlOr:green'>allaha sığınırım” derse, üzerindeki hâl kaybOlur.”

Oradakiler Nebî sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem’in Ona “İlâhî rahmetten kOvulmuş şeytandan OlOr:green'>allah’a sığın!” tavsiyesinde bulunduğunu ilettiler.

Buhârî, Bed’ü’l-halk 11, Edeb 44, 76; Müslim, Birr 109
14265

Muâz İbni Enes radıyOlOr:green'>allahu anh’den rivâyet edildiğine göre Nebî sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Gereğini yapmaya gücü yettiği hOlOr:green'>alde öfkesini yenen kimseyi OlOr:green'>allah, Kıyamet günü herkesin gözü önünde çağırır, hûriler arasından dilediğini seçmekte serbest bırakır.”

Ebû Dâvûd, Edeb 3 ; Tirmizî, Birr 74; Kıyâmet 48. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 18
14266

Ebû Hüreyre radıyOlOr:green'>allahu anh’den rivâyet edildiğine göre, bir adam Nebî sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem’e:

Bana öğüt ver, dedi. Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem de Ona: “Kızma!” buyurdu.

Adam dileğini bir kaç kez tekrar etti. Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem de (her defasında ısrarla) :

“Kızma!” buyurdu.

Buhârî, Edeb 76. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 73
14267

Ebû Hüreyre radıyOlOr:green'>allahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Erkek Olsun, kadın Olsun mü’min, OlOr:green'>allah’a günahsız Olarak kavuşuncaya kadar kendisinden, çOluk çOcuğundan, mOlOr:green'>alından belâ eksik Olmaz.”

Tirmizi, Zühd 57
14268

Abdullah İbni Abbâs radıyOlOr:green'>allahu anhümâ şöyle dedi:

Uyeyne İbni Hısn (Medine’ye) geldi ve yeğeni Hurr İbni Kays’a misafir Oldu. Hurr, Hz. Ömer’in danışma meclisi üyelerindendi. Zaten genç Olsun yaşlı Olsun âlimler (kurrâ), Hz. Ömer’in danışma meclisinde bulunurlardı. Bu sebeple Uyeyne, yeğeni Hurr İbni Kays’a:

Yeğenim, senin devlet başkanı yanında önemli bir yerin vardır. Beni kendisiyle görüştür, dedi.

Hurr, Ömer’den izin OlOr:green'>aldı. Uyeyne Ömer’in yanına girince:

Ey Hattâb Oğlu, OlOr:green'>allah’a yemin ederim ki, bize fazla bir şey vermiyOrsun.Aramızda adâletle de hükmetmiyOrsun, dedi.

Ömer hiddetlendi, Uyeyne’ye ceza vermek istedi.

Bunun üzerine Hurr:

Ey Müminlerin emiri, OlOr:green'>allah, Peygamberine “Affı seç, iyiliği emret, cahilleri cezOlOr:green'>alandırmaktan vazgeç!” buyurdu. Benim bu amcam da câhillerdendir, dedi.

OlOr:green'>allah’a yemin ederim ki, Hurr bu âyeti Okuyunca Ömer, Uyeyne’yi cezOlOr:green'>alandırmaktan vazgeçti. Zaten Ömer, OlOr:green'>allah’ın kitabına sOn derece bağlı idi.

Buhârî, Tefsîru sûre (7), 5, İ’tisâm 2
14269

Abdullah İbni Mes’ûd radıyOlOr:green'>allahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem:

“Hiç şüphesiz, benden sOnra, adam kayırmOlOr:green'>alar ve yadırgayacağınız bazı işler Olacaktır” buyurdu. Ashâb-ı kirâm: Ey OlOr:green'>allahın Resûlü! O zaman nasıl davranmamızı tavsiye edersiniz? dediler.

Peygamber sOlOr:green'>allOlOr:green'>allahu OlOr:green'>aleyhi ve sellem de:

“Siz üzerinize düşen görevleri yapar, kendi hakkınızı ise, OlOr:green'>allah’tan beklersiniz” buyurdu.
Buhâri, Menâkıbu’l-enbiyâ 8; Fiten 2 ; Müslim, İmâre 45, 48